Logo

12. Hukuk Dairesi2024/6154 E. 2025/255 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bonoya dayalı ilamsız icra takibine karşı yapılan imza itirazının reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Borçlu şirket adına çıkarılan ödeme emrinin "tanınmıyor" şerhiyle iade edilmesi üzerine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatın usulsüz olduğu, bu nedenle imza itirazı süresinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesindeki öğrenme tarihine göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : Eskişehir 3. İcra Hukuk Mahkemesi

BİRLEŞEN

İLK DERECE

MAHKEMESİ : Eskişehir 3. İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı ile davacı/borçlu ... İnşaat Turizm Ve Tic.Ltd.Şti. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Alacaklının temyiz dilekçesinin incelenmesinde;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre alacaklının yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

2-Borçlu şirketin temyiz dilekçesinin incelenmesinde;

Bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız icra takibine karşı senedi düzenleyen ... ile avalist ... ... Ltd.Şti.’nin, asıl şikayet dosyasında, borçlu şirket yönünden ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, birleşen dosyada ise, takip dayanağı senetteki düzenleyen ve avalist imzalarının, düzenleyen ve aynı zamanda borçlu şirket yetkilisi olan ...’e ait olmadığını ve sair itirazlarını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurdukları, İlk Derece Mahkemesince, asıl dosya yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 13.09.2023 olarak tespitine, birleşen dosya yönünden, takip konusu senetteki imzaların ...’e ait olmadığına dair bilirkişi raporu gereğince imza itirazının kabulü ile takibin borçlular yönünden durdurulmasına, borca itiraz hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, asıl dosyadaki şikayetçi borçlu şirketin usulsüz tebligat şikayetinin reddine, birleşen dosyadaki imza itirazının borçlu ... yönünden kabulü ile takibin adı geçen borçlu hakkında durdurulmasına, borçlu şirket yönünden ise imza itirazının süreden reddine karar verildiği, kararın alacaklı ve şikayetçi borçlu şirket tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun; "Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti" başlıklı 35. maddesinin 4. fıkrasına göre; "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır". Tüzel kişilerin adreslerinin ara statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmi kayıtlarda belirli olması sebebi ile meçhul olması söz konusu değildir.

Borçlu şirketin ticaret siciline bildirdiği adresine çıkartılan tebligat, adresin kapalı olması veya bu adresten taşınmış bulunması nedeni ile tebliğ edilemeden iade edilmiş ise, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, tebliği çıkaran merci, şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılmasını talep eder. Bu durumda tebliğ evrakının bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Dairemizin içtihatlarına göre de kural olarak; şirketin ticaret sicil adresine gönderilen tebligatın; "muhatabın tanınmadığı" şerhi ile iade edilmesi üzerine bu tebligat esas alınarak TK'nın 35/4. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığının kabulü gerekir. Söz konusu içtihatlarımızla sağlanmak istenen amaç, muhatabın hiçbir suretle faaliyet göstermediği, bağlantısının olmadığı bir adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine TK'nın 35. maddesi uyarınca tebligat yapılması halinde oluşacak mağduriyetin önlenmesidir.

Somut uyuşmazlıkta; ödeme emrinin borçlu şirketin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olan “... ... Paşa Mh. ... Sk. No: 24/A Tepebaşı/Eskişehir” adresine tebliğe çıktığı ve “tanınmıyor” şerhiyle 27.10.2020 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, sonrasında aynı adrese gönderilen ödeme emrinin, 02.11.2022 tarihinde TK'nın 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında; borçlu şirket tarafından, tebligat yapılan adresin kullanıldığına dair bir iddia ileri sürülmediği gerekçesiyle tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu sonucuna varılmış ise de; Hukuk Genel Kurulunun 12.07.2023 tarih ve 2023/294 E.-2023/749 K. sayılı kararında da işaret edildiği üzere, tebligat ile ilgili Kanun ve Yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir. Değinilen işlemler, bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemi olmakla, gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak Kanun ve Yönetmelikte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple tebligatın usul yasaları ile ilişkisi de daima göz önünde tutulmalıdır. Hâl böyle olunca, 7201 sayılı Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. 7201 sayılı Kanun ile Yönetmelik’te öngörülen şekilde işlem yapılmış olmadıkça tebliğ memuru tarafından yapılan yazılı açıklama mücerret olup, belgelendirilmiş sayılmaz.

Bu tespitler karşısında; Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu şirket adına çıkarılan ve “tanınmıyor” şerhiyle bila tebliğ iade edilen tebligat üzerine TK’nın 35. maddesi gereğince yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü ile TK’nın 32. maddesi gereğince tespit edilecek öğrenme tarihine göre imza itirazının süresinde olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ :

Borçlu şirketin temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 04.07.2024 tarih ve 2024/842 E.-2024/1027 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.