"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlulardan ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçluların, Adana İli, Seyhan İlçesi, ... Mah., 1456 Ada, 984 Parsel, 42-43 nolu bağımsız bölümler ile Adana İli, Seyhan İlçesi, ... Mah., 569 Ada, 9 Parsel, 4. Kat, 23 nolu bağımsız bölümlerin ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurdukları, İlk Derece Mahkemesince, işin esasına girilmek suretiyle ihalenin feshini gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddi ile birlikte şikayetçiler aleyhine her bir taşınmaz yönünden ihale bedelinin %5'i oranında para cezasına hükmedildiği, kararın şikayetçi borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, kamu düzeni yönünden yapılan incelemede, tapunun 42 ve 43 nolu bağımsız bölümler bakımından ihalenin feshi talebinin konusunun kalmadığı, 23 nolu bağımsız bölüm yönünden ise ihalenin feshi sebebi bulunmadığı gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, 42 ve 43 nolu bağımsız bölümler yönünden ihalenin feshine dair davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 23 nolu bağımsız bölüm yönünden 21/11/2023 tarihli ihalesinin feshine dair davalarının esastan reddi ile, şikayetçilerin 23 nolu bağımsız bölümün ihale bedelinin (1.356.540,00 TL) % 5'i oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın şikayetçi borçlu ... vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 41.maddesi gereğince, belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Vekilin azli ve istifasının şekli” başlıklı 81. maddesinde; “Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur” düzenlemesine yer verilmiş, aynı Kanun'un 75. madde hükmü ise; “Dava için birden fazla vekil görevlendirilmiş ise vekillerden her biri, vekâletten kaynaklanan yetkileri, diğerinden bağımsız olarak kullanabilir. Aksi yöndeki sınırlamalar, karşı taraf bakımından geçersizdir” şeklindedir.
Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11.maddesinde; "“Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır...” şeklinde yasal düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda, şikayetçi ... tarafından .... Noterliği’nin 26/02/2014 tarihli vekaletnamesi ile Av. ... , Av. ... ve Av. ... 'un vekil olarak tayin edildiği, 28.11.2023 tarihli şikayet dilekçesinin Av.... , tarafından icra mahkemesine sunulduğu, ilk derece mahkemesinin 16.01.2024 tarihli duruşmasına şikayetçi borçlu ...'ın vekillerinden birinin katılmadığı gibi ,gerekçeli kararının da şikayetçi borçlu ...'ın vekili olmayan Av. ... 'a tebliğ edildiği, Bölge Adliye mahkemesi kararının da yine Av. ... 'a tebliğ edilmesi üzerine aynı vekil tarafından 31.10.2024 tarihli dilekçesi ile şikayetçi borçlu ...'ın vekili olmadığından tebligatı iade ettiği, .... Noterliği’nin 26/02/2014 tarihli vekaletnamesinde ismi geçen vekillerden Av. ... tarafından süresinde verilen temyiz dilekçesinde; Av. ... avukatlık mesleğinden ayrıldığı bildirilmiş ise de bu durumun mahkemeye bildirildiğine ilişkin dosya kapsamında belge bulunmadığı, anlaşılmıştır.
Bu durumda, şikayetçi ...'ın yargılamanın başından beri kendisini birden fazla vekille temsil ettirdiği sunulan vekaletnameden anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin kararının, .... Noterliği’nin 26/02/2014 tarihli vekaletnamesinde ismi geçen diğer vekillerden birine tebliğ edilmesi gerekirken şikayetçi borçlu ...'ın vekili olmayan Av. ... 'a yapılan tebligatların sonuç doğurmayacağının kabulü gerekir.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının şikayetçi ...'ın diğer vekilleri olan Av. ... veya Av. ... 'a tebliğ edilip şikayetçi borçlu vekillerine istinaf hakkı sağlanması yönünde karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi iasbetsizdir.
SONUÇ:
Şikayetçi borçlu ... vekilinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 24.09.2024 tarih ve 2024/990 E. - 2024/1797 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.02.2025 gününde oy birliğiyle karar verildi.