"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının dosyası mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçluların, icra hukuk mahkemesine başvurusunda, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamlı takipte, satış giderleri tarifesi gereğince yatırılması gereken avansın yatırılmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, kararın şikayetçiler tarafından istinaf edilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince kararın kesin olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine dair ek karar verildiği, işbu ek karara karşı da istinaf başvurusunda bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluna başvurulan karar, kesin nitelikte olduğundan istinaf başvurusunun usulden reddine dair karar verildiği, borçluların temyiz talebi üzerine, 09.05.2024 tarihli ek karar ile kararın kesin nitelikte olduğundan temyiz talebinin de reddine karar verildiği, bu ek kararın şikayetçiler tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 05/12/2024 tarih ve 2024/5037 E. - 2024/10280 K. sayılı ilâmı ile Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının onandığı, bu kez borçlular tarafından, ilk derece mahkemesince verilen kararın, gerek istinafa gerekse de temyize tabi olduğu, maddi hata yapıldığı gerekçesiyle maddi hatanın düzeltilmesi isteminde bulunulduğu görülmektedir.
Dosyanın yeniden yapılan incelenmesinde;
6100 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi; ''Hâkim, Türk hukukunu resen uygular'' şeklindedir. Anılan düzenleme gereğince hukuki tavsif (niteleme) ve uygulanacak kanun maddesinin tespiti hâkime aittir. Ayrıca 6100 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesinde dava sebebi olarak hukuki sebepler değil maddi vakıalar esas alınmıştır. Mahkeme tarafların dilekçelerinde ileri sürdükleri maddi vakıalarla bağlıdır, ancak başvuranın bu bağlamda yapmış olduğu hukuki nitelendirmelerle bağlı değildir.
Tarafların ileri sürmüş olduğu maddi vakıaların hukuki nitelendirmesini yapmak, yani somut olay ya da ilişkide işlerlik kazanacak hukuk kurallarını araştırıp bulup uygulamasını gerçekleştirmek, hâkim tarafından kendiliğinden yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Somut olaya uygulanacak olan hukuk kuralları, dava sebebinden tümüyle farklı bir kavram olan hukuki sebebi oluşturur (Süha Tanrıver, Medeni Usul Hukuku, C.1., Ankara, 2016, s. 480-483).
Somut olayda, borçlu-şikayetçilerin özetle; satış giderleri tarifesi gereğince yatırılması gereken avansın süresi içerisinde yatırılmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmesini talep ettikleri görülmektedir.
Buna göre; iddianın ileri sürülüş biçimi, dilekçe içeriği ve takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olması dikkate alındığında; davacıların; satış talebi ile birlikte peşin olarak yatırılması gereken satış giderlerinin yatırılmadığı gerekçesiyle takibin düşürülmesini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Yapılan bu niteleme gereği Dairemizin değişen içtihadı göz önüne alındığında; işbu uyuşmazlıkla ilgili verilen kararın istinaf ve temyiz kanun yollarına tabi olduğu aksi yönde verilen kararın maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmakla şikayetçilerin maddi hatanın düzeltilmesi isteminin kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nin 09/05/2024 tarih ve 2024/269 E. 2024/606 K. sayılı ek kararı ile Dairemizin 05/12/2024 tarih ve 2024/5037 E. - 2024/10280 K. sayılı kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra temyiz başvurusunun incelenmesine geçildi
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesince verilen 19/12/2023 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra istinaf başvurusunun esası incelenerek, oluşacak sonuca göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin, 22.02.2024 tarih ve 2024/269 E., 2024/606 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 371. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre şikayetçilerin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.