Logo

12. Hukuk Dairesi2024/126 E. 2024/1209 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhalenin feshi şikayetinde, pey süren sıfatıyla bulunan şikayetçinin ödemesi gereken nispi harcın ve teminatın dava şartı sayılıp sayılamayacağı ve eksik ödenen harcın tamamlatılmasına ilişkin usulün nasıl uygulanacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İhalenin feshi talebinde pey süren konumundaki şikayetçinin ödemesi gereken nispi harcın, dava harcı niteliğinde olduğu ve eksik yatırılması halinde Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki usule göre tamamlatılması gerektiği, teminatın ise HMK'nın 114/2. maddesi kapsamında dava şartı niteliğinde olup, harcın tamamlatılmasından sonra teminat için de süre verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

1-Davacılar ... ile ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacılar ... ile ...'ın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- Davacı ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı ...'ın ihalede pey süren konumunda olup, İİK' nın 7343 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik 134. maddesi uyarınca ödenmesi gereken nispi harç ve teminat yatırması gerektiği,

İlk Derece Mahkemesince, bu davacının şikayetinin "...şikayetçinin pey süren olup,İİK. nun 7343 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik 134. maddesi uyarınca ödenmesi gereken nispi harç ve teminatı verilen 1 haftalık kesin süreye rağmen ödemediği gerekçesi ile davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE," karar verildiği,

Şikayetçi tarafından, işbu karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçinin istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği anlaşılmıştır.

Dosyada öncelikli sorun " İİK'nın 7343 sayılı Kanun ile değ. 134. maddesindeki istisna taraflar dışında yatırılması gereken nispi harç ve teminatın niteliği ve buna bağlı olarak HMK'nın 114. maddesinde belirtilen dava şartı olup, olmadığı ve nispi harç ile teminatın tamamlatılma usulüdür."

İcra takibi sırasında, 2004 sayılı İİK'na göre yapılan ihalenin feshine ilişkin hususlar Kanunun 134 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.

İhalenin feshi davaları daha önce başvuranın kim olduğuna bakılmaksızın maktu harca tabi iken 2004 sayılı İİK'nın 134. maddesinde değişiklik yapan ve 30.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı kanunun 27/4. maddesi ile ihalenin feshi davasını “ Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerin" açması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi kılınmıştır.

Ayrıca ihalenin feshi talebinde 7343 sayılı kanunun 27/5. maddesi ile davayı “ Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler" teminat yatırmakla yükümlü kılınmıştır.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden şikayetçinin taşınmazda lehine kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılan şirket olup, İİK. nun değ. 134. maddesindeki satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerden olduğu ve davanın nispi harca ve teminata tabi bulunduğu anlaşılmıştır.

Yargı harçları, 492 sayılı Harçlar Kanunda düzenlenmiş olup, dava açarken harçtan muaf olanlar dışındaki davacının harç yatırması zorunluluğu, HMK'nın 114. maddesinde belirtilen dava şartlarından değildir.

Dava harçları özel kanun ile düzenlenmiştir.

492 sayılı Kanunun " Noksan tesbit edilen değer üzerinden harcın ödenmesi " başlıklı 30. maddesi " Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu ( HMK. md.150 ) maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.

" hükmünü içermektedir.

HMK' ya göre bir şartın tamamlatılması, Mahkeme tarafından ilgilisine usulüne uygun şekilde süre verilmesi halinde mümkündür.

Verilecek süre yasal düzenlemeye uygun değil ise hukuki sonuç doğurmaz.

İİK'nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik 134. maddesi bu yasal düzenlemelere göre değerlendirildiğinde;

İhalenin feshi talebinin 30.11.2021 tarihinden sonra, kanunda belirtilen istisnai taraflar dışında kalan gerçek yada tüzel kişiler tarafından yapılması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi olduğu ve nispi harcın yarısının peşin yatırılacağı tartışmasızdır.

Aynı şekilde ihale bedelinin % 5' i oranında teminat yatırılması da şarttır.

Yukarıda da açıklandığı üzere dava açılırken alınması gereken harç, dava harcı olup, Harçlar Kanuna göre dava açılırken alınır.

Noksan yatırılmış ise Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde belirtilen usul ile tamamlatılır. Harç tamamlanmaz ise yaptırımı da yine aynı maddede düzenlenmiştir.

% 5 teminat ise yine harç gibi dava açılırken yatırılmalıdır.

Teminat, HMK'nın 114/2. maddesi kapsamında dava şartıdır. Dava açılırken yatırılmayan teminatın tamamlanması için (harcı tamamlanmayan davaya devam edilemeyeceğinden) öncelikle harç tamamlatılmalı, sonra teminatın yatırılması için davacıya HMK'nın 115. maddesinde belirtilen dava şartlarının tamamlatılmasına ilişkin usule göre süre verilmelidir.

