Logo

12. Hukuk Dairesi2024/113 E. 2024/1090 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra takibinde yapılan taşınmaz satışının feshi istemiyle açılan şikayet davasında, borçlunun yurt içinde adres gösterme koşulunu sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun vekilinin vekaletnamede yurt içi adres belirtmesinin ve takip dosyasındaki tebligatların bu adrese, aynı zamanda borçlunun mernis adresi olan bu yere yapılmış olmasının İİK m.134/2'deki yurt içinde adres gösterme koşulunu sağladığı gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Birleşen dosya yönünden şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- Asıl şikayet yönünden şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Şikayetçi borçlunun, asıl ve birleşen dosyalarda, tapunun 11 parselinde kayıtlı 11 bağımsız bölüm numaralı taşınmaza ilişkin yapılan ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince asıl şikayetin süreden, birleşen şikayetin ise derdestlikten reddi ile para cezasına yer olmadığına hükmedildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle; ihalenin feshi isteminin sürede olduğuna işaret edildikten sonra, yurt içinde adres gösterme koşulu sağlanmadığından İİK’nın 134/2. maddesine aykırılık olduğu gerekçesiyle asıl şikayetin reddine, birleşen şikayetin de derdestlik nedeniyle usulden reddine ve para cezasına yer olmadığına hükmedildiği, kararın şikayetçi borçlu tarafından asıl ve birleşen şikayetler yönünden temyiz edildiği anlaşılmıştır.

İİK'nın 134/2. maddesinde “ İhalenin feshini, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 281 inci maddesinde yazılı sebepler de dâhil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikâyet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler.” hükmüne yer verilmiştir.

İİK'nın 134/2. maddesindeki bu düzenlemenin 7343 sayılı Kanun değişikliğinden önceki gerekçesine bakıldığında, “ihaleye iştirak edenlerin şikayet yoluyla ihalenin feshini isteyebilmeleri için yurt içinde adres göstermeleri zorunluluğu getirmek suretiyle kötü niyetli isteklilerin önüne geçilmesinin amaçlandığı” belirtilmiştir. Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre de yurt içinde adres gösterme koşulunun ihalenin feshini isteyen üçüncü kişiler hakkında gerekli olduğu kabul edilmekle, takip dosyasında adresi mevcut olan alacaklı ve borçlu için kural olarak anılan şart aranmaz.

Şikayetçi asilin kendisini vekille temsil ettirmesi halinde dahi anılan maddede belirtilen bu koşulun yerine getirilmesi gereklidir. Zira vekilin vekaletten çekilmesi ihtimali gerçekleştiğinde şikayetçi asile yapılacak tebligatlar için ve işin sürüncemede kalmamasını amaçlayan “yurt içinde adres gösterme koşulu” yerine getirilmelidir.

Somut uyuşmazlıkta; ihalenin feshini isteyenin, takip dosyasının borçlusu konumunda olup ihalenin feshine yönelik şikayet dilekçesinde; sürekli olarak yurt dışında olduğunu, bu husus araştırılmadan ve kanuni zorunluluklara uyulmadan takip dosyasında yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürdüğü, ödeme emri tebligatının, yurt içi mernis adresinde bizzat kendisine, kıymet takdir raporu, 103 davetiyesi ve satış ilanının ise yine aynı adreste bu kez Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edildiği, şikayet dilekçesinde yurt dışı adresi yazılı ise de, şikayet dilekçesine ekli vekaletnamede borçlunun, tüm tebligatların yapıldığı yurt içi mernis adresinin yazılı olduğu görülmüştür.

Bu durumda, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında, vekaletnamede yurt içinde bir adres bildirilmesine rağmen, borçlunun iddiasının yurt dışında yaşadığına dayalı olması nedeniyle bu adresin borçlu tarafından kabul edilmediği gerekçesiyle İİK’nın 134/2. maddesinde yer alan yurt içinde adres gösterme koşulunun sağlanmadığı belirtilerek sonuca gidilmiş ise de; vekili vasıtasıyla şikayete başvuran borçlu tarafından verilen vekaletnamede yurt içi adresinin bildirilmesinin yanı sıra, takip dosyasında yapılan tebligatların bu adrese tebliğ edilmesi ve adresin, borçlunun mernis adresi olması nedenleriyle söz konusu gerekçeye itibar edilmemiştir.

O halde Bölge Adliye Mahkemesince, şikayet dilekçesinin, İİK’nın 134/2. maddesine aykırı olmadığı nazara alınarak, asıl şikayet dilekçesinde ileri sürülen ve istinaf sebebi yapılan fesih iddiaları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile asıl şikayetin reddine hükmedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 05.10.2023 tarih ve 2023/898 E. - 2023/1475 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.02.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.