"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın dosyası daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı tarafından ibraz edilen 17.02.2025 havale tarihli dilekçede özetle, Dairemizin 2024/7431 Esas-2024/10315 Karar nolu kararında maddi hata olduğu, 23.09.2019 tarihli haciz zaptına konu malların da dava konusu yapıldığı ancak bu malların değerinin göz önüne alınmadığı, uyuşmazlık konusu değerin (bozma kararı sonrasında bozma kararına uyularak verilen) Bölge Adliyesi Mahkemesi karar tarihine göre belirlenen kesinlik sınırının üzerinde olduğu, diğer taraftan bozma kararı üzerine verilen kararların kesinlik sınırına tabi olmadan temyiz incelemesinin yapılabileceği zira 7531 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerin 14.11.2024 tarihinde yürürlüğe girdiği, ilk karar tarihine göre kesinlik sınırının dikkate alınacağı, öte yandan temyizle ilgili parasal sınırların Anayasa Mahkemesi’nin 04.12.2024 tarihli kararıyla iptal edildiği, işin esasının incelenmesi gerektiğinden bahisle maddi hatanın düzeltilmesi isteminde bulunulmuştur.
Somut olayda uyuşmazlık, istihkak iddiasına/davasına ilişkin olup, asıl ve birleşen davaların mevcut olduğu, asıl davaya 28.06.2019 tarihinde haczedilen mahcuzların konu edildiği, birleşen dava dilekçesinde davacılar vekili tarafından bu hususun açıkça beyan edildiği, birleşen davanın konusunun ise 20.09.2019 tarihinde haczedilen mahcuzlar olduğu, 23.09.2019 tarihinde haczedilen mahcuzların dava konusu yapılmadığı, Dairemiz yerleşik uygulamasına göre bu tip uyuşmazlıklarda temyiz kesinlik sınırının tespiti açısından istihkak davasına konu mahcuzların bedelinin dikkate alındığı ve değerlendirmenin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 364. ve 1 nolu ek maddesi çerçevesinde yapıldığı görülmektedir.
Her ne kadar, 7531 sayılı Kanun ile 2004 sayılı Kanunun Ek 1. maddesine eklenen 3. fıkrada yer alan “İstinaf ve temyiz kanun yoluna başvuruda esas alınan parasal sınırda yeniden değerleme nedeniyle meydana gelen artış, bölge adliye mahkemesinin kaldırma veya Yargıtayın bozma kararları üzerine yeniden verilen kararlar hakkında uygulanmaz, ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırlar esas alınır.” şeklindeki düzenleme 14.11.2024 tarihinde yürürlüğe girse de aynı Kanunun geçici madde 1/2. fıkrasına göre; bu düzenlemenin, Yargıtay'ın bozma kararları üzerine bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten (14.11.2024 tarihinden) itibaren yeniden verilen kararlar hakkında uygulanacağı ve Dairemiz bozma kararı ESAS NO : 2025/1948
üzerine verilen (temyize konu) kararın tarihinin 10.07.2024 tarihi olduğu gözetildiğinde Ek Madde 1/3. fıkranın somut olayda uygulanamayacağı tartışmasızdır.
Bununla birlikte, 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı Ek 1. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “...341 inci, 362 nci..” ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nin 2023/182 Esas, 2024/203 Karar numaralı ve 04.12.2024 tarihli kararı ile iptal edilmiş olmasının, Dairemizce yapılan değerlendirmenin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 1 nolu ek maddesi çerçevesinde yapılması ve bu madde de herhangi bir iptal kararının olmaması karşısında sonuca etkili olmadığı görülecektir.
Buna göre somut olayda; istihkak davasına (asıl davaya) konu edilen mahcuzların değerinin 256.600,00 TL olduğu ve bu miktarın da bozma kararımız sonrası bozma kararına uyularak verilen Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine (10.07.2024) göre belirlenen kesinlik sınırını (378.290,00 TL) geçmediği, anılan kararın temyiz kabiliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan sebeple, Dairemizin kararında maddi hata bulunmadığından aksi yönde beyanlar içeren dilekçenin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:
Yukarıda yazılı nedenlerle 17.02.2025 tarihli dilekçenin REDDİNE, 07.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.