"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz sebepleri yerinde değil ise de;
Bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri ekinde takip dayanağı senedin yer almadığını, ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediğini, takip dayanağı senet altındaki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını, müvekkilinin kefil olduğunu, borcun ödenmemesi durumunda öncelikle borçluya takip işlemi yapılması gerektiğini, vade tarihinin sonradan doldurulduğunu, bonoda zamanaşımı süresinin geçtiğini, yetkili icra dairesinin Anadolu İcra Daireleri olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, yetkiye, imzaya ve borca itirazın reddine ve yasal şartları oluşmadığından tazminata ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği, borçlu vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın borçlu vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
... sözleşmesi 6361 Finansal Kiralama, ... ve Finansman Şirketler Kanunu'nun 38 inci maddesinde " ... sözleşmesi; mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilebilen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir almak suretiyle, ... şirketinin müşterisine sağladığı tahsilat, borçlu ve müşteri hesaplarının tutulmasının yanı sıra finansman veya ... garantisi fonksiyonlarından herhangi birini ya da tümünü içeren sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır.
... şirketlerinin yapamayacakları iş ve işlemler 6361 Finansal Kiralama, ... ve Finansman Şirketler Kanunu'nun 9 uncu maddesinde düzenlenmiştir. Belirtilen maddenin ikinci fıkrası uyarınca ... şirketleri Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş faturayla tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. ... şirketlerinin 6361 Finansal Kiralama, ... ve Finansman Şirketler Kanunu'nun 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası ile ... İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrası hükümlerine uygun olarak temlik almadıkları kambiyo senetlerinde yetkili hamil olamazlar. Uygulamada bir kısım boş ve hileli kambiyo senetlerinin, ... şirketlerince alınmasının önlenmesi amacıyla bu düzenlemelerin sevkedildiği anlaşılmaktadır. ... şirketlerinin, kambiyo senedine bağlanmış olsun olmasın, herhangi bir faturaya veya hizmetin temin edildiğini belgeleyen bir dokümana dayanmayan alacakları devralmaları yasaklanmıştır. Bir başka deyişle, devir konusu alacakların bir fatura ve benzeri tevsik edici belgelere dayanması mecburidir.
Diğer taraftan ... şirketleri alacağın tahsil aracı olarak devraldıkları kıymetli evrak yanında, müşterinin finansman borcuna teminat teşkil etmek üzere de kıymetli evrak alabilmektedirler. ... sözleşmelerinde temlik alınan alacağın borçludan tahsil edilememesi hâlinde ... şirketi müşteriye (satıcı firmaya) rücu edebileceğinden, müşterinin geri ödemek zorunda olduğu finansman borcunun teminatı olarak kıymetli evrak alabileceği düzenlenmektedir. Yönetmeliğin 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında müşterilerden ek teminat mahiyetinde olmak üzere devralınan ve fatura veya fatura yerine geçen belgeler ile ilişkili olmayan kambiyo senedi veya diğer senetlerin tahsil edilebilmesi için bir takım koşulların mevcudiyeti aranmıştır.
Somut olayda ise; takibe konu 09.09.2020 vade, 19.03.2008 düzenleme tarihli ve 1.000.000 USD bedelli senedin lehtarının Girişim ... A.Ş( ... A.Ş.), keşidecisinin İki ..... Radyo ve Televizyon Yayınları A.Ş., avalistin de ... olduğu belirlenmiştir.
Takibe konu 1.000.000 USD bedelli senedin lehtarı olan Girişim ... A.Ş(.... ... A.Ş.) ile keşidecisi olan İki ....Radyo ve Televizyon Yayınları A.Ş. arasında düzenlenen 04.10.2007 ve 27.12.2012 tarihli ... Sözleşmesinin 5 inci maddesinde ... şirketinin müşterisinden teminat niteliğinde kıymetli evrak alabileceğinin düzenlendiği görülmektedir.
... işlemi kapsamında alacağın devri hususunda üç tarafın (müşteri, ... şirketi ve borçlu) olması gerektiği gözetildiğinde takibe konu senette lehtar olan ... şirketi 6361 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası ile Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrası hükümlerine uygun olarak temlik almadığı kambiyo senedinde yetkili hamil olamaz.
Somut olayda, alacaklı ... şirketi tarafından takibe konu bononun 04.10.2007 ve 27.12.2012 tarihli ... sözleşmesi ve 30.12.2014 tarihli borç tasfiye protokolü nedeniyle verildiği yönünde beyanda bulunulmuştur.
Bu durumda, alacaklı ... şirketinin, takip dayanağı bononun ... sözleşmesi nedeniyle verildiğini ileri sürdüğüne göre, senet yönünden alacağını ve yetkili hamil olup olmadığını fatura ile tevsik etmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca, takibe konu edilen senedin tahsile konulabilmesi için 6361 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası ile Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği dolayısı ile alacaklının yetkili hamil olup olmadığı, alacağın miktarı ve tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiği açıktır.
Öte yandan, İİK'nın 170/a-2. maddesi gereğince; icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re'sen inceleyerek takibin iptaline karar verebilir.
O halde, İlk Derece Mahkemesince, alacağın miktarı ve tahsilinin gerekip gerekmediği hususları yargılamayı gerektirdiğinden istemin kabulü ile şikayet eden borçlu ... yönünden İİK'nın 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, anılan tüm bu hususların yargılamayı gerektirdiği gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi isabetsiz olup İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Borçlunun temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 19.04.2024 tarih ve 2022/4158 E. 2024/1273 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 20.10.2022 tarih ve 2021/47 E.-2022/893 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.