Logo

11. Hukuk Dairesi2024/6490 E. 2024/9417 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tasfiye edilerek ticaret sicilinden terkin edilen bir limited şirketin, eski bir çalışanın açtığı hizmet tespit davası nedeniyle yeniden ihyası talebinin hukuki geçerliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, tasfiye edilen şirketteki çalışması sırasında eksik bildirilen sigorta primlerine ilişkin hizmet tespit davası açabilmesi için şirketin yeniden tescilinin zorunlu olması ve davacının bu konuda hukuki menfaatinin bulunması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin şirketin ihyasına ilişkin kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43.Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1749 Esas, 2024/1344 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/220 E., 2023/439 K.

Taraflar arasındaki şirket ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tasfiye memuru ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, dava dışı ... Denizcilik Tur. Ltd. Şti. ünvanlı işyerinde 25.03.2006-19.03.2021 tarihleri arasında, sırasıyla ... Enspektörü, DPA (...) & ... (Company Security Officer) ve devamında Operasyon Müdürü gibi nitelikli pozisyonlarda çalıştığını, müvekkilinin aldığı gerçek ücretin, çalıştığı süre boyunca kendisine elden ödendiğini ve bu nedenle SGK primlerini eksik bildirildiğini, bu durumun düzeltilmesi için taraflarınca 02.09.2022 tarihinde İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi 2022/508 E. dosyasında hizmet tespit davası açıldığını, ancak davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği yapılan yargılamada öğrenildiğini, 28.09.2022 tarih 10670 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ve İTO Sorgu ekranına göre tasfiye sonu nedeniyle sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığını, İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi 2022/508 E. dosyasında 21.12.2022 tarihli celsede taraf teşkili sağlanamadığından davalı şirketin ihyası için dava açmak ve mahkemeye bu hususta beyanda bulunmak üzere taraflarına süre verildiğini, İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi'nin 2022/508 E. sayılı dosyası ile sınırlı olmak kaydıyla dava dışı şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki taleplerinin, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde, gerekçe göstererek tescil talebini reddettiğini, müvekkili müdürlüğe 456894-0 ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde ... Denizcilik Tur. Ltd. Şti.'nin prosedürlere uygun olarak tasfiye edildiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecindeki eksik yada erken sonuçlandırılan tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memuru olduğunu, bu nedenle müvekkilinin yasal hasım konumunda olduğundan yargılama masraflarının üzerlerine yüklenmemesi gerektiğini, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ihyası talep olunan şirket olan ... Denizcilik Tic. Ltd. Şti.'nin tasfiye memuru olarak müvekkilinin atandığını, genel kurulda alınan kararlar neticesinde usulüne uygun olarak ayrı tarihlerde 3 ayrı Ticaret Sicil Gazetesi ilanı yapıldığını, tasfiyenin tamamlanması için geçmesi gereken yasal sürelerin beklendiğini ve bunun sonrasında tasfiye işlemlerinin hukuka ve usulüne uygun olarak gerçekleştiğini, bu husus dikkate alındığında şirketin tüzel kişiliğinin hukuka uygun olarak sonlandığını, tasfiye sürecinde yer alan Ticaret Sicil Gazeteleri ilânları esnasında, tasfiye memuruna hiçbir bildirimde bulunulmadığını, ihtar, iadeli taahhütlü mektup, ilanlar esnasında bildirimin olmaması nedeni ile şirketin tasfiyesinin usulüne uygun olarak tamamlandığını, davacının kendisine yapılan 13.01.2021 tarihli bildirimle şirketin tasfiyeye sokulacağını ve tasfiye neticesinde kapatılacağını bu yüzden, ihbar süresi sonunda kendisine yasal haklarının ödeneceğinin yazılı olarak bildirildiğini, davacının iş akdinin 19.03.2021 tarihinde sona erdirildiğini, tüm hak ve alacaklarının eksiksiz olarak kendisine ödendiğini, bu kapsamda davacının verdiği açık ibranamenin mevcut olduğunu, davacının çalıştığı süreçte şirketin tasfiye olacağını, bu hususun kendisine yazılı olarak bildirildiğini, bu evrakın kendisi tarafından imzalı olduğunu, tüm