Logo

12. Hukuk Dairesi2024/7412 E. 2025/1907 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararında istinaf yoluna başvuru süresinin başlangıcının hatalı belirtilmesi ve buna bağlı olarak istinaf başvurusunun reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesince istinaf süresinin başlangıcı hususunda tarafların yanıltıldığı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.04.2023 tarihli kararına göre hakimin kanun yolu süresini doğru gösterme yükümlülüğünün kamu düzenine ilişkin olduğu ve hatalı gösterilen süre içerisinde yapılan başvurunun incelenmesi gerektiği gözetilerek, davacının istinaf başvurusunun süresinde yapıldığının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, alacaklının İİK’nın 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.

Mahkemece, haciz yapılan yerin borçluyla bir irtibatının bulunmadığı, mahcuzların borçlu şirkete ait olmadığı, aksinin davacı alacaklı tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Mahkemece; 19.06.2023 tarihli ek karar ile kararın davacı vekilinin yüzüne karşı tefhim edilmiş olduğu, davacı vekilinin süresinden sonra istinaf dilekçesini sunmuş olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili ek karara karşı da istinaf yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, hüküm kurulan 13.04.2023 tarihli duruşmada davacı vekilinin hazır bulunduğu, hak düşürücü istinaf başvuru süresinin tefhimle başladığı, 10 günden sonra yapılan istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince ek kararı ile davacının istinaf başvurusunu reddetmesinin hukuka uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 363/1. maddesine göre istinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğden itibaren on gündür.

Somut olayda, ilk derece mahkemesince 13.04.2023 tarihli duruşmada davacı vekilinin yüzüne karşı karar verildiği, ancak kararda "...davacı vekili ve davalı Yeşim Papel Sandalye vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda, tefhimden ve tebliğden itibaren on gün içinde İİK'nın 363. maddesi gereğince..." denilmek suretiyle istinaf süresinin başlangıcı konusunda tarafların yanıltıldığı, hangi taraf için sürenin tebliğden veya hangi taraf için tebliğden başlayacağı hususunda bir netlik olmadığı, davacı vekiline 19.06.2023 tarihinde gerekçeli kararın e-tebliğ edildiği, davacı vekilinin de 13.06.2023 tarihinde istinaf dilekçesi sunduğu görülmektedir.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.04.2023 tarih, 2021/5 Esas 2023/2 Karar sayılı kararına göre; Hâkimin uyuşmazlıkta uygulanacak kanun hükmünü tespit ederek re'sen uygulama ve bu çerçevede kanun yolu süresini de taraflara doğru gösterme yükümlülüğünün kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece hatalı şekilde kanun yolu süresinin yanlış gösterilmesi nedeniyle kanunda belirtilen süre içerisinde kanun yollarına başvurma hakkının kullanılamaması lehine olan taraf için usule ilişkin kazanılmış bir hakkın doğduğunun kabul edilemeyeceği, zira usule ait kazanılmış hak esasının bir istisnası olarak kamu düzeni ile ilgili konularda usulî kazanılmış haktan söz edilemeyeceği hususu da vurgulanmış, hukuk davalarında hükümde kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi halinde hatalı gösterilen kanun yolu süresi içinde yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiğine karar verilmiştir.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince ''tebliğ ve tefhimden itibaren'' denilmek suretiyle istinaf süresi konusunda tarafları yanıltacak şekilde hüküm oluşturulduğu, huzurda bulunan için sürenin tefhim, yokluğunda karar verilen için sürenin tebliğden başlayacağı şeklinde net ibareler yer almadığı, bu hükme göre tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf başvurusunun yapıldığı gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacının istinaf isteminin süresinde yapıldığının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 13.04.2023 tarihli ek kararının kaldırılarak istinaf başvurusunun esası incelenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.