"İçtihat Metni"
Alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla mevcudu eksiltmek suçundan sanık ...'un, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nun 331/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 ve 80,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Gebze 2. İcra Ceza Mahkemesinin 23.05.2022 tarihli ve 2020/48 Esas, 2022/130 Sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 20.10.2024 gün ve 94660652-105-41-23138-2023-KYB sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.11.2024 gün ve KYB-2024/108469 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Her ne kadar Gebze 2. İcra Ceza Mahkemesince sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre;
2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun, "Alacaklısını Zarara Sokmak Kasdiyle Mevcudunu Eksilten Borçluların Cezası" başlıklı 331. maddesinde yer alan "Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır... Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur." şeklindeki düzenleme karşısında, gerek karara esas alınan Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/34778 sayılı dosyasında, gerekse müşteki vekili tarafından şikayet dilekçesinde anılan dosyanın yanı sıra şikayete dayanak gösterilen Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/39260 sayılı icra takip dosyasında sanığın borçlu olmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,
Kabule göre de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 37 ila 41. maddelerinde suça iştirak edenlerin eylemlerine uygun yaptırımın düzenlenmiş olması karşısında, 2004 sayılı Kanun'un 331. maddesinde düzenlenen suç bakımından da suça iştirak hükümlerinin uygulanabileceği ve borçlunun fiiline iştirak edenler hakkında şikayetin mümkün olduğu nazara alındığında,
Somut olayda sanığın diğer sanık ...'ın eylemlerine iştirak iradesinin mevcut olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulabilmesi bakımından, taraflar arasında akrabalık ya da yakın arkadaşlık ilişkisinin bulunup bulunmadığının ve taraflar arasındaki Aksaray İcra Müdürlüğünün 2019/3059 Esas sayılı icra dosyasındaki borcun gerçek bir borç ilişkisi olup olmadığının ve alacak-borç ilişkisinin nereden kaynaklandığının araştırılması, ayrıca şikayete konu edilen taşınmazlardan Aksaray ili Merkez Nakkaş Mah. 1628 Ada 26 Parsel'de kayıtlı 1 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazla ilgili müştekinin 25.02.2020 tarihli şikayetinin 1 yıllık yasal süre içerisinde yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiği ve diğer sanık ... yönünden de taşınmaz satışından elde edilen paranın
herhangi bir borç ödemesinde kullanıp kullanmadığı, borç ödenmiş ise ilgili takip dosyaları getirtilerek, bu borçların muvazaalı ya da hayali olup olmadıklarının tespit edilmesi, taşınmaz satışından elde edilen paraların herhangi bir banka veya sosyal güvenlik kurumlarına olan borcun ödenmesine sarf edilmiş ise bu durumun ilgili yerlere sorularak sonuca göre şikayete konu taşınmazların satışının alacaklıyı zarara sokmak kastıyla yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması gerektiği cihetle, eksik araştırma sonucu karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulduğu,
İnceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; şikayete dayanak icra takip dosyasının borçlusu olan diğer sanık ...'ın alacaklılardan mal kaçırmak kastıyla kendisine ait gayrimenkulleri aynı suçu işleme iradesi ile birlikte hareket ettiği sanık ...'a devrettiği hususunun kanun yararına bozma konusu edilen Gebze 2. İcra Ceza Mahkemesinin 23.05.2022 tarihli ve 2020/48 Esas, 2022/130 Karar sayılı ilamı ile sübut bulduğunun anlaşıldığı, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5338 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 331 inci maddesinde suça iştirak hükümlerine yer verilmemiş ise de; yine aynı tarihte yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 37-41 inci maddelerinde suça iştirak edenlerin eylemlerine uygun yaptırımın düzenlenmiş olması karşısında, İİK’nın 331 inci maddesinde düzenlenen suç bakımından 5237 sayılı TCK’nın iştirake dair hükümlerinin uygulanabilecek olduğu, takip borçlusunun fiiline iştirak edenler hakkında da şikayet mümkün olduğundan, 5237 sayılı TCK'nın 37-41 inci maddelerinde düzenlenen suça iştirak edenlerin eylemlerine uygun madde aracılığıyla İİK'nın 331 inci maddesiyle cezalandırılabileceği dikkate alınarak, alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla hareket etme eyleminden sadece takip borçlusu olan sanıkların cezalandırılmayacağının, takip borçlusu ile birlikte ortak irade ile hareket eden ve TCK'nın genel hükümlerinde düzenlenen iştirak hükümlerinin uygulanma olanağı bulunan diğer sanıkların da cezalandırılabileceğinin kabulü gerektiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun ikinci kısım dördüncü bölümde suça iştirak başlığı altında düzenlenen hükümlerin uygulama yerinin bulunması halinde uygulanabileceği hususunun açıklığı karşısında, açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.