"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
T.C. Anayasasının 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, Kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.
Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, uyuşmazlık açık bir şekilde ortaya konulmalı, kararın nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nın 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır.
Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının) ihlâlidir.
Bu Anayasal zorunluluğunun yansıması sonucu düzenlenen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Bu yasal düzenlemelerin doğal sonucu "gerekçeli kararın yargılaması yapılan davaya özgü" oluşturulmasıdır.
Kararın gerekçesinde iddia, talep ve savunma ortaya konulmalı, maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Kararın neleri içereceğine ilişkin bu kanuni şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Birden fazla davacı/davalı olduğu taktirde kararda her bir davacının/davalının durumu talepleri, savunmaları, sorumluluk ve hakları karar gerekçesinde ve hükümde ayrı ayrı gösterilmelidir.
6100 sayılı HMK'nın 31 maddesi;
"Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmünü içermektedir.
2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu'nun 115/1. maddesi;
"Birinci ve ikinci ihale, icra müdürü tarafından, ilanda belirlenen gün ve saatte, haczedilen malın muhammen kıymetinin yüzde ellisi üzerinden başlatılır. Şartların yerine gelmesi hâlinde mal, en yüksek teklif verene ihale edilir. Şu kadar ki, artırma bedelinin haczedilen malın muhammen kıymetinin yüzde ellisi ile o malla güvence altına alınan ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından hangisi fazla ise bu miktarı ve ayrıca bu miktara ilave olarak paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını da geçmesi şarttır." hükmünü içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta, şikayetçi vekili dava dilekçesinde özetle; Elazığ 1. İcra Müdürlüğünün 2019/126 talimat sayılı dosyası ile takip başlatıldığını müvekkilinin kredi borcundan dolayı teminatta yer alan kıymet takdirine konu gayrimenkullere ... dosyası ile değer biçildiğini bu değerin üzerinden 2 yıl geçmeden gelişen ve değişen sosyal ekonomik durum salgın hastalık nedeniyle artan gayrimenkul fiyatları göz ününe alındığında yeniden değerlendirme yapılmadan ihaleye çıkılması, açık artırma ihale tutanağında satış masrafları belirlenirken kıymet takdir masraflarının ihale bedeli oranında satış masraflarına eklenmesi gerekirken sadece satış avansının eklendiği, usulüne uygun olarak ihalenin yapılmadığı iddiası ile 27.04.2021 tarihinde yapılan ihalenin feshini talep ve dava etmiştir.
İcra dosyasına bakıldığında talimat dosyası ile 7 taşınmazın ihalesinin yapıldığı, daha sonra 1 taşınmazın ihalesinin düşürüldüğü anlaşılmıştır.
Şikayetçi vekili şikayet dilekçesinde fesih sebeplerine ilişkin iddiaları belirtmekle birlikte, hangi taşınmazların ihalesinin yapıldığını, hangi taşınmazların ihalesinin feshedildiğini açıkça belirtmemiş, ihalelerin feshini talep etmekle yetinmiştir.
Mahkemece şikayetçi vekilinden bu yolda bir açıklama istenilmediği gibi karar gerekçesinde de ihalenin feshine ilişkin olarak soyut genel değerlendirmelerde bulunulmuş, her bir taşınmaz açısından ihalenin fesih sebepleri, özellikle İİK'nın 115/1. maddesi uyarınca ihale bedelinin İİK'nın 115/1-2. cümle açısından değerlendirilmesi yapılmamıştır. İcra Mahkemesi ihalenin feshi talebinin reddine, İİK 134/2 maddesi gereğince taşınmazların toplam ihale bedeli olan 3.286,000 TL'nin %10'una tekabül eden 328,600 TL para cezasının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmiş olup bu karardan da ihalesi yapılan hangi taşınmazlar yönünden ihalenin feshi incelemesinin yapılıp karar verildiği anlaşılamamaktadır.
Sonuç olarak, İlk Derece Mahkemesince bir çok taşınmaza ilişkin ihalelerin feshi talebine ilişkin yargılamanın soyut bir şekilde yürütülüp, sonuçlandırılması ve karar gerekçesinde Anayasa'nın ve Yasa'nın amaçladığı anlamda kanun yolu denetimine elverişli bir gerekçe oluşturulmadan sonuca gidilmesi, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi sırasında bu hususların gözden kaçırılması hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacı vekiline hangi taşınmazlara ilişkin ihalenin feshi talebinde bulunulduğu açıklatılıp, ihalenin feshi sebeplerini her bir taşınmaz açısından irdeleyip, özellikle İİK'nın 129. maddesi yollaması ile 115/1. maddesinin 2. cümlesi açısından değerlendirme yapıp, tarafları tatmin edici ve kanun yolu denetimine elverişli gerekçe oluşturup, sonuca gitmektir.
Dava tarihinin Bölge Adliye Mahkemesinin karar başlığında 03.05.2021 yerine 26.10.2021 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
SONUÇ :
Yukarıda yazılı nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 05.10.2023 tarih ve 2022/6 E. 2023/1617 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Elazığ 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 26.10.2021 tarih ve 2021/252 E. 2021/501 K. sayılı kararının re'sen BOZULMASINA, bozma nedenine göre şikayetçinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.