"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçlunun meskeniyet şikâyetinde bulunarak taşınmaz üzerindeki 10.04.2017 tarihli haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece ilk olarak şikâyetin kısmen kabulü ile dava konusu mesken niteliğindeki taşınmazın davacı ...’a ait (1/2) hissesinin 850.000,00 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına ve bu bedelin şikâyetçi borçluya haline münasip bir ev alması için verilmesine, satıştan arta kalan miktarının ise alacaklıya ödenmesine karar verilmiştir. Taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, HMK'nın 353/1-a-b. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılması ile dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine hükmedildiği, sonrasında, İlk Derece Mahkemesince şikâyetin kısmen kabulü ile dava konusu mesken niteliğindeki taşınmazın 3.100.000,00 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına, bu bedelin şikâyetçi borçluya haline münasip bir ev alması için verilmesine, satıştan arta kalan miktarının alacaklıya ödenmesine karar verilmiştir. Taraflarca tekrar istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların anılan istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine hükmedildiği görülmektedir. Alacaklı tarafından anılan karara yönelik olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2004 sayılı İİK'nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; 'borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez.' hükmüne yer verilmiştir.
Meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikâyetinde taşınmazın haline münasip ev değeri ve şikâyete konu taşınmazın değerinin haciz tarihi itibariyle değerinin, taşınmazın bulunduğu bölgedeki diğer taşınmazlarla emsal mukayesesi yapılmak ve aynı vasıftaki taşınmazların alım-satım değerleri denetime elverişli ve somut veriler içerecek şekilde tespit edilmek suretiyle, İİK'nın 82/12. maddesi gereğince belirlendikten sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına; şayet borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar mahcuzun değerinden fazla ise haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Borçlunun, şikâyete konu taşınmazın bulunduğu yerde oturması zorunlu olmadığından, daha mütevazı semtlerde haline münasip meskenin değerinin bilirkişi marifeti ile tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda, hükme esas alınan son bilirkişi raporunda; aynen, dava konusu taşınmazın güncel (işbu rapor) tarihi (11.01.2024) itibariyle değerinin 12.500.000,00 TL olduğu, borçlunun aynı çatı altında 3 kişilik ailesi ile yaşadığı, 3 kişilik aile için haline münasip ev değerinin ise 3.100.000,00 TL olarak tespit edildiği ifadelerine yer verilmiştir. Halbuki, yukarıda da açıklandığı üzere meskeniyet iddiası bir haczedilmezlik şikâyeti olup; mahcuzun değerinin ve borçlunun hale münasip alabileceği meskenin değerinin haciz tarihi itibariyle yapılması zorunluluktur. Dolayısıyla, İlk Derece Mahkemesince; haciz tarihi olan 10.04.2017 tarihi itibariyle değil, raporda da açıkça belirtilen ‘rapor tarihi olan 11.01.2024 tarihi itibariyle’ belirlenen değer üzerinden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ayrıca meskeniyet şikayetine konu taşınmazın borçluya ait 1/2 hissesine haciz konulduğuna göre haczedilen hissenin değerinin haciz tarihi itibariyle belirlenmesi gerekirken taşınmazın tamamı üzerinden değer tespiti yapılması da isabetsizdir.
O halde, İlk Derece Mahkemesince, taşınmaz değerinin ve borçlunun hale münasip alabileceği meskenin değerinin haciz tarihi itibariyle belirlenen değeri esas alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ile anılan karara yönelik olarak tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 25.04.2024 tarih ve 2024/535 E.-2024/878 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 13.02.2024 tarih ve 2023/1566 E.-2024/195 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.