Logo

11. Hukuk Dairesi2025/75 E. 2025/451 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirket adına tescilli endüstriyel tasarımın, davacının tanınmış markasını içermesi nedeniyle hükümsüz olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Başkasının markasını içeren bir ambalaj tasarımının tescilinin kötü niyet hali olarak değerlendirilebileceği, davalı tasarımın davacının markasının asli unsurunu içermesi ve bu durumun iltibasa yol açması nedeniyle davacının marka hakkına tecavüz teşkil edeceği gözetilerek, tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/837 Esas, 2023/838 Karar

HÜKÜM : Asıl ve birleşen davanın kabulü (Yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmek suretiyle)

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/225 E., 2023/69 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. ASIL ve BİRLEŞEN DAVA

Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde; müvekkili şirketin ... ibaresini ilk olarak 1990 yılında tescil ettirdiğini, müvekkiline ait, 2002/01533, 2002/01680, 2002/01776, 2004/02317, 2006/00904, 2006/01539, 2006/01969 numara ile tescilli endüstriyel tasarımlar bulunduğunu, müvekkilinin ayrıca "..." esas unsurlu markaların da sahibi olduğunu, müvekkilinin davalının 2013/05935 numaralı tasarım tescil başvurusunun yayınına görsel anlatımda müvekkili adına tescilli "..." tanınmış markasının birebir aynısını kullanmış olması sebebiyle itiraz ettiğini, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) bu itirazı reddine ilişkin kararının yerinde bulunmadığını ileri sürerek 2014/T-509 sayılı YİDK kararının iptaline ve 2013/05935-1.1 ve 1.2 sayılı tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II.ASIL ve BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP

1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Asıl davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin tescil başvurusunda bulunduğu tasarımın 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (554 sayılı KHK) tescil şartı olarak aradığı “yenilik ve ayırt edicilik” kriterini taşıdığını, davacının tescilli ambalaj tasarımları ile müvekkilinin tasarım ambalajının birbirinden farklı olduğunu, davacının tescilli tasarımlarının müvekkilinin tasarımının yenilik ve ayırt ediciliğini ortadan kaldırmadığını, davacının FORM ibaresi üzerinde münhasıran hak iddia ettiğini, ancak müvekkilinin bu ibareye emtianın niteliği ile irtibatlı olarak diğer birçok firma gibi tasarımda yer verdiğini, ne ambalajın üzerinde yer alan esas markasında ne de tasarımında davacının tasarım ve markaları ile iltibasa sebep olacak bir benzerlik olmadığını, tarafların ana markalarının “hünnap” ve “eti” olup aralarında bir benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3.Birleşen davada davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin “...” ibaresi için tanınmış marka başvurusunun reddedildiğini, güncel Yargıtay kararlarında davacı markalarında yer alan FORM ibaresinin ayırt edici gücünün zayıf olduğunun kabul edildiğini, form ibaresinin birçok firma tarafından fiilen yaygın olarak kullanıldığını, müvekkilinin tasarımında FORM ibaresinin ürünün diyet ürünü olduğuna işaret eden tasviri bir unsur olarak bulunduğunu, asli unsurun HÜNNAP olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, 2013/05935 sayılı endüstriyel tasarımının yeni ve ayırt edici olduğu, tasarımda yer alan FORM ibaresinin cins adı niteliğinde kullanıldığı, davacı markaları ile iltibas yaratmadığı, tasarım tescilinin davacının tanınmış markasının itibarına ve tanınmışlığına zarar vermediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başkasının markasını içeren bir ambalaj tasarımı oluşturarak tasarım tescil belgesi almak suretiyle marka tescilinden kaynakların hakların dolanılmasının kötü niyet hali olduğu, başvurunun kötü niyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiğinin ispatı halinde tasarımın hükümsüz kılınmasına karar verilebileceği, davalının tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunduğu belirlenmiş olmasına rağmen, dava konusu tasarımda yer alan "FORM" ibaresi ile davacının itirazına mesnet markalarının asli unsurunun da aynı kelimeden oluşması karşısında davalının tasarımının davacıya ait markaların asıl ibaresini içerdiği, bu durumun iltibasa ve haksız rekabete yol açacağı, davacının marka hakkına ve haksız rekabet hükümlerine dayanarak tasarım tesciline engel olma hakkı bulunduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, YİDK'nın 2014/T-509 sayılı kararının iptaline, 2013/05935-1 sayılı tasarımın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiş, karar asıl davada davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı Kurum kararının yerinde olup olmadığı ve birleşen davada davalı şirket adına tescilli endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasındadır.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalıların temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde ilgililere iadesine, 03.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.