"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı İlk Derece Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı vekili, icra mahkemesine başvurusunda, takip dışı (3. Kişi) ... Carefour Sabancı Ticaret Merkezi A.Ş.'nin 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğunu ileri sürerek sanıkların cezalandırılması ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ettiği, mahkemece, sanıkların beraatlerine ve tazminat talebinin reddine karar verildiği, anılan kararın Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 10.04.2012 tarih ve 2011/8300 Esas, 2012/3341 Karar sayılı ilamı ile tazminat hükmü yönünden bozulması üzerine mahkemece bozma sonrası yeniden yapılan yargılamada, davanın kabulüne 85.650,62 TL'nin ödeme tarihi olan 27.06.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılalardan alınıp davacıya ödenmesine karar verildiği, anılan kararın Dairemizin 18.06.2018 tarih ve 2017/3928 Esas, 2018/6194 Karar sayılı ilamı ile; "...Somut olayda, 3. kişinin İİK'nın 89. madddesi uyarınca gönderilen ve 17.05.2007 tarihinde tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine 05.06.2007 tarihinde vekili aracılığıyla, “..işbu yukarıda belirtilen firmanın nezdimizdeki iki ayrı hesabından doğan 193.955,01YTL bedelli alacak vadelerine göre sayın müdürlüğünüz tarafından ilgili müzekkeresinde bildirilecek hesap numarasına yatırılacaktır. Borçlu şirketin nezdimizde bulunmayan işbu toplam alacak tutarını aşan borç bakiyesine itiraz etmekteyiz....” şeklinde beyanda bulunarak itiraz ettiği ancak yasal süre içerisinde itirazda bulunmadığı, bu durumda, İİK'nın 89/4. maddesinde öngörülen tazminat davasının şartları oluşmadığından, mahkemece davanın reddi yerine işin esasının incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi ve bununla birlikte; mahkemenin kabulüne göre, davacının tazminat talebinin davalı şirkete yönelik olması ve yargılamanın 89/4. maddesine dayalı tazminat yönünden devam ediyor olması gözden kaçırılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde yer verilen “Taleple bağlılık” ilkesine aykırılık oluşturacak şekilde davalı şirket yanında diğer davalılar aleyhine de hüküm kurulması (davalı şirket ile birlikte tazminat ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaları)..." şeklindeki gerekçeyle bozulduğu, mahkemece, son olarak; bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının dikkate alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve bu kez son kararın temyiz konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.
Takip alacaklısı üçüncü kişinin tebliğ edilen haciz ihbarnamesine verdiği cevabın (itiraz) aksini ispat ederek cezalandırılması ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Ancak bu sorumluluğun doğabilmesi, yasal süre içerisinde yapılan bir itirazın varlığına ESAS NO : 2024/2791
bağlıdır. Üçüncü kişinin haciz ihbarnamesine karşı yalan beyanda bulunması cezai bakımdan suç, hukuki bakımdan haksız fiildir. Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil edebilir. Bu durumda, üçüncü kişiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesine İİK’nın 89. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen 7 günlük yasal süreden sonra itiraz edildiğinde ve süresinde yapılmış geçerli bir itiraz bulunmadığında üçüncü kişinin haksız fiilinden söz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 18.06.2018 tarih ve 2017/3928 Esas, 2018/6194 Karar sayılı son bozma ilamı ile; 3. kişinin İİK'nın 89. madddesi uyarınca gönderilen ve 17.05.2007 tarihinde tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine 05.06.2007 tarihinde vekili aracılığıyla itiraz edildiği, ancak yasal süre içerisinde itirazda bulunulmadığı, bu durumda, İİK'nın 89/4. maddesinde öngörülen tazminat davasının şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddi yönünde karar verilmek üzere kesin bozma yapılmıştır.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına dair karar verilmiş olup, bilindiği üzere; mahkemeler, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar verdikleri takdirde, artık uyma kararı ile bağlıdırlar.Bozma kararına uygun yeni bir karar vermek zorundadırlar. Bozmaya uyma kararı ile bozma yararına olan taraf için usule ilişkin kazanılmış hak doğmuştur.
Somut olayda, Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, bozma ilamı doğrultusunda haciz ihbarnamesine yasal süre içerisinde itirazda bulunulmadığından ve İİK'nun 89/4. maddesinde öngörülen tazminat davasının şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddi yönünde karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek ve bilirkişi raporu dikkate alınarak, davanın esasına girilerek tazminat davasının reddine karar verilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedilmiş olup, karar sonucu itibari ile doğru görüldüğünden ve yapılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün gerekçesi açıklanan şekilde değiştirilip kararın gerekçesinin düzeltilerek sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile; mahkeme kararının gerekçesinin yukarıda gösterilen sebeple düzeltilen şekli ile ONANMASINA, harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.