Logo

12. Hukuk Dairesi2024/4806 E. 2024/9838 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla icra takibine itiraz üzerine imzanın borçluya ait olup olmadığı hususunda yapılan bilirkişi incelemesinin yeterliliği ve buna bağlı olarak takibin durdurulması ve tazminata hükmedilmesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunun, HMK'nın 211. maddesindeki usule ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik içtihatlarına uygun olarak yeterli teknik donanımla ve grafolojik/grafometrik yöntemlerle yapılmamış olması ve inkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığı hususunda kesin bir kanaat içermemesi gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takibe konu bonodaki imzaya itiraz ettiği, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporu doğrultusunda imzaya itirazın kabulüne takibin davacı yönünden durdurulmasına, asıl alacağın %20’si oranında tazminatın alacaklıdan tahsiline karar verildiği, davalı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak takibin davacı yönünden durdurulmasına, asıl alacağın %20’si oranında tazminata ve %10’u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.

Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK’nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir.

İİK’nın 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddesinde yer alan “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” düzenlemesi nedeniyle uygulanması gereken aynı Kanun’un 211. maddesinde ise imza incelemesinin yöntemi gösterilmiş olup, buna göre hakim bilirkişi incelemesine karar verir ise bilirkişi HMK'nun 211. maddesi uyarınca inceleme yapar.

Vurgulamakta yarar vardır ki, anılan belgelerin tamamlanması konusunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.04.2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu göz ardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir. ( Hukuk Genel Kurulu'nun 06.02.2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 K. sayılı kararı) HMK'nun 211. maddesinde yazılı usul izlenerek inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen karşılaştırma yapmaya elverişli belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir. Bilirkişi borçlunun noter senedinde evlendirme defterinde veya icra tutanağındaki imzalar gibi karşılaştırma yapmaya elverişli imzalarla borçluya mahkemede yazı yazdırma (istiktab) sonucunda elde edilen imzaları, takip dayanağı senet altındaki imzalarla karşılaştırır. Bu karşılaştırma sonucunda senet üzerinde borçluya atfen atılı bulunan imzanın borçluya ait olup olmadığına karar verir.

Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.

Somut olayda mahkemece hükme esas alınan 28/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda; borçlu ...’nın mukayese belgelerindeki örnek imzaların birbirleri arasında yapılan incelemede senetteki imzaların mukayese imzalarla uyuşmadığı değerlendirilmişse de inkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığı konusunda bir kanaat içermeyen ve yukarıda belirtilen yöntem ve usule uygun olarak yapılmayan bu rapor bu haliyle denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir.

O halde; mahkemece borçlu tarafından rapora itiraz edilmiş olması da dikkate alınarak, mukayese belgeler ve huzurda borçludan alınan imza örneklerinin tamamı üzerinde, üç kişilik bir bilirkişi heyetince yukarıda belirtilen niteliklere uygun şekilde yaptırılacak detaylı inceleme neticesinde alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ :

Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 17/04/2024 tarih ve 2023/1270 Esas 2024/1079 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.