Harcın yatırılmamasının yaptırımı, " ...davanın açılmamış sayılması," harç yatırılmakla birlikte teminatın yatırılmamasının yaptırımı ise "...davanın dava şartı noksanlığından usulden reddidir."

Açılmamış sayılma ve usulden ret kararlarının hukuki sonuçlarının farklı olduğu izahtan varestedir.

Mahkemenin ve Bölge Adliye Mahkemesinin şikayetçinin İİK'nın 134. maddesinde belirtilen ilgililerden olmayıp, ihalenin feshi davasının görülebilmesi açısından nispi harç ve teminat yatırmak zorunda olan, başka bir deyişle kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığına ilişkin tespit ve gerekçeleri yerindedir.

Her ne kadar şikayetçi nispi harç ve akabinde teminatı yatırmamış ise de, İlk Derece Mahkemesinin harç yatırılmasına ilişkin 13.12.2022 tarihli duruşmadaki "... İhale katılımcısı ...' ın ihale bedeli üzerinden alınan nispi harcın olan 17.684,75 TL peşin harç ile ihale bedeli üzerinden 25.887,50 TL teminatı yatırmak üzere davacı vekiline 1 haftalık kesin süre verilmesine, " şeklindeki 2 numaralı ara kararı 492 sayılı Harçlar Kanunun 30. maddesine uygun değildir.

Yukarıda da belirtildiği üzere yasaya uygun olmayan ara kararı hukuki sonuç doğurmaz.

Mahkemece davacı/şikayetçiye Harçlar Kanununun 30. maddesine uygun şekilde "...İhale katılımcısı ... vekiline ihale bedeli üzerinden alınması gereken 17.684,75 TL peşin nispi harcı yatırması için gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, aksi taktirde davanın işlemden kaldırılacağının ihtarına (ihtar edildi) " şeklinde oluşturulacak ara kararı ile süre verilmesi ve akabinde Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak karar verilmesi gerekirken nispi harç yatırılmamasını HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartı olarak niteleyerek sonuca gidilmesi ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenmesi hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

Mahkemece yapılacak iş öncelikle davacıya nispi peşin harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve harç yatırılırsa akabinde teminatı yatırtıp, sonuca gitmektir.

SONUÇ :

Yukarıda yazılı nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi' nin 13.11.2023 tarih ve 2023/438 E. 2023/1808 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,

Ankara Batı 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 27.12.2022 tarih ve 2022/570 E. 2022/927 K. sayılı kararının re'sen BOZULMASINA, bozma nedenine göre şikayetçi ...'ın sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.02.2024 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

Karşı Oy Yazısı:

İhalenin feshini isteyebilecek olanlar, İİK’nın 134. maddesinin ikinci fıkrasında sayılmış olup bu kişilerden başkasının ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. İhalenin feshini isteyecek kişilerin Kanunda sınırlı olarak sayılmasının sebebi, ihalenin feshinin kötüniyetle talep edilmesini engellemektir.

İhalenin feshini isteyebilecek kişiler arasında pay sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenlerde sayılmıştır. İİK’nın 24.11.2021 tarih 7343 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nun 134. maddesinin 3. fıkrasına göre “satış isteyen alacaklı, borçlu, resmi sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken ilgili kişilerin muhtemel zararlarını karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır.”

İİK’nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesinin 3.fıkrasına göre pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin ve ihalenin feshini isteyecek kişiler arasında sayılmayan kişilerin ”… ihaleden feshi talebi, ihale bedeli üzerinden nisbi harca tabiidir. Bu harcın yarısı talepte bulunulurken peşin olarak yatırılmak zorundadır. Talebin kabulü halinde bu harç başka bir kimseye yüklenmez ve itirazı halinde iade edilir. Talebin reddi halinde ise alınan bu harç iade edilmez ve harcın kalan kısmı ihalenin feshini isteyenden tahsil edilir…” İhalenin feshi aslında bir tür şikayeti olmakla birlikte önemi nedeniyle ihalenin feshi sebeplerini ve prosedürü ayrıca düzenlenmiştir. İİK’nın 134. maddesi pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak eden kişileri ihalenin feshini isteyecek kişiler arasında saymakla birlikte bu kişiler ihalenin feshi isteminde bulunabilmesinin diğer ihalenin feshini isteyecek ilgililere göre daha ağır şartlara tabii tutmuş ihalenin feshi talebinin ihale bedeli üzerinde nisbi harca tabi olduğunu ve ayrıca ihale bedeli üzerinden %5 oranında teminat

