"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu ... aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, üçüncü kişi konumunda olan Vakıflar Bankası TAO’ya gönderilen birinci haciz ihbarnamesine banka tarafından verilen cevap üzerine alacaklı tarafından hesaplardaki paraların dosyaya gönderilmesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce bankanın haczi uygulamaması ve borçlu belediye encümen kararının geçerli olup olmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile verilen red kararının şikayet konusu yapıldığı, İlk Derece Mahkemesince, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hesapların haczedilebilir olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve 27.11.2020 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, hükmün gerekçesi yerinde görülmeyerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, borçlu tarafından yapılmış bir haczedilmezlik şikayeti bulunmadığından bu yönde inceleme yapılmasının yerinde olmadığı, haciz talebini kabul eden müdürlükçe alacaklının talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve 27.11.2020 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına, bu hususta icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verildiği görülmüştür.
Borçlunun üçüncü kişi bankadaki mevduat alacağı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 106/2. maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bankadaki mevduat, menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi (HGK'nin 01.12.1999 tarihli ve 1999/12-1003/1017 sayılı kararı), İİK'nın 89. maddesine uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebilir. Bu takdirde İİK'nın 89. ve bunu izleyen maddelerde yazılı hukuki sonuçlar doğar. İİK'nin 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde, anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz.
İİK'nın 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, itiraz niteliğinde olup, alacaklı İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nin 28.03.2012 tarihli ve 2011/12-849-242 sayılı kararı).
Somut olayda, takibin kesinleşmesi üzerine borçlu belediyenin bildirilen bankalarda bulunan hesaplarına haciz konulması için haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebinin müdürlükçe kabul edildiği, Vakıflar Bankası TAO tarafından birinci haciz ihbarnamesine verilen cevapta hesapların 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesi gereğince haczedilemez hesaplar olması ve haciz ihbarnamesinde kamuya tahsisli hesaplar hariç ibaresi olması nedeniyle bloke konulamadığının bildirildiği, bu kez alacaklının 5.10.2020 ve 20.11.2020 tarihli talebi ile haciz talep etmeksizin kamuya tahsisli gözükmesinden dolayı işlem yapılamayan bütün hesaplar hakkında bloke uygulanarak, 89/1 haciz ihbarnamesinin hukuki mahiyeti sebebiyle hesaplardaki mevcut paraların dosyaya gönderilmesine yönelik bankaya müzekkere yazılmasını istediği, şikayete konu 27.11.2020 tarihli müdürlük kararı ile bankanın haczi uygulamaması ve borçlu belediye encümen kararının geçerli olup olmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, İİK'nın 89. maddesinde düzenlenen usul tamamlanmadan, üçüncü kişiye tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi nedeniyle, anılan ihbarnamede yazılı paranın icra dairesince, üçüncü kişiden istenilmesi mümkün değildir. Üçüncü kişinin 89/1 haciz ihbarnamesinde bildirdiği paranın dosyaya istenebilmesi ve üçüncü kişinin zimmetinde sayılabilmesi için adı geçene 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri gönderilmelidir. Bu prosedür tamamlanmadan üçüncü kişinin borçluya ait olduğunu beyan ettiği alacak tutarının dosyaya gönderilmesi istenemez. Bu nedenle, icra müdürlüğünün 27.11.2020 tarihli red kararı sonucu itibariyle doğrudur.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nin 14.05.2024 tarih ve 2023/544 Esas 2024/1513 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.