"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/995 Esas, 2024/1396 Karar
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/814 E., 2023/213 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... Sicil Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirket tarafından çalıştırılan dava dışı ....'e üst işveren sıfatıyla ödenen işçilik alacaklarının davalı şirketten rücuen tahsili talebiyle dava açtığını, yapılan yargılama sırasında şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşılması üzerine müvekkiline ihya davası açmak için kesin süre verildiğini ileri sürerek ...'nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; terkin işleminin hukuka uygun yapıldığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yasal hasım olunduğundan aleyhlerine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile işbu ihya davasının 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, ihyası talep edilen şirket davalı olarak gösterilmiş ise de söz konusu şirketin sicilden terkin edilmekle hukuki olarak tüzel kişiliği sona erdiğinden hakkında dava açılamayacağı gerekçesiyle şirket hakkında açılan davanın pasif husumet ehliyeti olmaması nedeniyle reddine, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü hakkında açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı TTK) geçici 7. maddesinin on beşinci fıkrasında yer alan 5 yıllık hak düşürücü süreye ilişkin ibarenin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, ayrıca Sicil Müdürlüğünce aynı Yasa hükmünde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketin ticaret sicilinden re'sen terkin edildiği, terkin işleminin usulsüz olması nedeniyle de hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, davalı Sicil Müdürlüğü usulsüz terkin işlemi ile işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davalı şirket hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiş, karar, davalı ... Sicil Müdürlüğü vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, re'sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... Sicil Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 19.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.