Logo

12. Hukuk Dairesi2023/9621 E. 2024/4783 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İlamsız icra takibine karşı yapılan gecikmiş itiraz ve usulsüz tebligat şikayetinin reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine uygun olarak yapılan tebligatın usulsüz olmadığı, bila tebliğ iade edilen ilk tebligattaki şerhin gerçeğe uygun olup olmadığının mahkemece re'sen denetlenemeyeceği ve mernis adresinin güncellenememesinin gecikmiş itiraz sebebi olmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

DAVACI/BORÇLU : ...

DAVALI/ALACAKLI : ...

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

1) Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,

2) Alacaklının temyiz itirazlarına gelince;

Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, icra takibinden 2.03.2022 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı adresten 15.12.2021 tarihinde ayrıldığını, can güvenliği nedeniyle mernis adresini güncelleyemediğini, bilinen adresinin Ekim 2021 yılına kadar ortağı olduğu şirketin adresi olduğunu ileri sürerek asıl dosyada gecikmiş itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına; birleşen dosyada ise beyan edilen öğrenme tarihinin ve borca itirazın kabulüne, takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, asıl dosyada yerinde görülmeyen gecikmiş itirazın reddine, birleşen dosyada ise usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 2.03.2022 tarihi olarak tespitine karar verildiği, tarafların istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.

Aynı Kanun'un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasa'nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.

Söz konusu 7201 Sayılı Yasa'nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun'a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.

7201 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde ise,TK'nun 21/1. maddesine göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Bunun yapılabilmesi için de, tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu ve bu adrese tebligat yapılacağını tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.

Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilerek TK'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.

Ayrıca Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" hükmü yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna ve bu adrese tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından, adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden, tebliğ memuru tarafından Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz.

Somut olayda, takibin belgeye dayanmadığı, borçlunun ödeme emrinde yazılı bilinen son adresi olan “Göktürk Merkez Mah. Koruyolu Cad. No:60 İç Kapı No:1 Eyüp İstanbul” adresine çıkartılan tebligatın “muhatap gösterilen adresten isim ve imzadan imtina eden komşusu Murat Bey soruldu taşınmış çıkış merciine iade” şerhi verilerek 4.02.2022 tarihinde bila tebliğ iade edilmesi üzerine bu kez borçlunun mernis adresi de olan aynı adrese 15.02.2022 tarihinde TK’nın 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, TK'nın 21/2. maddesi uyarınca çıkartılan tebligat zarfı üzerinde, tebliğ işleminin TK'nın 21/2. maddesine göre yapılacağına dair tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında şerh verildiği anlaşılmıştır.

Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince, bila tebliğ iade edilen ilk tebligatta muhatabın adresten taşındığı yönünde beyanda bulunan komşu "Murat Bey" olarak belirtilen şahsın kim olduğu yönünde bir belirlilik olmadığından bu tebligatın usulsüz olduğu, bu halde borçluya TK'nın 21/2 maddesine göre çıkartılan ikinci tebligatın da usulsüz olduğu gerekçesi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmiş ve mahkemenin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin gerekçesi Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenmiş ise de; TK’nın 21/2. maddesi gereğince yapılan ödeme emri tebliğ işleminin öncüsü olan tebligatın iade

edildiği tarihte borçlunun bu adresten taşındığının şikayet dilekçesi içeriği ile kendisinin de kabulünde olduğu, bu hususun tespiti bakımından beyanına başvurulan komşunun kim olduğunun iade edilen tebligatta yazılmamış olmasının daha sonra TK’nın 21/2. maddesi kapsamında yapılan tebligatın geçerliliğine bir etkisinin bulunmadığı, aksi yönde bir iddia da bulunmadığından bila tebliğ iade edilen tebligattaki şerhin gerçeğe uygun olup olmadığının mahkemece re'sen denetlenemeyeceği nazara alındığında ödeme emri tebliğ işleminin uygun olduğu, diğer taraftan bir kısım sebeplerle mernis adresinin güncellenemediğine ilişkin iddianın gecikmiş itiraz sebebi olmadığı, bu hususun mahkemenin de kabulünde olduğu anlaşılmıştır.

O halde, İlk Derece Mahkemesince, asıl dosyada gecikmiş itirazın reddine karar verilmiş olması isabetli ise de birleşen dosyada ödeme emri tebligat usulsüzlüğü şikayetinin de reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ :

Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 19.10.2023 tarih ve 2022/3205 E.-2023/3376 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,

İstanbul Anadolu 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 10.06.2022 tarih ve 2022/135 E.-2022/468 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.