"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, dosyadan gönderilen ödeme emrinin iade döndüğünü, bu kez aynı adrese TK md. 21/2'ye göre tebligat yapıldığı ve ödeme emrinin muhtara teslim edildiğini, (TK 21. md) tebligatın usulüne uygun olduğu düşünülse bile TK'nın 21/1 mad. göre tebliğ edilen ödeme emrinin müvekkilin tanınmadığından bahisle "..." isimli komşunun ismi yazılarak iade olunduğunu, şahsın imzadan imtina ettiğinin tebliğ mazbatasına yazıldığını, mahalle muhtarlığından şifahen yapılan araştırmalar sonucu Haşimoğlu mahallesinde ... isminde bir kişinin oturmadığının tespit edildiğini, bu sebeple 21/1'e göre gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu belirterek ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 29.02.2024 olarak düzeltilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı davacı/borçlu istinaf kanun yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurunun esastan reddine karar verildiği görülmüş, karar davacı/borçlu tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesinde; ''Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir'' düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.'' Aynı Kanun’un 21/2. maddesinde de; ''Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.'' hükmünü amirdir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın tebligat çıkarılan adreste ikamet etmekle birlikte, geçici olarak adreste bulunmadığının ve nedeninin, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tespiti ile bu tespitin tebliğ evrakına yazılması ve tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir(Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m.30/1).
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir.
Somut olayda, borçlunun MERNİS adresi olan .... Mah. ... Sok. No:4/1 İç Kapı No:3 .../Erzurum adresine tebligat çıkartıldığı ve tebligatın “Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak tanınmadığı komşu ... tarafından sözlü olarak beyan edilmiş imzadan imtina edilmiştir. Muhatabın yeni adresi belirlenmemiş olup tebligat 04.01.2024 tarihinde iade edilmiştir.” şerhi ile iade edildiği görülmektedir. Bu hali ile tebligat şeklen usulüne uygun ise de borçlu dava dilekçesinde söz konusu adreste ikamet ettiğini belirtmiş ve ayrıca dava dilekçesinde; komşu olduğu şerh edilen ...'tan alınan bilgiye dayanılarak adresten sürekli ayrıldığı ve tanınmadığı gerekçesiyle tebligatın iade edildiğini, oysa ... isminde bir komşusunun bulunmadığını, tebligatın iade edilmemesi gerektiğini, dolayısıyla iade edilen bu tebligata dayanılarak TK'nın 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılamayacağını bildirdiği görülmektedir.
O halde mahkemece, iddialar doğrultusunda kolluk araştırması yaptırılmak suretiyle bila tebliğ dönen tebligat tarihi olan 04.01.2024 tarihinde bahsi geçen yerde ... isminde komşunun bulunup bulunmadığı hususu tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :
Borçlunun temyiz itirazının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 05.12.2024 tarih ve 2024/1089 E.-2024/2122 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 22.03.2024 tarih ve 2024/263 E.-2024/464 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.