"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, alacaklının İİK’nın 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Mahkemece, haciz yapılan adresin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olmadığı, haciz sırasında borçlu şirkete ilişkin herhangi bir evrakın bulunmadığı, borçlu şirket yetkilisi ve davacı 3. şirket yetkilisinin baba oğul olmaları dışında muvazaalı iş yaptıklarına ve organik bağ kurulduğuna ilişkin herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu haciz, davalı 3. kişinin ticaret sicil adresinde yapılmakla birlikte 3. kişi şirket borcun doğumundan sonra kurulmuş, şirketin tek ortağı ... olup şirket dışından ... şirket müdürlüğüne süresiz olarak atanmıştır. Borçlu şirket kurucu ortakları ... ile ... iken ... hissesini 03.12.2010 tarihinde, ... da 15.03.2013 tarihinde ...’ya devretmiş, tek ortak olan ... ise 05.08.2015 tarihinde hissesini yeniden ...’na devretmiştir. ... da 19.02.2018 tarihinde hisseni borcun doğumundan sonra ... isimli şahsa devrederek ortaklıktan ayrılmıştır. Borçlu şirket ortağı ..., 3. kişi ...’nun babası olup borçlu şirket eski ortaklarından ... ile ... arasında da akrabalık bağı mevcuttur. Öte yandan, borçlu ile 3. kişi şirketin faaliyet alanları aynı olup borçlu şirketin son ticaret sicil adresine 28.01.2021 tarihinde haciz için gidildiğinde adreste uzun süredir kimsenin olmadığının çevredekiler tarafından beyan edildiği, borçlunun tanınmadığı, işyerinin kepenklerinin kapalı olduğu görülmüştür. Ayrıca, bir kısım işçinin hem borçluda hem de 3. kişide çalıştığı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle, borçlu ile 3. kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığı, davalı 3. kişinin dayandığı faturaların ayırtedici özelliklerinin bulunmaması nedeniyle 3. kişi lehine olan karineyi desteklemediği, borçlu ile 3. kişi arasında mal kaçırmak amacıyla muavazaalı işlemler yapıldığı kanaatine varılmıştır.
O halde, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulüne karar vermek gerekirken oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ :
Davacı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.