"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlulardan ... ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Borçlu ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, borçluların icra mahkemesine yaptıkları başvuruda; diğer şikayetlerinin yanı sıra senedin haciz baskısı altında ve teminat için alındığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, İlk Derece Mahkemesince; şikayetin reddine karar verildiği, borçluların istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; borçlulardan ...'ın istinaf başvurusunun esastan reddine, borçlulardan ...'ın istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, borçlu ... yönünden davanın reddine, borçlu ... yönünden şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
TTK'nın 778. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 701. maddesi gereğince; keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekmez. Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olur. Ancak atılan imzaların aval veren sıfatıyla sorumluluk doğurması için, senet metni içine dahil olması zorunludur. Senet metni dışına atılmış imzaların aval şerhi sayılmayacağının kabulü gerekir.
Somut olayda, takibe konu bonunun incelenmesinde; borçlulardan ...'ın imzasının, bononun sol ön yüzünde bono metni dışında kalacak şekilde atılmış olduğu görülmektedir. Bu halde, yukarıdaki açıklamalar ışığı altında, senet metni dışına atılmış imzaların, düzenleyen lehine aval veren sıfatı ile atıldığının ve imza sahibinin de aval veren sıfatı ile sorumlu olduğunun kabulü mümkün değildir.
Düzenleyenin imzasını ihtiva eden bonoda, borçlunun bono metninde imzası olmadığından sorumlu olmadığına dair başvurusu, İİK'nın 168/5. maddesinde düzenlenen borca tiraz niteliğinde olup, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlulardan ... tarafından yapılan borca itirazın kabulü ile takibin bu borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup açıklanan nedenle kararın bozulması gerekir ise de bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması cihetine gidilmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nin 19.09.2024 tarih ve 2024/2137 Esas 2024/2845 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün (2) nolu bendinde yer alan "iptaline" ifadesinin tamamen silinerek karar metninden çıkarılmasına, yerine “durdurulmasına” ifadesinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, karar düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.