"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız takipte, borçlunun borca itiraz etmesi üzerine alacaklının itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince, alacaklının takibini 910.000,00 TL meblağlı bononun ödenmemesi üzerine takibini ipotek sözleşmesine dayandırdığını, ipotek miktarının 910.000,00 TL olması nedeniyle, daha fazla alacağın talep edilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 910.000 TL asıl alacak üzerindeki itirazın kaldırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, alacaklı ve borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK'nın 149. maddesinde; "....İcra müdürü, ..., borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" hükmünü düzenlemiştir. Bu hüküm gereği, icra takibinin, asıl borçlu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılması asıldır. Ancak üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğu takdirde, o kişi hakkında da takip yapılması gerekir. Şu hale göre ipotek veren 3. kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı vardır. Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesi hükmüne göre ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.
İcra takibinin dayanağı olan ipotek akit tablosunun incelenmesinde, alacaklı ... Gıda Ticaret A.Ş lehine borçlu ... Çay İmalatı Kömür İnşaat Ltd. Şti'nin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere ... adına kayıtlı taşınmaz hissesi üzerinde 27/09/2019 tarihinde ipotek tesis edildiği, söz konusu taşınmazdaki hissenin takipten evvel, 04.02.2020’de ipotekle yükümlü olarak 3. kişi T Unıon Internatıonal Emlak Danışmanlık ve DışTicaret A.Ş' tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, 06/05/2021 tarihli icra takibinde ... ipotek veren sıfatı ile borçlu olarak gösterilmiş ise de; ipoteğe konu taşınmazdaki hissesini 04/02/2020 tarihinde devrettiği, icra takibinin ise 06/05/2021 tarihinde başlatıldığı, icra takip tarihi itibariyle ipotekli taşınmazdaki hissesini 3. kişiye devreden ...'in iş bu icra takip dosyasında borçlu sıfatı kalmadığından aleyhine icra takibi yapılamayacağı belirlenmiştir.
O halde, İlk Derece Mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :
Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nin 30.05.2024 tarih ve 2023/894 E. - 2024/1728 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA),
İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 06.12.2022 tarih ve 2021/153 E. - 2022/1409 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 13.01.2025 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
Dr. ...'in Karşı Oy Yazısı:
Alacaklı şirket, borçlu şirket ile birlikte ipotek veren üçüncü kişi ... aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile 910.000 TL asıl alacak 263.276,71 TL işlemiş faiz toplam 1.173.276,71 TL sonucunda 06.06.2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, ipotek veren üçüncü kişi ... kendisine örnek 9 ödeme emri tebliği üzerine, icra dairesine borçlu vekilinin süresi içinde verdiği dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzere takibin durduğu, alacaklının icra mahkemesinde itirazın kaldırılması talebinde bulunduğu, icra mahkemesince ipotek limiti ile 910.000 TL üzerinde alacak kısmı bakımından itirazın kaldırılmasına karar verdiği karar her iki tarafça istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ayrı ayrı tarafların istinaf istemlerinin reddine karar verildiği kararın her iki tarafça temyiz konusu yapıldığı görülmektedir.
İpotek veren üçüncü kişi ile takip borçlusu şirket arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmaktadır. Ödeme emrine itiraz hakkı olan kişi, takip talebi ve ödeme emrinde borçlu olarak gösterilmiş ve kendisine bu sıfatla ödeme emri tebliğ edilmiş olan borçludur. (İİK'nın m. 62/II) (Kuru, ... İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İstanbul 2004, s. 201) İpotek veren üçüncü kişinin ödeme emrine itirazı ile 18.05.2021'de icra müdürlüğünce takip satış yönünden durdurulmuştur. Alacaklının takibe devam edebilmesi için itirazın kaldırılması gereklidir. İpotek veren üçüncü kişi takip öncesinde ipoteğe konu taşınmazını 04.02.2020 tarihinde satıp tapuda devretmiş olduğundan takip talebinde borçlu tarafta taşınmazı ipotekle yükümlü olarak devralan şirketin gösterilmesi zorunludur. Alacaklının takip öncesi ipotekli taşınmazı satıp devretmek suretiyle ipotek veren borçlu sıfatı kalmayan kişiye karşı takibe devam etme imkanı bulunmamaktadır.
Alacaklı ancak ek bir takip talebi ile taşınmazı ipotekle yükümlü olarak satın alan tüzel kişiyi takibe dahil ederek bu kişiye ödeme emri göndermek suretiyle takibe devam edebilir. Çünkü asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında şekli bakımından zorunlu takip arkadaşlığı olduğundan her ikisi hakkında takip yapılması ve takibin kesinleştirilmesi gereklidir.
Takipte borçlu gösterilen ...'in takip öncesi ipotekli taşınmazını satıp devretmiş olması nedeniyle ödeme emrine itirazının kaldırılması isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması isteminin reddi yönündeki Dairemiz çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 13.01.2025