"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından senede dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde, takibe konu senedin ön yüzünde bulunan imzanın ve yazıların davacı borçluya ait olmadığı, senedin tamamen sahte olarak tanzim edildiği gerekçesi ile açılan davada takibin durdurulmasının talep edildiği,
İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda '' imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına, şartların oluşmaması nedeniyle tazminata hükmedilmesine yer olmadığına'' karar verildiği,
Verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ''istinaf başvurusunun esastan reddine'' karar verildiği,
Kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 07.02.2024 tarih 2023/3872 esas ve 2024/995 karar sayılı ilamıyla kararın bozularak ilk derece mahkemesine gönderildiği,
İlk Derece Mahkemesince bozma sonrası yeniden hüküm kurularak '' davacının imyaza itirazının reddine, davacının borca itirazının reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak miktarının %20'si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, asıl alacak miktarının %10'u oranında para cezasının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına'' karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bozma sonrası tensip zaptında Dairemiz bozma ilamının tarih ve sayıları doğru yazılmakla birlikte Bölge Adliye Mahkemesinin adının yazılarak mahkeme kaldırma kararı olarak adlandırılması, duruşmada yine istinaf ilamı şeklinde bahsedilmesi, bozma ilamı gereği yerine getirilerek bozma ilamına eylemli olarak uyulduğu halde bozmaya uyma konusunda ara karar kurulmaması dosyanın geldiği aşama dikkate alınarak sonuca etkili görülmemiştir.
Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2021/10233 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Alacaklı ... tarafından borçlu ... aleyhine, 25.12.2018 tanzim tarihli 30.03.2019 vade tarihli 1.500.000,00 TL miktarlı senede istinaden kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, örnek no:10 ödeme emrinin borçluya 17.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Takibe konu bonodaki imzanın, davacı/borçlu eli ürünü olup olmadığının tespiti için 21.10.2021 tarihli Söke/Aydın Jandarma Kriminal uzmanlık raporunda; "takibe konu bonodaki imzanın davacı/borçlu ... "eli ürünü olmadığı" tespit edilmiş, davalı/alacaklı
vekilinin kriminal raporuna itiraz etmesi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 23.06.2022 tarihli adli tıp raporunda; "...... ...'nin eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediği, inceleme konusu senette bulunan yazıların....... ...'nin eli ürünü olmadığının" tespit edildiği, davalı alacaklı tarafça adli tıp raporuna da itiraz edilmesi üzerine, grofoloji/imza incelemeleri alanında uzman 3'lü Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 30.10.2022 tarihli bilirkişi raporunda; " takibe konu bonodaki imzanın davacı/borçlu ...'nin "eli ürünü olduğunun" tespit edildiği görülmüştür.
HGK’nın 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382-415 sayılı kararında da belirtildiği üzere; herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesi şarttır.
Yukarıda izah edildiği üzere her ne kadar mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeye çalışılmış ise de ikinci rapor kesin kanaat bildirmediğinden iki rapor arasındaki çelişkiyi gidermediğinden hüküm kurmaya elverişli olmayan bu rapora dayalı olarak sonuca gidilmesi isabetsizdir.
O halde, mahkemece bilirkişi raporundaki çelişkili tespitlerin giderilmesi için yeniden ehil bilirkişilerden oluşacak bir heyetten kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığa çözüm getirecek nitelikte bulunmayan rapor hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle Afyonkarahisar 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 26.09.2024 tarih ve 2024/155 E.- 2024/310 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 373/4. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.