Logo

12. Hukuk Dairesi2024/7775 E. 2025/1135 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İpotekli taşınmazın satış ihalesinin feshine ilişkin şikayette, İcra ve İflas Kanunu'nun 134/2. maddesindeki yurt içinde adres gösterme şartının aranıp aranmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: İhalenin feshini isteyen ipotek borçlusunun, takip dosyasında borçlu sıfatıyla yer almasına ve ödeme emrinin yurt içi adresine tebliğ edilmiş olmasına rağmen, şikayet dilekçesinde yurt dışında ikamet ettiğini beyan ederek yurt içi adres bildirmemesi ve şikayetini yurt dışı adresine tebligat yapılmamasına dayandırması nedeniyle, İİK'nın 134/2. maddesindeki yurt içinde adres gösterme şartını yerine getirmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ile ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayet edilen alacaklının, Bölge Adliye Mahkemesinin 19.11.2024 tarihli ek kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre alacaklının ek karara yönelik yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesinin usul ve yasaya uygun olan 19.11.2024 tarihli ek kararının ONANMASINA, 615,40 TL. harcın alacaklıdan tahsiline,

2-Şikayet edilen ihale alıcısının Bölge Adliye Mahkemesinin 01.10.2024 tarihli asıl kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Şikayetçi ipotek borçlusunun, tapunun 1 parselinde kayıtlı 14 bağımsız bölüm numaralı taşınmaza ilişkin yapılan ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine ihale bedelinin % 3’ü oranında para cezasına hükmedildiği, şikayetçi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle; satış ilanının tebliğ tarihi itibariyle şikayetçinin adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde yurt dışı adresinin kayıtlı bulunduğu, bu adrese tebligat yapılmadan satış ilanının, ipotek senedinde yazılı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine karar verildiği, kararın şikayet edilen ihale alıcısı tarafından temyiz edildiği görülmüştür.

İİK'nın 134/2. maddesinde “ İhalenin feshini, 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 281 inci maddesinde yazılı sebepler de dâhil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikâyet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler.” hükmüne yer verilmiştir.

İİK'nın 134/2. maddesindeki bu düzenlemenin 7343 sayılı Kanun değişikliğinden önceki gerekçesine bakıldığında, “ihaleye iştirak edenlerin şikayet yoluyla ihalenin feshini isteyebilmeleri için yurt içinde adres göstermeleri zorunluluğu getirmek suretiyle kötü niyetli isteklilerin önüne geçilmesinin amaçlandığı” belirtilmiştir. Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre de yurt içinde adres gösterme koşulunun ihalenin feshini isteyen üçüncü kişiler hakkında zorunlu olduğu kabul edilmekle birlikte, takip dosyasında adresi mevcut olan alacaklı ve borçlu için “kural olarak” bu şart aranmayacak ise de içtihaden getirilen bu uygulamanın, her somut uyuşmazlığın özelliğine göre değerlendirilmesi gereklidir.

Şikayetçi asilin kendisini vekille temsil ettirmesi halinde dahi anılan maddede belirtilen bu koşulun yerine getirilmesi gereklidir. Zira vekilin vekaletten çekilmesi ihtimali gerçekleştiğinde şikayetçi asile yapılacak tebligatlar için ve işin sürüncemede kalmamasını amaçlayan “yurt içinde adres gösterme koşulu” yerine getirilmelidir.

Öte yandan, HGK’nın 10.11.2022 tarih ve 2019/305 E. - 2022/1485 K. sayılı kararında da işaret edildiği üzere, “Yurt içinde bir adres göstermek” koşulu şikâyet yoluna başvurulabilmesinin şartı olup, bununla kötüniyetli şikâyetlerin önlenmesi amaçlandığından, bu koşulun sonradan yerine getirilmesi de olanaklı değildir.

Somut uyuşmazlıkta; ihalenin feshini isteyenin, takip dosyasında ipotekli taşınmazın maliki konumunda olup ihalenin feshine yönelik şikayet dilekçesinde, yurt içinde bir adres göstermediği gibi, yurt dışında mukim olup tebliğ adresinin “ Mikrorayon Kok-Jar D.5/24 Bişkek / Kırgız Cumhuriyeti” olduğunu, bu husus araştırılmadan ve kanuni zorunluluklara uyulmadan takip dosyasında yapılan kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliğlerinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü, örnek 9 numaralı ödeme emri tebligatının, 07.6.2010 tarihinde, “... Cd. No:43/4 Kadıköy/İstanbul” adresinde bizzat kendisine tebliğ edildiği, kıymet takdir raporunun, “... Sk. No:5/16 ... Kadıköy / İstanbul” adresinden 04.11.2020 ve 07.12.2020 tarihlerinde, “... Mh. ... Cd. No:43/4 Kadıköy/İstanbul” adresinden de 14.01.2021 tarihinde bila tebliğ iade olduğu ve bu adresin ipotek senedindeki adres olması nedeniyle buraya 04.6.2021’de Tebligat Kanunu’nın 35. maddesi gereğince tebliğ edildiği, satış ilanının ise, aynı adresten 08.11.2021 tarihinde bila tebliğ iade edilmesi üzerine, bu adrese 23.12.2021’de TK’nın 35. maddesi gereğince tebliğ edildiği, kıymet takdir raporu ve satış ilanının tebliğ edildiği tarihlerde, borçlunun nüfusa kayıtlı adresinin yurt dışı adresi olduğu görülmüştür.

