Logo

11. Hukuk Dairesi2025/814 E. 2025/1633 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Terkin edilmiş bir şirketin ihyası davasında, verilen ihya kararının kapsamı, tasfiye memuru atanması ve yargılama giderlerine ilişkin hususların hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İhya kararının kapsamının taleple bağlılık ilkesine ve açıklık kuralına uygun olmaması, tasfiye memuru bilgilerinin eksik verilmesi, şirket unvanının hatalı yazılması ve davalı sıfatının yanlış belirtilmesi gibi hususlar re'sen gözetilerek, ayrıca 6102 sayılı TTK'nın Geçici 7. maddesi kapsamında olmayan bir terkine rağmen davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi de davacı yararına değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1895 Esas, 2024/1781 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2024/426 E., 2024/788 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Alüminyum Döküm Sistemleri ve İnşaat Mekanik Sanayi Ticaret Limited Şirketi aleyhinde İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2018/2534 E. sayılı dosyasından takip başlatıldığını ve söz konusu takibin devam ettiğini, ilamlı takibin dayanağının İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesinin 2008/422 E. sayılı dosyası olduğunu, anılan şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı TTK) Geçici 7. maddesine istinaden terkin edildiğini ve müvekkili Kurumun alacaklarının tahsili için taraf ehliyetinin sağlanması amacıyla ilgili şirketin ihyasının gerektiğini, davalı Sicil Müdürlüğü idari sorumluluğunu yerine getirmediğinden ve kanunen tasfiyeye girmemesi gereken şirketi tasfiyeye soktuğundan yargılama gideri ve vekâlet ücreti taleplerinin olduğunu ileri sürerek anılan Şirketin İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2018/2534 E. sayılı dosya alacağı bakımından ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün işleminin hukuka uygun olduğunu, 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesinde 29.05.2024 tarihinde yapılan değişiklikle artık müvekkili aleyhinde yargılama giderine hükmedilemeyeceğini savunarak öncelikle davanın reddine, şayet aksi kanaatte olunursa müvekkili aleyhinde yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi gereği tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalı yasal hasım olduğundan ve iş bu davanın açılmasında üzerine atfedilecek bir kusur veya ihmali bulunamadığından yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, 6102 sayılı TTK'nın 547. maddesi gereğince İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 474823-0 ticaret sicil numarasına kayıtlı İ ... Alüminyum Döküm Sistemleri ve İnşaat Mekanik Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin 6102 sayılı TTK nun 547. maddesi uyarınca İAA 2.İş Mahkemesinin 2008/422 E. sayılı dava dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına, TTK'nun 547/2 hükmü uyarınca Kaşif ...'in tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin ticaret siciline tescil ve kararının özetinin Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilanına, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava açılmadan evvel 29.05.2024 tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK'nın Geçici 7. maddesine ilave edilen, derhal yürürlüğe giren kanun hükmü ile davacı vekilinin vekâlet ücreti ve yargı gideri talebinin yasal bir dayanağının kalmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, 6102 sayılı TKK'nın Geçici 7. maddesine göre ticaret sicilinden terkin edilen dava dışı şirketin tarafı olduğu icra takip dosyasıyla sınırlı olarak ihyası ve bu süreçte tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1.6102 sayılı TTK'nın Geçici 7. maddesine göre ticaret sicilinden terkin edilmiş olan şirketin aleyhinde İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesinin 2008/422 E. sayılı dosyasında verilen kararın infazına ilişkin İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2018/2534 E. sayılı ilamlı icra takibiyle sınırlı olmak üzere ihyası ve bu süreçte şirkete tasfiye memuru atanması istemine ilişkin davada İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde davalı yasal hasım olduğundan ve işbu davanın açılmasında kusur veya ihmali bulunamadığından yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, 6102 sayılı TTK'nın 547. maddesi gereğince İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 474823-0 ticaret sicil numarasına kayıtlı İ ... Alüminyum Döküm Sistemleri ve İnşaat Mekanik Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin 6102 sayılı TTK'nın 547. maddesi uyarınca İAA 2. İş Mahkemesinin 2008/422 E. sayılı dava dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına, 6102 sayılı TTK'nın 547/2. maddesi uyarınca Kaşif ...'in tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin ticaret siciline tescil ve kararının özetinin Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilanına, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, kararı yargılama giderleri yönünden davacı vekilinin istinaf etmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği düzenlenmiş; aynı Kanun'un 114/1.h bendinde ise hukuki yararın dava şartlarından olduğuna yer verilmiş olup; bununla birlikte 297/2 hükmünde ise mahkemece kurulacak hükmün sonuç kısmında taleplerin her biri hakkında verilen kararın açık olması gerektiği, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, İlk Derece Mahkemesince kurulup Bölge Adliye Mahkemesince de uygun görülen hükümde; hukuki yarar gözetilerek sınırlı ihya kararı verilmesi isabetli ise de, ihyanın talep edildiği ve hukuki yararın da var olduğu anlaşılan İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/2534 E. sayılı icra takip dosyasıyla sınırlı olarak değil de hangi mahkeme olduğu yoruma muhtaç olan "İAA 2. İş Mahkemesinin 2008/422 E. sayılı" dosyasıyla sınırlı olarak gerçekleştirilmesi; tasfiye memuru atanması isabetli ise de, bu tasfiye memurunun kimlik numarasını belirtmek yerine hükümde "(TCK NO:......)" ibaresiyle bu kısma yönelik açıklık bırakacak şekilde karar verilmesi; ihyasına karar verilen şirket unvanın "İ ... Alüminyum Döküm Sistemleri Ve İnşaat Mekanik Sanayi Ticaret Limited Şirketi" şeklinde doğru yazılmaması ve sicil müdürlüğüne yönelik olup sicil müdürlüğü tarafından da takip edilen davada, karar başlığında ticaret sicil müdürlüğü yerine ticaret odasının davalı olarak gösterilmesi şeklinde infazda tereddüt oluşturacak bir çok unsur barındıran kararın re'sen bozulması gerekmiştir.

2.Öte yandan 29.05.2024 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7511 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16. maddesi ile 6102 sayılı TTK'nın Geçici 7. maddesine eklenen ek cümlede; bu maddede öngörülen usule uygun olarak kaydı silinen şirket veya kooperatifin ihyasına ilişkin yapılacak yargılamada ilgili ticaret sicili müdürlüğü aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmolunamayacağı düzenlenmiştir.

Bununla birlikte dosya muhteviyatından, ihyası istenen şirketin oda kaydı silindiğinden bahisle 6102 sayılı TTK'nın Geçici 7. maddesi kapsamında ticaret sicil kaydının silindiği anlaşılmakta olup, belirtilen bu terkin sebebi anılan madde kapsamında münfesihlik durumunu gerektirmediğinden, bu kapsamda yapılan terkin işleminin de maddede öngörülen usule uygun olarak gerçekleştirildiğinden bahsedilemez. Bu doğrultuda, davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmesine rağmen Mahkemece bu durumun dahi dikkate alınmaması doğru olmamış ve kararın bu nedenle de davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) numaralı nedenle re'sen, (2) numaralı nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.