"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nin 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 615,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 05.03.2025 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
Dr. ...'in Karşı Oy Yazısı:
Tasarrufun iptal davası İİK'nın 277 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.
İİK'nın 283 maddesinin birinci fıkrasına göre "Davalının iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmaza davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir".
Bu hükme göre davanın kabulü kararı ile dava konusu mal borçlunun mülkiyetine geri dönmez. Sadece iptal edilen tasarruf, iptal davasını açmış ve kazanmış olan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez; yani yalnız bu alacaklı bakımından iptal edilmiş sayılır. İptal davasını kazanan alacaklı, bununla tasarruf konusu olan mal sanki borçlunun mülkiyetinde imiş gibi onu cebri icraya dahil etme (haczetmek) hakkını kazanır
Yargıtay'ın yerleşik kararlarına göre dava konusu tasarrufun iptaline ve bunun yanında davacı alacaklıya İcra Müdürlüğünün "... sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve tasarruf yetkisini tanınmasına da karar verilmesi gerekir.
Bu halde alacaklı İİK'nın 143. maddesinin 3. fıkrasında yazılı süreye uymasına yani bir takip yapmasına veya üçüncü kişiye yeni bir ödeme emri göndermesine gerek kalmadan iptal davasının kabulüne ilişkin ilamı icra dairesine vererek aynı takip dosyasından iptaline karar verilen tasarruf konusu malın haczini ve satışını ister. Alacaklının haciz ve satış isteyebilmesi için mahkeme kararının kesinleşmesi şart değildir.
İcra dairesi iptale konu malı satıp, elde edilen satış bedeli ile davacı alacaklıya (faizi ile birlikte) alacağını ve iptal davasında lehine hükmedilen yargılama giderlerini öder, geriye para artar ise, bu para (borçluya değil) davalı üçüncü kişiye ödenir. Tasarruf iptal ilamı şikayete konu icra dosyasını kapsamadığından bu takip dosyasının tarafı olmayan üçüncü kişilere borçtan sorumlu tutularak onlara muhtıra gönderilemez.
İİK 283 maddesinin ikinci fıkrası ise iptal davası üçüncü şahıs elinde çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nisbetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edilir.
İİK 283/2 fıkrasının uygulanabilmesi için borçlunun lehine tasarruf yaptığı üçüncü kişinin iktisap ettiği malı veya hakkı başka bir kişiye (dördüncü) devretmiş ve bu dördüncü kişinin iyi niyetli olması gereklidir. Bu halde mahkeme üçüncü kişiyi (davacı alacaklının alacağından fazla olmamak üzere elinden çıkardığı malın, (elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri) oranında tazminata mahkum eder. Bu halde alacaklı bu tazminat ilamı ile doğrudan doğruya davalı üçüncü kişi aleyhine ilamlı icra takibi yaparak alacağına kavuşur. Bu ilamın infaz için kesinleşmesi gerekmez. İlamlı icra takibi sonucunda alacaklı üçüncü kişinin malvarlığına dahil olan mal ve hakları haczettirip satarak ilamda hükmedilen tazminat alacağını tahsil eder. (Kuru, Baki; İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, Ankara 2013, s. 1432-1440) Tazminat ilamında faiz konusunda bir hüküm bulunmasa bile tazminat ilamının karar tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar faiz isteyebilir.
Somut olayda alacaklı, borçlu ... Nakliyat ...Ltd. aleyhine 3.000.000 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlattığını, Konya 9. İcra Dairesinin 2018/6769 Esas nolu dosyası üzerinden alacaklının Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/594 Esas sayılı dosyası üzerinden takip borçlusu şirket ve üçüncü kişi ... Alter Yakıt Kimya Pet. Ür. Tic. Ltd. Şti. aleyhinde İİK 277 ve devam eden maddelerine dayalı tasarruf iptal davası açtığını mahkemece12.10.2021 tarihinde davanın kabulüne davalı borçlu şirketin .... plakalı araçlarının 13.10.2016 tarihinde diğer davalıya satışına ilişkin tasarrufunun davacı bakımından iptaline davacıya tasarruf konusu üzerinde Konya 9. İcra Müdürlüğünün 2018/6769 sayılı icra dosyasının asıl alacak ve ferilerinin cebri icrayla tahsil yetkisi verilmesine hükmedildiği görülmektedir.
İİK 283 maddesinin birinci fıkrasına göre tasarrufun iptaline, alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkesini tanınmasına ilişkin bu ilam dolayısı ile alacaklı tasarrufun iptaline konu menkuller üzerine haciz koyup cebri icra yolu ile ilgili icra dosyası üzerinde şatışın yapılması ile elde edilecek ihale bedeli üzerinden alacağını tahsil eder. Tasarrufun iptali ilamı ile şikayetçi üçüncü kişi dosya borçlusu haline gelmediğinden üçüncü kişinin takip borcundan sorumlu tutularak ona muhtıra gönderilmesi mümkün değildir. Tasarruf iptali kararında tasarrufa konu menkullerin bedeli üzerinden üçüncü kişi aleyhine tazminata hükmedilmesi de söz konusu değildir.
İptal edilen tasarrufa konu araçların satışı sonrası elde edilen satış bedelinden alacaklının ferileri ile birlikte takip alacağı ve tasarruf iptal davasında alacaklı lehine hükmedilen yargılama giderleri ödenir, geriye para artar ise bu para şikayetçi üçüncü kişiye ödenir.
Bu nedenle dosya borçlusu olmayan ve borcu ödemekle yükümlü olmayan üçüncü kişinin dosyanın borç hesabının çıkarılmasını istemekte hukuki menfaati yoktur. Kaldı ki şikayetçi üçüncü kişinin tasarruf iptal davasının bedele dönüşmüş ve aleyhine tazminata hükmedilmiş gibi takip talebinde istenen asıl alacak olan 3.000.000 TL'ye tasarruf iptal karar tarihinden itibaren faiz işletilerek ödemesi gereken borç miktarının çıkarılması istemi de tasarruf iptal kararının hüküm fıkrası ile bağdaşmamaktadır. Tasarruf iptaline konu menkullerin ihale tarihinde, icra dosyası borcunun ulaşacağı miktar ihale bedelinden düşürüleceğinden üçüncü kişinin bu aşamada şikayet hakkı bulunduğundan söz edilemez.
Tasarrufun iptali kararında hüküm kısmında yazılı "Davaya tasarruf konusu üzerinde Konya 9. İcra Müdürlüğünün 2018/6769 sayılı icra dosyasının asıl alacak ve ferilerini cebri icra yoluyla tahsil yetkisi verilmesi ibaresi" tasarrufun iptaline konu malların satılması sonucunda ihale bedelinin takip alacağından fazla olması halinde takip alacağı ve ferileri kadar üçüncü kişinin sorumlu olacağı üst sınırını belirlemek amacıyla karara bağlanmış olup takip alacağı ve ferilerinin tahsiline hükmedildiği anlamına gelmez.
Şu hale göre şikayet hakkı bulunmayan şikayetçinin şikayetinin bu nedenle reddi yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz olup sonucu doğru kararın onanması görüşünde olduğumdan çoğunluğun kararın onanması yönündeki görüşüne katılamıyorum. 05.03.2025