Her ne kadar şikayetçi ipotek borçlusu, kendisine ait taşınmaza ilişkin ihalenin feshini istediğinden takip dosyasında borçlu sıfatı bulunmakla beraber, 31.01.2022 tarihli şikayet dilekçesine ekli 22.12.2020 tarihli vekaletnamede yurt içinde bir adres (... Mh. ... Cd. ... Sk. ... Pasajı No: 3 / 86 Ümraniye / İstanbul) göstermiş ise de; takip dosyasında yer alan yurt içi adreslerinin hiç birisini benimsemediği, zira; şikayet dilekçesinde, yurt dışında yaşadığından bahisle kıymet takdiri ve satış ilanı tebligatlarının usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep ettiği, söz konusu tebligatların gönderildiği adresin, ödeme emrinin de şikayetçiye bizzat tebliğ edildiği ipotek belgesinde yazılı adres olduğu görülmüştür. İpotek borçlusunun, şikayet dilekçesinde yurt içinde kayıtlı bir adres bildirmemiş olması, işbu şikayetini de, yurt içindeki adrese yapılan kıymet takdir raporu ve ilan tebligatlarının, yurt dışında yaşaması nedeniyle usulsüz olduğuna dayandırması, bizzat kendisine yapılan ödeme emri tebligatında yazılı adresi de benimsememesi, kıymet takdiri ve satış ilanı tebliğ tarihleri ile iş bu şikayet tarihinde, nüfusta kayıtlı adresinin yurt dışı adresi olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, ödeme emri tebligatında ya da vekaletnamede yazılı olan yurt içi adreslere itibar edilemeyeceğinin kabulü gerekir.

O halde Bölge Adliye Mahkemesince; İİK’nın 134/2. maddesindeki koşulu taşımayan ihalenin feshi şikayetinin dava şartı eksikliği nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde ihalenin feshine karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 01.10.2024 tarih ve 2024/1817 E. - 2024/2570 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.02.2025 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

Karşı Oy Yazısı:

İİK’nın 134/2. maddesinde “ İhalenin feshini, 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 281 inci maddesinde yazılı sebepler de dâhil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikâyet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler…” hükmüne yer verilmiştir.

İİK.134/2. maddesindeki bu düzenlemenin hükümet gerekçesine bakıldığında ise; “ihaleye iştirak edenlerin şikayet yoluyla ihalenin feshini isteyebilmeleri için yurt içinde adres göstermeleri zorunluluğu getirmek suretiyle kötüniyetli isteklilerin önüne geçilmesinin amaçlandığı” belirtilmiş olup, bu husus şekli bir zorunluluk olduğu gibi bildirilen adresin hakikaten şikayetçinin adresi olup olmadığının araştırılması gerekmez. Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarında da “Yurt içinde adres gösterme koşulunun” ihalenin feshini isteyen üçüncü kişiler için olduğu kabul edilmektedir. Takip dosyasında adresi mevcut olan alacaklı veya borçlu için belirtilen yasal koşul aranmamaktadır. Aksi yöndeki düşünce fazla şekilcilik olacak ve hak zayiine sebebiyet verecektir (Zira Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 08.02.2024 tarih, 2024/113 E. 2024/1090 K. sayılı ve 12.02.2018 tarih, 2017/4868 E. 2018/1089 K. sayılı kararları da benzer niteliktedir.).

Somut olayda; her ne kadar şikayet dilekçesinde şikayetçinin adres kısmı boş bırakılmışsa da; icra takip dosyasının incelenmesinde, örnek 9 nolu ödeme emrinde şikayetçi/ipotek borçlusunun yurt içi adresinin yazılı olduğu ve ödeme emrinin de şikayetçinin yurt içindeki bir adresine “bizzat” şerhiyle tebliğ edildiği, bununla birlikte şikayet dilekçesine ekli Kadıköy 16. Noterliğinin 22.12.2020 tarih ve 17631 yevmiye numaralı vekaletnamesinde de şikayetçinin yurt içi adresinin mevcut olduğu görülmüştür. Bu durumda İİK’nın 134/2. maddesinde hüküm altına alınan davanın ön şartı olan yurt içinde adres gösterme koşulunun yerine getirildiğinin kabulü gerekir.

Hal böyle olunca; ihalenin feshini isteyen şikayetçi/borçlunun feshi istenen ipotekli taşınmazın maliki sıfatıyla icra takibinde taraf sıfatının bulunduğu ve takip dosyası içeriğinden de yurt içi adresinin mevcut olduğu ve ödeme emri tebliğinin yurt içi adresinde bizzat tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, şikayet dilekçesi ekindeki vekaletnamede de yurt içi adresinin gösterildiği hususları bir arada değerlendirildiğinde İİK’nın 134/2. maddesinde yer alan “yurt içinde adres gösterme” koşulunun sağlandığı sonucuna varıldığından aksi yöndeki Dairemiz çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA karar verilmesi gerekirken Dairemizin sayın çoğunluğunun bozma yönündeki görüşüne katılamıyorum. 13.02.2025