"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Adi kiraya ve hasılat kiralarına ait (örnek 13 nolu ) takipte, alacaklıların icra mahkemesine başvurusunda; borçluların borca itiraz ederek takibi durdurması üzerine, itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece takibin döviz alacağı olarak devamına karar verildiğini, bu karar doğrultusunda icra müdürlüğünden fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden dosya hesabı yapılmasının istenildiği, icra müdürlüğünce 11.08.2021 tarihli kararı ile "güncel kur üzerinden dosya hesabı yapılması talebinin reddine" karar verildiğini beyanla 11.08.2021 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasını istedikleri, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile; İstanbul 18.İcra Müdürlüğünün 2017/6399 Esas sayılı dosyasında verilen 11.08.2021 tarihli kararın kaldırılmasına karar verildiği, bu kararın davalı borçlular tarafından istinafı üzerine aynı gerekçelerle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK'nın 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” şeklinde usul ekonomisi ilkesi hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, örnek 13 nolu ilamsız takipte yasal sürede borçluların itirazı ile takibin durdurulmasına karar verilmiş olup, alacaklılar tarafından açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davasında, İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 24.06.2021 tarih, 2017/298E-2021/688K sayılı kararı ile; asıl alacak için 675.684,00-USD yönünden takibin devamına... karar verildiği, iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesinin 06.12.2023 tarih, 2021/1913 Esas-2023/2026 Karar sayılı kararında; HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme karanın KALDIRILMASINA, "esasa müessir delil değerlendirme eksiği nedeniyle" önceki kararla bağlı olmaksızın yeniden hüküm tesis etmek üzere dosyanın mahkemesine İADESİNE karar verildiği, bu kararın icra dosyasına sunulması üzerine müdürlükçe takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda, itirazın kaldırılmasına ilişkin İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 24.06.2021 tarih, 2017/298E-2021/688K sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesinin 06.12.2023 tarih, 2021/1913 Esas-2023/2026 Karar sayılı kararıyla kaldırılmış olmakla, temyize konu BAM karar tarihinden evvel itiraz nedeniyle takibin durmaya devam ettiği anlaşılmıştır. İtirazın kaldırılması kararı BAM'ca kaldırıldıktan sonra icra
takibinin kaldığı yerden devamını sağlayacak yeni bir itirazın kaldırılması kararı verilmeden duran takipte icra müdürlüğünce takibin devamını sağlayıcı herhangi bir işlem tesisi de mümkün değildir.
O halde, takibin devamını sağlayan itirazın kaldırılması kararı tümden ortadan kaldırıldığından, ilk itirazın kaldırılması kararına dayalı olarak hesaplama yapılması yukarıda anılan usul ekonomisi ilkesine de aykırılık teşkil eder. Şikayete konu dayanak ilam şikayet tarihinden sonra ortadan kalktığından, mahkemece konusu kalmayan şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir (Zira HGK'nun 04.11.2009 tarih ve 2009/452 E. - 2009/466 K. sayılı kararı da emsal niteliktedir).
SONUÇ :
Borçluların temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 16.05.2024 tarih, 2023/1216 Esas ile 2024/1564 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 28.03.2022 tarih ve 2021/596 Esas, 2022/428 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.01.2025 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
Dr. ...'in Karşı Oy Yazısı:
Takip alacaklısı, yabancı para alacağına dayalı taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin icra takibinde dosya hesabının fiili ödeme tarihindeki kur yerine takip tarihindeki kurdan yapılması talebinin reddi kararını şikayet etmiştir. Somut olayda, takip talebinde Amerikan doları cinsinden yabancı para alacağı talep edilmiş olup İİK 58/3 maddesine göre harca esas değeri gösterilmiş ise de alacağın hangi tarihteki kur üzerinden tahsil edilmek istendiği gösterilmemiş sadece talep tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda (kamu banka) faiz ile tahsili istenmiştir. Şu hale göre yabancı para alacağının aynen tahsilinin talep edilmesi söz konusu olup alacaklının Türk Borçlar Kanunu 99. maddesindeki seçimlik haklarını kullanmadığı görülmektedir. İİK’nın 55/3 maddesi hükmü kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce bu hususta bir talep olmasa bile re’sen gözetilir.
Şikayetçi borçlu icra mahkemesine verdiği dilekçesinde icra mahkemesince itirazın kaldırılması karar sonrası dosya hesabının fiili ödeme tarihindeki kur esas alınarak yapılması talebinin reddine ilişkin 11.08.2021 tarihli icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
Her dava ve şikayet açıldığı tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanır. (28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K. ve HGK’nın 17.03.1954 tarih ve 3/40-49 sayılı kararı) Şikayet tarihinden sonra ilk derece mahkemesince verilen itirazın kaldırılması karanının Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiş olması, şikayetin esasının incelenmesine engel değildir.
Kaldı ki yargılama giderleri ve ücreti vekaletten kimin sorumlu olacağı hususu da işin esasının incelenmesinden sonra ortaya çıkacak haklılık durumuna göre saptanacaktır. Öte yandan, itirazın kaldırılması kararının, Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılıp yeniden karar vermek üzere icra mahkemesine iade sonrası icra mahkemesinin itirazın kaldırılması kararı üzerine takibe devam edileceğinden, şikayetin esas hakkında verilecek karar icra takibi üzerine hüküm ve sonuçlarını doğurur.
Şikayet icra dairesinin işlemlerine karşı tanınmış icra hukukuna özgü bir hukuki çaredir. İtiraz ise taraf işlemlerine ilişkin olarak kabul edilmiş olup maddi hukuka ilişkindir.
Şikayet ve itirazın kaldırılması isteminin konuları farklı olup, takibin devamını sağlayan icra mahkemesinin itirazın kaldırılması kararının yeniden karar verilmek üzere kaldırılmış olması şikayetin de konusu kalmadığı şeklinde değerlendirilemez. Zira ortada geçerli bir takip söz konusu olup iik 58/3 uyarınca hangi karar üzerinden yabancı para alacağını talep edildiğine göre anılan madde hükmüne aykırı bir takip talebi olup olmadığı incelenerek şikayetin esası ile ilgili bir karar verilmesi görüşünde olduğumdan konusu kalmayan şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 16.01.2025