Logo

12. Hukuk Dairesi2024/4564 E. 2024/6977 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sermaye şirketlerinin iflasını istemek mecburiyetinde olanların iflası istememesi suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün zamanaşımı ve adli para cezasının belirlenme şekli yönünden hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihi itibariyle sanığa isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlemin sanığın ilk savunması olduğu ve bu tarihten mahkûmiyet hükmüne kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleştiği, ayrıca adli para cezasının belirlenmesinde de hukuka aykırılık bulunduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Sermaye şirketlerinin iflasını istemek mecburiyetinde olanların iflası istememesi suçundan sanık ... hakkındaki davanın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 347. maddesi gereğince düşürülmesine dair İstanbul 12. İcra Ceza Mahkemesinin 28/01/2016 tarihli ve 2015/221 Esas, 2016/19 sayılı kararının Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15/10/2019 tarihli ve 2019/3901 Esas, 2019/14893 karar sayılı ilamı ile bozulmasını müteakip, yeniden yapılan yargılama sonucunda, sanığın beraatine ilişkin İstanbul 12. İcra Ceza Mahkemesinin 17/06/2021 tarihli ve 2019/672 Esas, 2021/213 sayılı kararının, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18/10/2022 tarihli ve 2021/11071 Esas, 2022/10470 Karar sayılı ilamı ile bozulmasını takiben, yeniden yapılan yargılama neticesinde, sanığın 2004 sayılı Kanun'un 345 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/1-a maddeleri gereğince 10 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 12. İcra Ceza Mahkemesinin 17/01/2024 tarihli ve 2022/155 esas, 2024/16 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 13/05/2024 gün ve 94660652-105-34-8605-2024-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/05/2024 gün ve KYB-2024/56003 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre;

Sanığın eylemine uyan suç için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zamanaşımının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl ve olağanüstü zamanaşımı süresinin ise 12 yıl olup, zamanaşımını kesen son işlemin aynı Kanun'un 67/2-a maddesi uyarınca, sanığın 17/12/2015 tarihli ilk savunması olduğu cihetle, bu tarihten 17/01/2024 tarihli mahkumiyet hükmüne kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, zamanaşımı nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşmesi yerine, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde,

Kabule göre de;

5237 sayılı Kanun'un 52/1. maddesinde yer alan "Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir." şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında hüküm kurulurken 2004 sayılı Kanun'un 345 ve 5237 sayılı Kanun'un 50/1-a maddeleri uyarınca belirlenen 10 gün adli para cezasının, 5237 sayılı Kanun'un 52/1. maddesi gereğince günlüğü 100,00 Türk lirası olarak takdir edilen bedel üzerinden adli para cezasına çevrilerek sonuç cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, İstanbul 12. İcra Ceza Mahkemesinin 17/01/2024 tarihli ve 2022/155 esas, 2024/16 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Suç tarihi itibariyle sanığa isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi bulunması, şikayet tarihinin 26/08/2015 tarihi olduğu, sanığın savunmasının alındığı 17/12/2015 tarihi ile mahkeme karar tarihi arasında zamanaşımını kesen başkaca bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 17/12/2023 tarihinde yargılama sırasında dolmuş olduğu anlaşıldığından ve 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin cezanın kaldırılmasını gerektirdiği belirlendiğinden,

"Sanık ... hakkında açılan davanın 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddesi uyarınca gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,"

Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.