Logo

12. Hukuk Dairesi2024/6670 E. 2025/1680 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra takibinin taliki talebi üzerine icra dosyası aslının mahkemeye gönderilmemesi nedeniyle talebin reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, icra dosyası aslını getirterek HMK'nın 297. maddesine uygun gerekçeli karar verme yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve bölge adliye mahkemesinin de bu hususu gözetmediği değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Talep, İİK’nin 97/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğünün takibin taliki ya da devamı konusunda karar verilmesi isteğine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesince, 2004 sayılı İİK'nın 97. maddesine dayalı takibini taliki veya devamı hususunda bir karar verilmesi isteğinin icra takip dosyası aslının gönderilmemesi ve dosya kapsamına göre istek hakkında değerlendirme yapılamıyor oluşu nedeniyle geri çevrilmesine, icra takip dosyası aslıyla birlikte yeniden talep yapılması halinde talebin değerlendirileceğine karar verilmiş,

Karara karşı 3. kişi vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf yasa yoluna başvuranın süre tutum dilekçesi ile istinaf yasa yoluna başvurduğu, gerekçeli kararın istinaf yasa yoluna başvurana tebliğ edildiği halde, istinaf sebep yada sebeplerini içerir dilekçe sunulmadığı, süre tutum dilekçesinde istinaf sebebi ileri sürülmediği, kamu düzenine aykırı bir husus tespit edilemediği gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar 3. kişi tarafından temyiz edilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 inci maddesine göre; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

Bunun yanında, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak gerekçeli kararın hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlerle ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetiminin yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.

HMK'nın 297. maddesi kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerden olup yargılamanın her safhasında re’sen gözetilmesi gereken bir usul kuralıdır. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hakimin, gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince dosya kapsamında yer alan icra müdürlüğünün cevabi yazıları da nazara alınarak icra dosyasının bulunduğu yerden getirtilerek HMK'nın 297. maddesine uygun şekilde nihai bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ :

3. kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.