Logo

12. Hukuk Dairesi2024/2821 E. 2025/129 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haciz ihbarnamesine yapılan itiraza rağmen, üçüncü kişinin İİK m. 89/4 uyarınca tazminata mahkûm edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Vekil aracılığıyla haciz ihbarnamesine itiraz edilmiş olsa dahi, bu durumun vekilin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırması ve cezanın şahsiliği ilkesinin, asilin tazminat sorumluluğunu etkilemeyeceği, ayrıca bilirkişi raporunda haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde borçlunun üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının bulunduğunun tespit edilmiş olması gözetilerek, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SUÇ : Hakikate muhalif beyanda bulunmak

HÜKÜM : Temyiz başvurusunun reddi (ek karar)

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK'nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından ve CMK'nun 299. maddesi gereğince, bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:

1-Hakikate Muhalif Beyanda Bulunmak suçu yönünden, bölge adliye mahkemesinin temyizin reddine dair ek kararına yönelik temyizin incelenmesinde,

Temyiz incelemesine konu edilen suçun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 338. maddesi kapsamında kalan ve kanunda üst sınırı bir yıla kadar hapis cezası öngören, "Hakikate Muhalif Beyanda Bulunmak" suçunu oluşturduğu gözetildiğinde;

28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı kanun ile yeniden düzenlenen CMK'nun 286/2-d maddesi uyarınca ilk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığı anlaşıldığından, bölge adliye mahkemesince verilen temyiz başvurusunun reddine dair 31/01/2024 tarihli ek kararın yasaya ve usule uygun olması nedeniyle, temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak esastan reddi ile,hakikate muhalif beyanda bulunmak suçu yönünden 31/01/2024 tarihli ek kararın ONANMASINA,

2-İİK 89/4 maddesi uyarınca talep edilen tazminat yönünden, bölge adliye mahkemesinin temyizin reddine dair ek kararına yönelik temyizin incelenmesinde,

2.3.2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanunun 25. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen ve miktar ve değeri Onbin Türk Lirası’nı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Bu hükümde öngörülen kesinlik sınırı, 24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile 02.12.2016 tarihinden itibaren kırk bin Türk Lirası’na, 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanun’un 1. ve 2. maddesi ile 28.02.2019 tarihinden itibaren elli sekiz bin sekiz yüz Türk Lirası’na, 01.01.2020 tarihinden itibaren yetmiş iki bin yetmiş Türk Lirası'na, 01.01.2021 tarihinden itibaren yetmiş sekiz bin altı yüz otuz Türk Lirası'na, 01.01.2022 tarihinden itibaren yüz yedi bin doksan Türk Lirası'na, 01.01.2023 tarihinden itibaren iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz Türk Lirası'na, 01.01.2024 tarihinden itibaren de üç yüz yetmiş sekiz bin iki yüz doksan Türk Lirası'na çıkarılmıştır.

Somut olayda, davacının icra mahkemesine başvurduğu, Karaman İcra Ceza Mahkemesinin 13/09/2023 tarihli ve 2022/41 Esas, 2023/113 Karar sayılı kararı ile davacının tazminat talebinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verildiği, davacı tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 25/12/2023 tarihli ve 2023/2328 Esas, 2023/2823 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince temyiz talebinin de reddine karar verildiği, bu kez temyiz talebinin reddine dair 31/01/2024 tarihli ek kararın temyiz konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.

Alacaklının talebi, İİK'nun 89/4. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkin olup, İİK'nun 89/4. maddesine göre istenebilecek tazminat miktarının üst sınırı haciz ihbarnamesinde belirtilen borç miktarı olan 1.131.295,22 TL üzerinden belirlenmelidir. Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Bu durumda, temyizin konusu İİK'nun 89/4. maddesine göre istenebilecek 1.131.295,22 TL tazminata ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu 1.131.295,22 TL'lik değerin, 2024 yılı için öngörülen temyiz sınırının üstünde olduğu anlaşılmakla, temyiz talebinin reddine dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 31/01/2024 tarihli ve 2023/2328 Esas, 2023/2823 Karar sayılı ek kararının kaldırılmasına oy birliğiyle karar verildikten sonra aynı mahkemenin 25/12/2023 tarih ve aynı sayılı asıl kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi:

Somut olayda, bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde, haciz ihbarnamesine vekil aracılığıyla itiraz edilmesi nedeniyle gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmadığı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İcra İflas Kanununun 89/4 maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayanan bir tazminat olduğu ve somut olayda gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması nedeniyle ortada haksız fiil bulunmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesine dayanıldığı anlaşılmış olup, her ne kadar davaya konu haciz ihbarnamesine vekil tarafından itiraz edilmiş ise de; vekil tarafından yapılan itiraz ancak ceza hukuku anlamında suçun oluşumunu ve cezaların şahsiliği prensibi gereğince vekilin beyanlarından dolayı asilin cezalandırılmasını engeller. Ancak vekilin asil adına yapmış olduğu itiraz hukuki anlamda geçerli olup, tazminat davası açısından asili bağlayacağı ve bu nedenle eğer şartları var ise tazminata hükmedilmesini gerektirir.

İİK’nun 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın İİK'nun 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekir.

İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK’nun 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunludur.

Dava dosyasının incelenmesinde; dosyada mevcut bilirkişi tarafından düzenlenen 19/12/2023 tarihli kök rapor ile 09/03/2023 tarihli ek rapor kapsamında; haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte takip borçlusu ... İnşaat A.Ş'.nin, üçüncü kişi davalı ... Grup İnş. Nak. Mad. İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş.'den 120-alıcılar hesabında kayıtlı 2.850.123,71 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, mahkemece bilirkişi raporlarındaki, davalı ... Grup İnş. Nak. Mad. İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş'nin, dava dışı takip borçlusu ... İnşaat A.Ş.'ne, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunduğuna yönelik tespit de dikkate alınarak, denetime elverişli bilirkişi raporundaki bu yöndeki değerlendirme doğrultusunda tazminat isteminin kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 25/12/2023 tarihli ve 2023/2328 Esas, 2023/2823 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve Karaman İcra Ceza Mahkemesinin 13/09/2023 tarihli, 2022/41 Esas ve 2023/113 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.