göstermesinin şart olduğu hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemenin gerekçesi olarak uygulamada sırf ihale sürecinin uzatmak ve haksız menfaat sağlamak amacı ile hukuki yararı bulunmayan kişilerce ihalenin feshi talep edilmesinin önüne geçilmesi ihale sürecinin hızlı bir şekilde tamamlanması gösterilmiştir.Getirilen bu düzenlemelerin hak arama özgürlüğüne uygun olup olmadığı ayrıca bir tartışma konusu olmakla birlikte özellikle İİK’nın 134/3 fıkrasında sayılanların dışında kalan kişilerin ihalenin feshi talebinin ihale bedeli üzerinden nisbi harcı tabi olması hükmü lafzı itibariyle fıkrasının konuluş amacına hizmet etmeyen bir hükümdür. Şöyle ki bu maddede sayılanlar dışındaki kişilerin nisbi harcı eksik yatırması halinde Dairemiz çoğunluk görüşüne göre Harçlar Kanunu 30. maddesi uyarınca işlem yapılması sonrasında, teminatı yatırtıp sonuca gidilmelidir. İcra mahkemesi nisbi harcın yatırılması için süre vermesi verilen süre içinde harç tamamlanmaz ise mahkemece 492 sayılı Harçlar Kanununun 30.maddesinin yollaması ile HMK’nun 150.maddesi uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılmasına ve süre içinde harcın ikmal edilerek yenileme talep edilmemesi halinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Oysa bu hükmün konuluş amacı kötüniyetle ihalenin kesinleştirilme sürecini uzatmaya ilişkin ihalenin feshi taleplerini önlemek olup İİK 134/3 fıkrasının bu şekilde anlaşılıp uygulanması ihalenin hukuki yararı olmaksızın geciktirilmesine yönelik feshi taleplerinin önünün açılmasına sebebiyet verecektir. HMK 150. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasının kesinleşmesine kadar ihalenin kesinleşmesi mümkün bulunmayacaktır.

Nisbi karar ve ilam harcı konusu para veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hükmolunan değer üzerinden alınan bir harçtır. Harçlar Kanunun 32. maddesine göre yargı işlemlerinden alınacak harç ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Davanın reddine karar verilmesi durumunda ise nisbi karar ve ilam harcına tabi bir dava olsa dahi sadece maktu harç ödenir. ( 1 sayılı Tarife, A.III,2.a.)

İhalenin feshi istemi bir dava değil şikayet olup, ihalenin feshi yargılamasında paraya çevirme işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığının denetimi yapılmaktadır. Harçlar Kanunu 1 sayılı tarifenin 2/a maddesine göre şikayette maktu harç alınır. Oysa nisbi karar ve ilamın harç konusu parayla ölçülebilen davalar hakkında uygulama alanı bulmaktadır.

7343 sayılı Kanun öncesinde ihalenin feshi isteminde maktu harç geçerli idi. 7343 sayılı kanunla ihalenin feshi isteyecek kişilerin kategorilerine göre maktu veya nisbi harç yatırması gerektiği kabul edilmiştir. Öte yandan bu harcın yarısının peşin yatırılması gerektiği ihalenin feshi kararı verilmesi halinde başkasına yükletilmeksizin taleple birlikte iade edileceği, ancak ihalenin feshi talebinin reddedilmesi halinde talep ileri sürülürken yarısı yatırılan nisbi harcın iade edilmeyeceği gibi kalan kısmında tahsil edileceği ifade edilmiştir. Bu hükümlerden İİK’nun 134/3 maddesinde yazılı nisbi harcın Harçlar Kanunun anlamında yatırılan harç niteliğinde olmadığı, kötü niyetli ihalenin feshi taleplerinin üzerine geçme amacı ile maddede yazılan kişilerin ihalenin feshi taleplerini zorlaştırmak için bir araç olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Zaten madde gerekçesinde de bu amaç açıkça belirtilmektedir. O halde İİK’nun 134/3 hükmünde yer alan ifadeden hareketle harcın yatırılması ön şart olarak değerlendirilmeli verilen süre içinde tamamlanmaması halinde talebin reddine karar verilmelidir. İİK 134/3. maddesinde “talepte bulurken teminat gösterilmesi şarttır.” Teminat HMK m.114/ı-ğ ve 5.115/2 hükmüne göre yargılama şartı olarak değerlendirilmelidir.

Bu nedenlerle Harçlar Kanunun hükümlerinin ihalenin feshi yargılaması bakımından aynen uygulaması gerektiği görüşüne katılamıyorum. Harçlar Kanunu 32. maddesinde yazılı hüküm ile 30. maddesi hükmünün ve dolayısı ile HMK 150 madde hükmünün ihalenin feshi şikayetinin niteliği gereği uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira İİK 134/5 fıkrası “ ihalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren 20 gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden karanı verir “ hükmü düzenlemekte olup şikayeti düzenleyen İİK’nun 18/son fıkrasında da benzer ifadeler yer almaktadır. HMK 150 uygulaması şikayetin niteliği ile de bağdaşmamaktadır.

Mahkemece şikayetçi ... yönünden şikayetçiye İİK. 134 maddesine göre peşin bakiye harç ile teminatı yatırmak için 1 haftalık kesin süre verildiği süre için ara kararın gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmakla açılan davanın dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddi usul ve yasaya uygun olup onanması görüşünde olduğumdan bozulması yönündeki çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. 13.02.2024