"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; kıymet takdir raporu ile satış ilanı tebligatlarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, kıymetin düşük belirlendiğini ve gazetede yapılan ilanın yetersiz olduğunu ileri sürerek tapunun 1 parselinde kayıtlı 8 bağımsız bölüm numaralı taşınmaza ilişkin ihalenin feshini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, kıymet takdir raporu tebligatının usulüne uygun olması ve taşınmazın, satışa esas alınan muhammen değerin üzerindeki bir bedele ihale edilmesi nedeniyle şikayette hukuki yararın bulunmaması gerekçeleriyle istemin reddine karar verildiği, kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine hükmedildiği, şikayetçinin temyiz talebi sonucunda Dairemizce, ihalenin feshi şikayetlerinde uygulanan zarar unsuruna dair görüşte yapılan değişiklik nedeniyle, borçlunun şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğü hakkındaki iddiası ile sair fesih nedenlerinin esasının incelenmesi gerektiğine işaret edilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulduğu görülmüştür.
Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine ... ve gözetilmesi zorunlu olan hakka, usuli kazanılmış hak denilmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için, bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Hukuk Genel Kurulu'nun 24/05/2017 tarih ve 2017/2-1607 E. - 2017/968 K. sayılı kararı).
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay'ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, artık bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkemenin bozma ilamına uyulmasına karar vermesiyle, hükmü temyiz eden yönünden usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesinin 20.03.2024 tarihli duruşmasında, Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verildiği görülmesine rağmen, bozma ilamında özellikle işaret edilen ve borçlunun şikayet dilekçesi ile aşamalarda ileri sürdüğü satış ilanı tebligatının usulsüz olduğuna dair iddiasının incelenmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince borçlu tarafından ileri sürülen satış ilanı tebligatının usulsüz olduğuna dair iddia incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde ve eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
Öte yandan; kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler.
Her ne kadar mahkemece, bilirkişi raporu alınarak şikayete konu taşınmazın satışa esas alınan muhammen değerinin gerçeğe uygun olup olmadığı hususunda tespit yapılmış ise de; mahkemenin gerekçesinde de yerinde olacak şekilde belirlendiği üzere, şikayetçiye yapılan kıymet takdir raporu tebligatının usulüne uygun olduğu belirlendiğinden ve kıymet takdir raporunun tebliğ tarihi olan 10.02.2021 tarihinden itibaren İİK’nın 128/a maddesindeki yasal 7 günlük süre içerisinde şikayetçi borçlu tarafından kıymet takdir raporuna itiraz edilmediğinden, satışa esas alınan muhammen değerin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Buna göre de; mahkemece, kıymet takdirine yönelik fesih iddiasının, bilirkişi raporu alınmadan reddi gerekirken, taşınmazın kıymetinin belirlenmesi maksadıyla rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ :
Şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/4. maddesi uyarınca, Foça İcra Hukuk Mahkemesinin 05.06.2024 tarih ve 2024/8 E. - 2024/43 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair temyiz isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 06.03.2025 gününde oy birliğiyle karar verildi.