Logo

12. Hukuk Dairesi2024/3933 E. 2025/80 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haczedilen taşınmaz üzerinde ipotek bulunup bulunmadığı ve bu durumun haczedilmezlik şikayetine etkisinin ne olduğuna ilişkin hukuki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Haciz tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığının banka yazısıyla tespit edilmesi ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenmemesi nedeniyle, yerel mahkemenin şikayetin esasını incelemesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Genel haciz yoluyla örnek 7 ilamsız icra takibinde, şikayetçi borçlunun, İİK'nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması için icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; taşınmazın değerinin davacının haline münasip alabileceği ev değerinden düşük bir değere sahip olması nedeniyle taşınmazın davacı borçlunun haline münasip olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verildiği, davalı alacaklının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince taşınmazın tapu kaydında Türkiye Garanti Bankası A.Ş. lehine tesis edilmiş ipotek kaydının mevcut olduğu, taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmadığı, haciz tarihi itibariyle de ipoteğe konu borcun ödenmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmiştir.

Borçlunun, daha önce ipotek tesis ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmesi halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.

Somut olayda; Garanti Bankası’nın 14.05.2024 tarihli yazı cevabına göre 13.07.2012 tarihinde ipoteğin fek edilerek fek işlemine ilişkin olarak yazılı belge verildiğinin belirtildiği, haciz tarihinin 11.06.2019 olması karşısında haciz tarihi itibariyle taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığı anlaşıldığından şikayetin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ:

Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin 16.02.2024 tarih ve 2023/1583 E.-2024/248 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.01.2025 tarihinde sonucu itibariyle oy birliğiyle, gerekçenin ESAS NO : 2024/3933

son paragrafında geçen "...şikayetin esasının incelenerek..." şeklindeki ibaresi nedeniyle oy çokluğuyla karar verildi.

Sn....'ın Karşı Oy Yazısı;

HMK’nın 355. maddesinde; “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.”

HMK’nın 357/1. maddesinde; “…Bölge Adliye Mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.” şeklindedir.

“Borçlunun, daha önce ipotek tesis ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmesi halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.

Somut olayda; Garanti Bankası’nın 14.05.2024 tarihli yazı cevabına göre 13.07.2012 tarihinde ipoteğin fek edilerek fek işlemine ilişkin olarak yazılı belge verildiğinin belirtildiği, haciz tarihinin 11.06.2019 olması karşısında haciz tarihi itibariyle taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığı anlaşıldığından şikayetin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” şeklindeki çoğunluğun bozma görüşüne sonucu itibari ile katılıyorum. Lakin HMK’nın 355 ve 357/1. maddelerinin açık hükümleri dikkate alındığında Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yoluyla önüne gelen mes’elelerde ŞİKAYETİN/DAVANIN İSTİNAF SEBEPLERİ VE KAMU DÜZENİYLE SINIRLI inceleme yapmakla yükümlü olduğundan bozma gerekçemizin son paragrafında “…şikayetin esasının incelenerek...” şeklindeki ibare nedeniyle gerekçe yönünden Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 13.01.2025