"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi 3. kişilerden ..., ..., ... ile ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 615,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 21.05.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
HK/AK
Üye ...'ın Karşı Oy Yazısı:
İcra ve İflas dairesi, İcra ve İflas Kanununu birinci derecede uygulamakla görevlidir. Bu görevleri yaparken kanunu yanlış uygular, kanunun kendisine tanıdığı takdir yetkisini hadiseye uygun olarak kullanmaz, bir hakkı yerine getirmez veya bir hakkın yerine getirilmesini sebepsiz sürüncemede bırakırsa usul ve yasaya aykırı hareket etmiş olur. İcra ve iflas dairesinin bu gibi usulsüz işlemlerine karşı, bundan zarar gören ilgililer icra mahkemesinde şikayet yoluna başvurabilir. Şikayet; icra ve iflas dairelerinin icra ve iflas hukukuna aykırı olan işlemlerinin iptali veya düzeltilmesini sağlamak için kabul edilmiş kendine özgü bir kanun yoludur (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı).
İİK’nın 16. maddesinde “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından
veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kural; şikayete konu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük süreye tabi olmasıdır. Bu kuralın (süreye tâbi şikayetin) iki önemli istisnası vardır:
1-İİK'nın 16/2. maddesi gereğince “Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman (süresiz) şikayet olunabilir.” Bu hükmün amacı ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır.
2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna başvurulabilir. Anılan ilke doktrinde bu şekilde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık; icra memur muamelesini şikayete ilişkindir.
Şikayete konu Diyarbakır 2. İcra Müdürlüğünün 2009/1405 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının ... Bankası A.Ş. Bitlis Şubesi, borçluların Anıl ... Pet. Ürün. Nak. Ltd. Şti., ... ve ... olduğu, takibin ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle ilamlı icra takibi olarak başlatıldığı, takibe konu taşınmazın ilk tapu bilgilerinin Bitlis İli Merkez İlçesi, ... Köyü, 71 nolu parsel olduğu, ipotek veren maliklerin ... ve Anıl... olduğu, şikayete konu taşınmaz üzerine konulan ipotek tarihinin 350.000,00 TL bedelli ve 20.07.2007 tarihli olduğu, Bitlis İcra Müdürlüğünün 2009/75 Talimat sayılı dosyasından 31.03.2011 tarihinde yapılan ihalede taşınmazın 315.000,00 TL bedel ile alacağa mahsuben alacaklı Bankaya ihale edildiği, taşınmaz üzerindeki Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/168 Esas sayılı dosyasından konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığı ve harçların alındığı gerekçesiyle taşınmazın tescilinde sakınca olmadığı belirtildiğinden icra müdürlüğünce kesinleşen ihale neticesinde TMK’nın 705. ile İİK’nın 134/1., 135/1. ve 144/4. maddeleri gereğince taşınmazın ihale alıcısı adına kayıt ve tesciline karar verildiği, icra müdürlüğünün 26.07.2017 tarihli bu kararı gereğince talimat icra dairesi olan Bitlis İcra Dairesi tarafından 2009/75 Talimat sayılı dosyadan 01.08.2017 tarihli tescil yazısının yazıldığı ve ihale alıcısı yeni malik T.İş Bankası A.Ş. adına taşınmazın tescilinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Şikayete konu Bitlis, Merkez, ... Köyü, ... Değirmeni Mevkiinde 122 ada 1 parselde kayıtlı (eski Bitlis İli Merkez İlçesi, ... Köyü, 71 parsel sayılı) tarla vasıflı taşınmazın ¾ hissesinin 31.03.2011 tarihinde Bitlis İcra Müdürlüğünün 2009/75 Talimat sayılı dosyasında yapılan ihalesine ilişkin ihalenin feshi talebinde bulunulduğu, yapılan yargılama neticesinde Bitlis İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/5 Esas sayılı dosyasında ihalenin feshi talebinin reddine karar verildiği, verilen bu kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2014/410 Esas ve 2014/2001 Karar sayılı ilamı neticesinde 27.01.2014 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen ESAS NO : 2025/...
karar neticesinde taşınmazın ¾ hissesinin davalı banka adına 21.09.2017 tarihinde tapuya tescil edildiği, Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/168 Esas sayılı dosyasında verilen kararın incelenmesinde; davanın 18.06.2009 tarihinde açıldığı, davacı Aydın Güzeltaş'ın davalı... ’den alacağının bulunduğu ve Batman İcra Müdürlüğünün 2007/5029 Esas sayılı dosyası gerekçe gösterilerek ... Köyü 71 Parsel sayılı taşınmazın ½ hissesinin borçlu tarafından diğer davalı ...’ye devrine ilişkin 17.04.2007 tarihli işlemin muvazaalı olması nedeniyle iptalinin talep edildiği, 04.02.2016 tarihinde davalılar vekilinin davayı kabul etmesi üzerine davanın kabulüne ve 71 parsel sayılı taşınmazın ½ hissesinin 17.04.2007 tarihli davalılar arasındaki devrine ilişkin işlemin iptaline karar verildiği ve kararın 02.05.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece 02.02.2010 tarihinde taşınmazın tapu kaydına davalılar adına kayıtlı olması halinde üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulduğu, gerekçeli karar içeriğinde ise “Mahkememiz 27/10/2014 tarihli ek kararı ile dava dosyamızda davacının talebi üzerine dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyadi tedbir konulduğundan ve halen devam ettiğinden, ilgili dosyamızla ilgisi ve bağlantısı bulunmayan Bitlis İcra Müdürlüğüne ait 2009/75 Talimat sayılı dosyasındaki satışın durdurulmasına yönelik tedbir talebinin reddine karar vermiştir.” ifadesine yer verildiği görülmüştür.
Somut olayda, örnek 6 nolu ilamlı ipotekli takip nedeniyle şikayete konu taşınmazın 31.03.2011 tarihinde ihale edildiği, 27.01.2014 tarihinde söz konusu ihalenin kesinleştiği ve 21.09.2017 tarihinde davalı/alacaklı adına tapuya tescil edildiği, şikayetçi 3. kişilerin ise 08.08.2019 tarihinde icra mahkemesine bu şikayeti ileri sürdükleri anlaşılmıştır.
Gerek süreli gerek süresiz şikayet ancak icra takibi sonuçlanıncaya (ilamlı ipotekli takip infaz oluncaya) kadar mümkündür. Takip sonuçlandıktan sonra o takibe ilişkin bir işleme karşı süresiz de olsa şikayet yoluna başvurulamaz( Zira 12. Hukuk Dairesi 26.01.2016 tarihli ve 2015/32094 E.-2016/2114 K., 21.01.2019 tarihli ve 2018/5181 E.-2019/622 K., 29.06.2020 tarihli ve 2019/14012 E.-2020/5820 K., 20.11.2024 tarihli ve 2024/4337 E.-2024/9654 K. Sayılı kararları da benzer niteliktedir.).
O halde mahkemece, ilamlı ipotekli takip sonuçlandıktan sonra o takibe ilişkin bir işleme karşı gerek süreli gerekse de süresiz şikayet yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek şikayetin reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiğinden, Dairemizin sayın çoğunluğunun aksi yöndeki "şikayetin esastan reddine" dair yalın onama görüşüne katılamıyorum.21.05.2025