"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine karşı borçluların icra mahkemesine başvurusunda; takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek icranın geri bırakılmasını ve takibin iptalini talep ettikleri, İlk Derece Mahkemesince; aciz vesikasının düzenlendiği 05.12.2014 tarihi ile aciz vesikasının iptal edildiği 05.02.2024 tarihi arasında zamanaşımı süresinin kesildiği, iptal kararından sonra yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı, takibin yenilendiği tarihe kadar üç yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği, borçlular tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; 05.02.2014 tarihinde düzenlenen aciz vesikasının iptaline karar verildiği ve bu kararın 26.12.2023 tarihinde kesinleştiği, aciz vesikasına bağlanan tüm hukuki sonuçların geçmişe dönük olarak etkisizleştiği, buna göre de 05.02.2014 tarihi ile haciz talep tarihi olan 07.10.2022 tarihleri arasında zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına ve borçlular yönünden İİK'nın 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK'nın 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nın 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır.
Takip dayanağı belgeler kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür.
Diğer taraftan, İİK'nın 143. maddesinin 6. fıkrası uyarınca aciz vesikasına bağlanan borç, borçluya karşı aciz vesikasının düzenlendiği tarihten itibaren yirmi yıl geçmesi ile zaman aşımına uğrar.
Somut olayda, örnek 10 nolu ödeme emrinin borçlulara 25.05.2010, 19.03.2010, 01.02.2011 ve 02.02.2011 tarihlerinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, alacaklı tarafından muhtelif tarihlerde ve 02.03.2012 tarihinde haciz talebinde bulunulduğu, 05.02.2014 tarihinde tüm borçlular yönüyle aciz vesikası düzenlendiği, 05.10.2023 tarihinde icra mahkemesince aciz vesikasının iptaline karar verildiği görülmüştür. 05.02.2014 tarihli aciz vesikası iptal edildiği tarihe kadar geçerli olduğundan, iptaline kadar verildiği tarihe zamanaşımı süresi işlemez. Bu tarihten sonra da şikayet tarihi olan 08.02.2024 tarihine kadar üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, İlk Derece Mahkemesince istemin reddine karar verilmesi isabetli olup, Bölge Adliye Mahkemesince borçluların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ:
Yukarıda yazılı nedenlerle alacaklının temyiz itirazlarının kabulüne, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 27.09.2024 tarih ve 2024/2372 Esas 2024/2957 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.02.2025 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy Yazısı;
Şikayetçi borçlu vekili icra mahkemesine verdiği dilekçe ile bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin kesinleşmesinden sonra, takibin zaman aşımına uğradığını ileri sürerek İİK 71. maddesine dayalı olarak icranın geri bırakılmasına ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Takip dayanağı olan bonoların tanzim tarihleri itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zaman aşımı süresi öngörülmüştür. Aynı Kanunun 662. maddesi uyarınca zamanaşımını kesen sebepler “Dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. İİK’nın 143. maddesi uyarınca düzenlenen kesin aciz vesikası zamanaşımını keser ve aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca aciz vesikasına bağlanan borç, borçluya karşı aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren 20 yıl geçmekle zamanışımına uğrar.
Somut olayda 05.02.2014 tarihinde tüm borçlular yönünden İİK’nın 143. maddesine dayalı olarak aciz vesikası düzenlediği İstanbul 34. İcra Mahkemesinin 05.10.2023 tarihli ve 26.12.2023’te kesinleşmiş bulunan kararında borçlu davacıların tüm malvarlığı haczedilip paraya çevrilmeden ve malvarlığının borcunu tamamen karşılamaya yetip yetmeyeceği tespit edilmeden borç ödeme aciz belgesinin düzenlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile 05.02.2014 tarihli aciz vesikasının iptaline karar verildiği görülmektedir. Aciz vesikası iptal kararının kesinleşmesi ile birlikte aciz vesikasına bağlanan tüm hukuki sonuçlar geçmişe etkili olarak hükümsüz hale geleceğinden iptal edilen aciz vesikasına dayalı olarak alacağın 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, aciz vesikasının iptali ile zamanaşımının kesilip yeniden işlemeye başladığı ileri sürülemez. O halde, aciz vesikasının verildiği 05.12.2014 tarihi ile takip dosyasının yenileme tarihi olan 07.10.2022 tarihi arasında takibin ilerlemesine yönelik icra takip işlemi bulunmadığından takibin kesinleşme sonrası aşamada zamanaşımına uğradığının kabulü zorunludur.
Bölge Adliye Mahkemesinin bu gerekçelerle İİK 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması kararının onanması görüşünde olduğumuzdan yazılı gerekçe ile bozulmasına yönelik Dairemizin çoğunluğunun görüşüne katılamıyoruz.12.02.2025