Logo

12. Hukuk Dairesi2024/8022 E. 2025/1320 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haczedilmezlik şikayetine konu taşınmaz üzerindeki haczin, şikayetin incelenmesi sırasında düşmesinin hukuki sonucu.

Gerekçe ve Sonuç: Haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında, satış talebinde bulunulmaması nedeniyle haczin düşmüş olması gözetilerek, şikayetin konusuz kalması ve yargılama giderlerinin şikayet tarihindeki haklılık durumuna göre takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Genel haciz yolu ile ilamsız takipte, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunarak, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklıların istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve haciz tarihinden önce ödenmediğinden bahisle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının bulunmadığı gerekçesi ile meskeniyet şikayetinin reddine hükmedildiği, kararın borçlu vekili tarafından temyiz edildiği görülmektedir.

İleri sürülen temyiz itirazları yerinde değil ise de,

İİK'nın 82. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde ise şikayetin incelenmesi sırasında haczin ayakta olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kaldığının kabulü gerekeceğinden, şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekecektir.

Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için İcra Müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nın 1010. maddesi emredici nitelikte olmayıp, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında, İİK’nın 106-110. maddeleri uyarınca haczin düşüp, düşmediği belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak İcra Müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır.

Somut olayda, dava konusu taşınmaz üzerine Sivas İcra Müdürlüğünün 2020/9767 Esas ve 2020/9763 Esas sayılı dosyalarından 12.04.2022 tarihinde, 2021/4384 Esas sayılı dosyasından 16.08.2022 tarihinde haciz konulduğu, haciz tarihi itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 30.12.2022 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olduğu; ancak İlk Derece Mahkemesi karar tarihi 31.05.2024 itibarı ile alacaklıların, bir yıllık sürede dava konusu taşınmaza ilişkin satış talep etmediği, bu nedenle taşınmaz üzerindeki iş bu haczin İİK.'nın 110/1. maddesi uyarınca karar tarihinden önce düştüğü açıktır.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince yargılama sırasında şikayete konu kaldırılması istenilen 12.04.2022 ve 16.08.2022 tarihli hacizler düştüğünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca şikayetin yapıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdirine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Borçlunun temyiz isteminin re'sen görülen nedenlerle kabulü ile Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 23.10.2024 tarih ve 2024/1051 E. - 2024/1132 K.sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.