"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun, meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince; davanın reddine, taşınmazın 420.000,00 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına karar verildiği, borçlunun istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin 400.000,00 TL, davacının haline münasip alabileceği evin değerinin 420.000,00 TL olduğu bildirildiğinden ve alacaklı tarafın istinaf istemi de olmadığından davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 25.06.2024 tarih 2023/8976 E.-2024/6493 K. sayılı ilamı ile; şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan (iradi) ipoteğin mevcut olduğu, borçlunun meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağı, bu nedenle şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına direnilerek önceki hükmün yeniden kurulduğu, direnme kararının alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmesi halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.
Somut olayda, takip dosyasından borçlunun şikayete konu taşınmazı üzerine 27.07.2021 tarihinde haciz konulduğu, ipoteğin, ticari kredi nedeni ile haciz tarihinden önce, doğmuş ve doğacak borçlar için 12.06.2012 tarihinde tesis edildiği, bankadan gelen cevaba göre taşınmaz kaydında aktif teminat kaydı bulunduğu ve herhangi bir fek işlemi yapılmadığının belirtildiği, ancak ipotek lehtarı aynı bankaya ait 21.08.2024 tarihli yazı cevabında da, haciz tarihi olan 27.07.2021 tarihi itibariyle ipotek konusu borçla ilgili bir alacağın kalmadığının bildirildiği
görülmektedir. Bu durumda haciz tarihinden evvel ipotek borcunun ödendiği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesinin direnme gerekçesinin yerinde olduğu görülmekle, direnmeye ilişkin kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre alacaklının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 373/5. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.