"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ile davalılardan ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davacı ile davalılardan ...'nin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- 6100 sayılı HMK. nın 1. maddesi uyarınca hukuk mahkemeleri nezdinde açılan dava, kanuni düzenlemeye göre görevli mahkemede görülüp, karara bağlanmalıdır.
HMK. da düzenlenen görev, aynı yargı yolu içerisinde bulunan mahkemeler arasında söz konusu olup, yargı yolu farklı bir hukuki kavramdır
Türk hukuk siteminde uyuşmazlıklar ( davalar ) hukuki niteliklerine, yargılama usulüne ve görevli mahkemeye göre çeşitlere ayrılırlar, Buna göre anayasa yargısı, idari yargı, adli yargı, uyuşmazlık yargısı ana yargı yollarıdır. ( Prof. Dr. .... Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi. 2. Bası Syf. 787 )
Hukuki tanım olarak görev ise, aynı yargı yolu içinde bulunan mahkemelerin bakacakları davaları belirler.
Hukuk mahkemesinde açılan bir davada, davaya adli yargı içerisindeki başka bir hukuk mahkemesi bakmakla görevli ise mahkemenin vereceği karar, davayı, HMK. nın 1 ve 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddetmek,
Davaya başka bir yargı yolu içerisindeki bir mahkeme bakmakla görevli ise, davayı, HMK. nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddetmektir.
Kaldı ki, davanın görev nedeni ile usulden reddi ile, yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile usulden reddinin sonuçları ve özellikle karardan sonra uygulanacak prosedür çok farklıdır.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında icra hukuk mahkemesinde açılan istihkak davası, ilk derece mahkemesince reddedilmiş,
Kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince;
"Uyuşmazlık, İstanbul 3. İflas Müdürlüğünün 2020/15 Esas sayılı sayılı dosyasına konu 21/04/2021 tarihli tutanakta tespit edilen makinelerin mülkiyetinin şikayet edene ait olduğu iddiası ile taşınırlar üzerindeki istihkak iddiası ile taşınırların iflas masasından çıkarılmasına, karar verilmesine yöneliktir.
İflasın açılması kendisine tebliğ olunur olunmaz iflas dairesi müflisin mallarının defterini tutmağa başlar ve muhafazaları için lazım gelen tedbirleri alır (İİK Md. 208); Üçüncü şahısların mülkü olarak gösterilen yahut bunlar tarafından mülkiyeti iddia olunan mallar, bu cihetler de şerh verilerek deftere kayıt olunur (İİK Md. 212); Masanın kanuni mümessili iflas idaresidir. İdare masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükelleftir (İİK Md. 226); Üçüncü şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulan eşyanın kendilerine verilip verilmeyeceğini iflas idaresi kararlaştırır. İflas idaresi; istihkak iddiasını reddederse, üçüncü şahsa icra mahkemesinde istihkak davası açması için yedi günlük bir mühlet tayin ve tebliğ eder. Bu mühleti geçiren üçüncü şahıs, masaya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır. İstihkak davasına, genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır. İcra mahkemesi, icabında istihkak davacısından masanın muhtemel zararına karşı teminat isteyebilir (İİK Md. 228).
İflas masasına yalnız borçluya ait mal ve haklar girer. Başkasının bir malı müflisin elinde ise, üçüncü kişi bu malı masadan geri isteyebilir ki, buna masadan çıkarma hakkı denir. İflas masası bu malı üçüncü kişiye vermezse bu takdirde üçüncü kişi masaya karşı istihkak davası açabilir. (İİK.228) iflasta istihkak davasına ilişkin 228. madde, sadece malın masanın elinde bulunması halini düzenlemiştir, malın üçüncü kişinin elinde bulunması halini düzenlememiştir. Hacizde istihkak davasının konusunu mülkiyet ve mülkiyet dışındaki ayni haklar oluşturabilmesine karşın, iflasta sadece mülkiyet hakkı istihkak iddiasına konu olabilir, mülkiyet dışındaki ayni haklara ilişkin istihkak iddiaları İİK. nun 235. maddesi uyarınca sıra cetveline itiraz davası olarak ileri sürülebilir.
Somut olayda, İcra Mahkemesinde istihkak davası olarak açılan işbu davada istihkak konusu menkullerin davacı 3. kişinin elinde iken adrese gidilerek tespitinin yapıldığı ve deftere kaydedildiği, davacının istihkak iddiasında bulunması nedeniyle yediemin olarak malların davacıya teslim edildiği görülmüştür.
İİK'da iflasta üçüncü şahsın elinde iken deftere kaydedilen mallarla ilgili icra mahkemesinde görülecek bir istihkak davası hakkında düzenleme bulunmadığı, bu durumda söz konusu malların mülkiyeti ancak genel mahkemelerde açılacak bir dava ile belirlenebilir.
Bununla birlikte, İİK 228. maddesi gereğince iflas dosyalarına ilişkin istihkak davasında davalı sıfatı iflas idaresine ait olup, davalı alacaklı ...'nin iş bu davada taraf sıfatının bulunmadığı ve taraf teşkilinin kamu düzeninden olduğu gerekçesiyle mahkemece resen taraf teşkili gözetilerek davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekmekte iken yazılı şekilde sonuca gidilmesi, ayrıca davanın reddi halinde davalı iflas idaresi lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi de isabetsizdir.
Bu nedenle Mahkemece, açılan davanın iflas idaresi yönünden göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1-b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın yargı yolu caiz olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davalı iflas idaresinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile İstanbul 29.İcra Hukuk Mahkemesinin 06.03.2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verildiği " gerekçesi
1-Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK'nun 353- (1) b) 2) maddesi gereğince karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Yeniden esas hakkında;
-Davanın yargı yolu caiz olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle reddine,
2-Davalı iflas idaresinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile İstanbul 29.İcra Hukuk Mahkemesinin 06.03.2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına, " karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin istihkak iddiası ile açılan iş bu davanın genel mahkemede görülmesine ilişkin saptaması yerinde ise de, yukarıda açıklandığı üzere, icra hukuk mahkemesi ile genel mahkeme arasındaki ilişki, görev ilişkisi olup, yargı yolu farklılığı söz konusu değildir.
Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince davanın, aynı yargı yolu ( adli yargı ) içerisinde bulunan mahkemeler arasındaki görev ilişkisi nedeni ile HMK. nın 1 ve 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddedilmesi gerekirken, hangi yargı yolunun görevli olduğu da yazılmadan davanın yargı yolu caiz olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin karar gerekçesinde davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddinin gerektiği belirtilmiş, hükümde bu hususa yer verilmemiş ise de, bu husus görevli mahkemede değerlendirileceğinden, bu usulü eksiklik değerlendirme dışında tutulmuştur.
SONUÇ:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 05.12.2024 gün ve 2023/2717 E. 2024/3804 K. sayılı kararının hüküm fıkrasının, 1 numaralı bendinin " Davanın yargı yolu caiz olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, " şeklindeki ikinci bendinin hükümden çıkartılarak, yerine;
"Davada yargılamanın genel mahkemelerin görevine girdiği anlaşıldığından, davanın HMK. nın 1 ve 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine," bendinin yazılmasına, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, harç alınmasına yer olmadığına, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 14/05/2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.