"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan ilamlı takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ilamda açıkça yabancı para cinsinden alacağın tahsilat tarihindeki karşılığının ödenmesine hükmedildiği halde, alacaklı tarafından takip tarihindeki kur üzerinden icra takibi başlatılmasının ilama aykırı olduğunu, takip talebinde yazılması zorunlu olmasına rağmen hangi tarihteki kur üzerinden talepte bulunulduğunun takip talebinde yazılmadığını, bu hususun işlemiş faiz yönünden 3095 sayılı Kanuna da aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek takibin asıl alacak ve fazla talep edilen faiz kısmı yönünden iptali veya düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince; dosyada mevcut ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre; kamu bankalarınca ABD doları cinsinden bir yıllık vadeli mevduata ödenen en yüksek faiz oranları dikkate alınmak suretiyle, şikayetin kabulüne, icra emrinin iptali ile icra emrindeki asıl alacak faizinin 112.220,06 TL; yargılama gideri faizinin 42,63 TL ve ilam vekalet ücreti faizinin ise 2.712,72 TL olacak şekilde düzeltilmesine karar verildiği, taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; alacaklının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu'nun 99. maddesi (BK'nın 83 md.) uyarınca; “Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.”
Somut olayda; takibe dayanak ilamın hüküm kısmının birinci fıkrasında aynen "Davanın kabulü ile 176.762,08 ABD Dolarının ($) tahsilat tarihindeki Türk Lirası üzerinden 29.08.2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" karar verildiği, dolayısıyla alacağın yabancı para alacağı olduğu hususunun sabit olduğu; ancak alacaklının Borçlar Kanunu'nda öngörüldüğü üzere, yabancı para alacağını Türk Lirasına çevirmek suretiyle ve seçimlik hakkını kullanarak takip başlattığı görülmektedir.
O halde, alacağını takip tarihindeki kur üzerinden Türk Lirasına çeviren alacaklının talebi aşılamayacağından bu gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 2.107,80 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 427,60 TL maktu harcın temyiz edenden tahsiline, 29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.