hak ve alacaklarının ödenmesini de kabul ettiğini ve kendi iradesi ile ibranameyi imzaladığını, yazılı olarak hiç bir talepte bulunmadığını, ihyası talep olunan şirketin hali hazırda tasfiyeye gireceğini açıkça bilmesi veya usulüne uygun ilânlarla üçüncü kişilere bu hususun tebliğ edilmesi karşısından bildiriminin olmadığı gözetildiğinde, davacının durumu bildiği ancak, yazılı veya sözlü talebinin olmadığını, tasfiye sürecinde de bildirimde bulunmadığını bu yüzden gerek tasfiye olmuş şirkete gerekse de tasfiye memuruna kusur yüklenemeyeceğini, öncelikle hizmet tespiti davalarının bulunduğu dönemin ortaya konulması, TTK kapsamında hizmet tespiti davalarının ek tasfiyeye yeterli olmaması, bu tip davaların durumun tespitinin açık olması karşısında hukuki menfaatten bahsedilemeyeceğini, hukuka uygun olarak genel kurul kararıyla tasfiye edilen şirketin, özellikle de davacı tarafından iddia edildiği gibi nitelikli pozisyonlarda çalışmış ve bu çalışma süresinin 2006-2021 kadar sürdüğü iddiası karşısında, eksik prim ödemesi iddiasının ''yerindeliği'' ve ''gerçekliği'' tartışmalı hale getirdiğini ve aslen bir menfaatinin olmadığı anlamını taşıdığını, hukuka uygun olarak genel kurul kararıyla tasfiye edilen şirketin, yetkililerince şirketin tasfiye edileceğinin açıkça bildirilmesi karşısında davacının bildirim yapmadığını, dava ikame etmediğini, tasfiye memurunun da bu durumu bilebilme ihtimali olmaması nedenleri ile şirketin ihyasının bir gereklilik olmadığını, dolayısıyla hukuki menfaati sağlamayacağından davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 547 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için de bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyetin sicilde tescil edilmelidir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2020/2122 E., 2020/4238 K. sayılı 19.10.2020 tarihli ilamı aynı yöndedir). Bu kapsamda şirketin ihyasında davacının hukuki menfaatinin bulunduğu tespit edilmiş olup, 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinde "tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilir" şeklinde düzenleme gereğince; davacının tasfiye esnasında derdest olan dava dosyası nedeniyle bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, bu nedenle davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 456894-0 ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde ... Denizcilik Tur. Ltd. Şti.'nin, İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi'nin 2022/508 E. sayılı dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için, 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre şirketin yetkili ortağı ...'ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, davalı ... Sicil Müdürlüğü'nün ise yasal hasım olması ve davalı ... Sicil Müdürlüğünün işbu davanın açılmasında üzerine atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, davalı ... Sicil Müdürlüğü'nün yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı, dosya kapsamı itibarıyla davalı tasfiye memurunun, dava ve tasfiyenin sonlandırılmasına dair karar tarihleri dikkate alındığında dava konusunda bilgi sahibi olmasının beklenemeyeceği, bu nedenle tasfiyeyi sonlandırmasının hatalı olduğunun ve bu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin söylenemeyeceği, yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağına karar verilmiş, karar davalı tasfiye memuru ... vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ile ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu İstanbul 21. İş Mahkemesinin 2022/508 E. sayılı dosyasının sonuçlandırılabilmesi için terkin edilmiş şirketin yeniden tescilinin zorunlu olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile şirketin ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı tasfiye memuru ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı tasfiye memuru ... vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tasfiye sonucunda tasfiyenin sona erdiği tescil edilerek ticaret sicilinden terkin edilen limited şirketin 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesi uyarınca ek tasfiye davasıdır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı tasfiye memuru ... vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.