Logo

11. Hukuk Dairesi2025/452 E. 2025/2113 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kefil olmadığı bir kredi sözleşmesi ve buna bağlı bono nedeniyle bankaya borçlu olup olmadığının tespiti ve sehven yaptığı ödemelerin iadesi istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kefil olarak imzalamadığı 19.03.2013 tarihli kredi sözleşmesi ve ilgili bonodan kaynaklanan bir borcu olmadığı ve sehven yaptığı ödemeleri geri alma hakkı bulunduğu gözetilerek, mahkemenin davacının menfi tespit ve istirdat taleplerini kabulüne ilişkin kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/122 Esas, 2023/357 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasında görülen davada mahkemece verilen kararı onayan Dairenin kararı aleyhinde taraflarca karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup görüşüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı banka ile dava dışı ... İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 20.12.2010 tarihli 300.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesini ve kredinin teminatı olarak alınan 10.12.2010 keşide tarihli ödeme günü belirli olmayan 400.000,00 TL’lik bonoyu davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, bu kredi sözleşmesi ile ilgili herhangi bir borcun kalmadığını, daha sonra dava dışı asıl kredi borçlusu şirket ile davalı banka arasında 19.03.2013 tarihli 300.000,00 TL’lik genel kredi sözleşmesi ve ekinde kredi teminatı olarak 19.03.2013 keşide tarihli 300.000,00 TL bedelli bono imzalanarak dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, bu krediye şirket müdürü ve bir şirket ortağının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza attıklarını, ancak sözleşme ve kredinin teminatı olarak alınan bonoda davacının imzasının bulunmadığını, kredi taksit ödemelerinde gecikme olması üzerine davalı bankaca 18.05.2014 tarihli yazı ile davacıya borç miktarının 156.854,74 TL olarak bildirildiğini, bu bildirimden sonra davacı tarafından davalı bankaya sehven ödemeler yapıldığını, davacının daha sonra söz konusu yazıda belirtilen borcun kefil olarak imzalamadığı krediden kaynakladığını öğrendiğini ileri sürerek davacının kefil olarak imzalamadığı 19.03.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi ve kefil olarak imzaladığı 10.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesi ve bu kredi sözleşmesi ekinde kredi teminatı olarak alınan 10.12.2010 keşide tarihli 400.000,00 TL’lik bono sebebiyle davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile borçlu olmadığı halde sehven ödediği tutarların davalı bankadan ödeme gününden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdatını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dışı asıl kredi borçlusu şirket ile davalı banka arasında imzalanan ve davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak yer aldığı 10.12.2010 tarihli 300.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesinden doğan kredi borcunun yapılandırılması için 19.03.2013 tarihli 300.000,00 TL’lik genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, dolayısıyla yeni bir krediden doğan borcun söz konusu olmadığını, kredi borcunun ilk genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, davacının da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak borçtan sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak, 19.03.2015 tarihinde yapılan 6.532,81 TL, 21.04.2015 tarihinde yapılan 6.532,81 TL, 20.05.2015 tarihinde yapılan 6.532,81 TL, 19.06.2015 tarihinde yapılan 6.532,81 TL olmak üzere toplam 26.131,24 TL'nin davacı tarafından davalı bankaya ödendiği, diğer dekontların üzerinde başka kişi ya da şirketlerin adının bulunduğu, 400.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı, davalı banka tarafından davacıdan talep edilen 156.868,74 TL kredi borcu nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı ve söz konusu kredi nedeniyle davacının borçlu olmamasına rağmen toplam 26.131,24 TL ödediği gerekçesiyle davacının bono ile ilgili menfi tespit davasının kabulü ile 10.12.2010 tarihli 400.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davacı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı banka tarafından davacıdan talep edilen 156.868,74 TL kredi borcu yönünden davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından ödenen 26.131,24 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 12.09.2024 tarihli, 2024/3 E. 2024/6350 K. sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamına karşı taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.

IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ

A.Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kredi borcu ve teminat bonosundan kaynaklanan menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, tarafların 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

V. SONUÇ: Tarafların karar düzeltme isteminin HUMK'un 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 391,60'ar TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'un 442/3 hükmü uyarınca takdiren 3.605,00'er TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden ayrı ayrı alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.