"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 615,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 09.04.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Sn....'ın Karşı Oy Yazısı;
İcra ve İflas dairesi, İcra ve İflas Kanununu birinci derecede uygulamakla görevlidir. Bu görevleri yaparken kanunu yanlış uygular, kanunun kendisine tanıdığı takdir yetkisini hadiseye uygun olarak kullanmaz, bir hakkı yerine getirmez veya bir hakkın yerine getirilmesini sebepsiz sürüncemede bırakırsa usul ve yasaya aykırı hareket etmiş olur. İcra ve iflas dairesinin bu gibi usulsüz işlemlerine karşı, bundan zarar gören ilgililer icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurabilir. Şikayet; icra ve iflas dairelerinin icra ve iflas hukukuna aykırı olan işlemlerinin iptali veya düzeltilmesini sağlamak için kabul edilmiş kendine özgü bir kanun yoludur(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı).
İİK’nın 16. maddesinde “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kural; şikayete konu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük süreye tâbi olmasıdır. Bu kuralın (süreye tâbi şikayetin) iki önemli istisnası vardır:
1-İİK'nın 16/2. maddesi gereğince “Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman (süresiz) şikayet olunabilir.” Bu hükmün amacı ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır.
2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikâyet yoluna başvurulabilir. Anılan ilke doktrinde bu şekilde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir.
Şikâyet, icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı başvurulan kendine özgü bir kanun yolu (hukukî bir çare) olup, bir dava değildir. Bu nedenle şikâyette davacı ve davalı terimlerinin yeri yoktur. Şikâyette iki taraf vardır: 1)Şikâyet eden, 2)Şikâyet olunan (karşı taraf) İcra müdürünün bir işleminden zarar gördüğünü bildiren her ilgili, o işlem hakkında şikâyet yoluna başvurabilir. Başka bir deyimle, icra müdürünün bir işlemini, yukarıda belirtilen sebeplerden birine dayanarak iptal ettirmek veya düzelttirmekte hukuki menfaati (yararı) bulunan herkes, şikâyette bulunabilir. Bir kimsenin, bir işlemin iptal edilmesinde veya düzeltilmesinde, korunmaya değer bir menfaati (yararı) vardır diyebilmek için o işlemin doğrudan doğruya kendi hukuki durumuna ilişkin olması ve zararının bulunması gerekir.
Şu halde şikâyet hakkı, şikâyet konusu işlemin iptal ettirilmesinde hukuken korunmaya değer bir menfaati (yararı) olan alacaklı, borçlu ve üçüncü kişilere aittir(Pr.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Kasım 2004 baskı-sh.99).
Somut olayda; şikâyetçi/borçluya ilk ödeme emri tebligatının 22.12.2023 tarihinde "adı geçen iş yerinde daimi çalıştığını beyan eden ...tebliğ edildi." şerhiyle tebliğ edildiği, bu tebligatın usulsüz olduğu iddiasıyla borçlu vekili tarafından yapılan şikâyette Manavgat İcra Hukuk Mahkemesinin 02.02.2024 tarih, 2024/10 Esas-2024/58 Karar sayılı kararıyla şikâyetçi/borçlunun 22.12.2023 tarihli ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikâyette bulunduğu, şikâyetin reddine karar verildiği, 07.02.2024 tarihli şikâyet konusu icra müdürlüğü kararında ise borçlunun 21.12.2023 tarihi itibarıyla UETS hesabının aktif olduğunun, kendisine e-tebligat çıkarılması gerektiğini belirtir nedenlerle tebligatın usulsüzlüğünden bahisle yeniden UETS hesabına e-tebligat çıkarılmasını istemiş, icra müdürlüğü şikâyetin reddine karar vermiş olup, 07.02.2024 tarihli bu karar şikâyete konu edilmiştir.
Ödeme emri tebligat usulsüzlüğüne dair Manavgat İcra Hukuk MahkemesininESAS NO:2025/904
02.02.2024 tarih, 2024/10 Esas-2024/58 Karar sayılı kararıyla şikâyetçi/borçlunun şikâyeti reddedilmiş ve şikâyet tarihi itibarıyla kararın henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmış ise de; kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez. İcra mahkemesi kararları verildikleri tarih itibarıyla hüküm ve sonuç doğurur. Takip dosyasında 07.02.2024 müdürlük karar tarihinde şikâyetçi/borçlu yönünden mahkemece de benimsendiği üzere geçerli bir ödeme emri tebligatı mevcuttur. İcra müdürü, anılan mahkeme kararına rağmen inisiyatif alarak geçerli olan ilk ödeme emri tebligatı iptal edilmeden kendiliğinden yada talep üzerine ikinci kez ödeme emri tebligatı çıkaramaz.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; özellikle Manavgat İcra Hukuk Mahkemesinin 02.02.2024 tarih, 2024/10 Esas-2024/58 Karar sayılı kararı ve şikâyete konu müdürlük karar gerekçesi dikkate alınarak şikâyetin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın BOZULMASINA karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki Dairemiz çoğunluğunun onama görüşüne katılamıyorum.09.04.2025