Logo

12. Hukuk Dairesi2024/2887 E. 2024/5696 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay’ın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince verilen ve değeri temyiz kesinlik sınırının altında kalan karara karşı yapılan temyiz başvurusunun reddine ilişkin Yargıtay kararına karşı yapılan karar düzeltme talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi üzerine Yargıtayca verilen kararlar hakkında karar düzeltme yolunun öngörülmediği, Yargıtay’ın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince verilen kararın ise temyiz edilebileceği, somut olayda ise Yargıtay’ın temyiz isteminin reddine ilişkin kararında maddi hata bulunmadığı gözetilerek karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkemesince verilen kararın dosyası Dairemize gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesinin 2. fıkrasında; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz başvurusunda bulunulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ila 444. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı düzenlemesine yer verilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra anılan mahkemelerce verilen kararların temyizi üzerine Yargıtayca tesis edilen kararlar hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanununda karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır.

Somut olayda; Dairemizin 09.02.2023 tarihli kararı ile bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesinden sonra Eskişehir 3. İcra Hukuk Mahkemesinin bozma kararımıza uyulması neticesinde verdiği 20.10.2023 tarih ve 2023/245 E. - 2023/535 K. sayılı kararına karşı davacı tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 02.02.2024 tarih ve 2023/8828 E.- 2024/871 K. sayılı ilâmı ile; uyuşmazlık konusu değerin ilk derece mahkemesi karar tarihine göre belirlenen kesinlik sınırını geçmediği gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafından karar düzeltme yoluna başvurulduğu, Eskişehir 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 11.03.2024 tarihli ek kararı ile davacının karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Karar düzeltme istemini inceleme görevi Yargıtaya ait olup, mahkemenin karar düzeltme dilekçesini reddetme yetkisi bulunmamaktadır. Bu sebeple İlk Derece Mahkemesince verilen karar düzeltme talebinin reddine yönelik 11.03.2024 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Davacı tarafından temyiz talebinin reddine dair kararının tebliği üzerine verdiği karar düzeltme talebinde; daha önce Yargıtay incelemesinden geçmiş bir uyuşmazlıkla ilgili miktar yönünden temyiz incelemesinin yapılamayacağının iddia edilmesinin hatalı olduğu, Yargıtay’ın bozma ilamı doğrultusunda karar verilmesi nedeniyle temyiz incelemesinin yapılması gerektiği, ayrıca talebin tahliye hususunu ihtiva etmesi nedeniyle temyiz kabiliyetinin bulunduğu

yönünde Yargıtay kararlarının mevcut olduğu belirtilerek temyiz başvurusunun kabulü ile itirazlar hakkında inceleme yapılması gerektiği ifade edilmiştir.

20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ek madde 1/2. fıkrası değiştirilerek “363 ve 364 üncü maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” şeklinde olmuştur. Böylelikle parasal sınırın artışına ilişkin hükmün; artışın yürürlüğe girdiği tarihten önce Yargıtayın bozma kararı üzerine yeniden bakılan davalarda uygulanmayacağına dair düzenleme ortadan kaldırılmıştır. Buna göre; bozma üzerine gerek ilk derece mahkemesince gerekse de bölge adliye mahkemesince verilecek kararlarda, uyuşmazlık konusu değerin temyiz kesinlik sınırını geçip geçmediği hususunun tespitinde bozma üzerine verilecek kararın tarihi dikkate alınacaktır. Bununla birlikte; uyuşmazlığın ya da temyize konu kararın tahliyeye yönelik olması halinde her halükarda istinaf ve temyiz yolunun açık olacağına dair herhangi bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır.

Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi, “Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.” hükmünü, 373/4. maddesi de “Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.

Görüldüğü üzere söz konusu hükümler, Yargıtay ilgili dairesince verilen tamamen veya kısmen bozma kararının, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise, bölge adliye mahkemesinin esastan reddi kararının kaldırılarak, gerekli yargılamayı yapmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderileceğini ve ilk derece mahkemesince de bozma kararına uyulması doğrultusunda verilecek kararın ise temyiz kanun yoluna tabi olacağını açıkça ortaya koymaktadır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri çerçevesinde, Dairemizce; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararının kaldırılarak, icra mahkemesi kararının kısmen veya tamamen bozulması üzerine, bozma kararına uyulması doğrultusunda icra mahkemesince verilecek kararın temyize tabi olacağı ve temyize ilişkin kurallara göre inceleme yapılacağı şüphesizdir. Aksine bir mevzuat hükmü de mevcut değildir.

Yukarıda da açıklandığı üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi üzerine Yargıtayca verilen kararlar hakkında karar düzeltme yoluna gidilmesi mümkün bulunmaması ve Dairemiz kararında maddi hatanın bulunmaması dikkate alındığında bu yöndeki dilekçenin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: 1-Yukarıda yazılı nedenlerle karar düzeltmeye ilişkin dilekçenin REDDİNE,

2- Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi üzerine Yargıtayca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi mümkün olmayıp karar düzeltme talebinin kötüniyetle yapıldığı anlaşıldığından, HMK'nın 368. maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 329/2. maddesi uyarınca karar düzeltme talebinde bulunan davalı vekili Av. ...'nün takdiren 5.000,00 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA, para cezasının mahal mahkemesince yerine getirilmesine, 03.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.