Logo

1. Ceza Dairesi2023/7725 E. 2024/3478 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın mağdura yönelik eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs mü yoksa kasten yaralama mı olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağduru göğüs bölgesinden bıçakla yaralamasına rağmen eylemini kendiliğinden sonlandırması, mağdurla önceden tanıdık olması ve husumet bulunmaması gibi hususlar gözetilerek sanığın öldürme kastıyla hareket ettiğinin şüpheli kalması ve kastının yaralamaya yönelik olması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/1926 E., 2023/1810 K.

SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Bölge Adliye Mahkemesinin bozma ilâmı üzerine yapılan yargılama sonucunda, İzmir 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.04.2023 tarihli ve 2023/14 Esas, 2023/227 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81/1, 35/2, 29/1,31/3 üncü maddeleri gereğince 6 yıl 9 ay hapis cezası ile

cezalandırılmasına ancak daha önce oluşan kazanılmış hak nedeniyle 5271 sayılı Kanun'un 283/1 maddesi uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 09.06.2023 tarihli ve 2023/1926 Esas, 2023/1810 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz istemi, meşru savunma ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

Katılan ... ile suça sürüklenen çocuğun birbirlerini önceden tanıdıkları, olay günü saat 00:30 sıralarında katılanın telefonla suça sürüklenen çocuğu arayarak yerini öğrendiği ve aracı ile yanına giderek aracına aldığı, birlikte alkol alarak bir süre gezdikleri, Aydın Mahallesinde bulunan pastane önüne geldikleri sırada aralarında yaşanan tartışmada suça sürüklenen çocuğun üzerinde bulunan bıçakla katılanı sağ meme başının 2 cm alt kısmından 6. İnterkostal aralıktan göğüs boşluğuna nafiz biçimde diyafragma laserasyonuna, safra kesesi hasarına, sağ hemotaraksa neden olan tek bıçak darbesiyle yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde yaraladıktan sonra eylemini sürdürmeyerek olay yerinden kaçtığı ve hemen ardından olayla ilgisi olmayan ve aslında tanımadığı temyiz dışı mağdur ...'i de bıçaklayarak basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte yaraladığı anlaşılan olayda,

1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespit edilememesi nedeni ile suça sürüklenen çocuk lehine asgari oranda haksız tahrik indirimi yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı, meşru savunmanın saldırı ve savunmaya dair koşullarının somut olayda oluşmadığı anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde bozma nedeni dışında bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Suça sürüklenen çocuğun katılanı göğüs bölgesine yönelik tek bıçak darbesiyle yaraladığı ve ciddi bir engel neden olmadan eyleme kendiliğinden son verdiği hususu nazara alındığında, suça sürüklenen çocuğun aksi kanıtlanamayan savunması da değerlendirildiğinde önceden tanıdığı, husumetli olmadığı ve araçla birlikte gezdiği katılana karşı öldürme kastı ile hareket ettiğinin şüpheli kaldığı, bu bağlamda kastının yaralamaya yönelik olduğu ve hakkında silahla kasten yaralama suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin suçun vasıflandırılmasında yanılgıya düşülmesi yönünden hükümde hukuka aykırılık bulunmuştur.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünün (2) no'lu bendinde açıklanan nedenle suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz istemi suç vasfı yönünden yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 09.06.2023 tarihli ve 2023/1926 Esas, 2023/1810 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.05.2024 tarihinde karar verildi.

K A R Ş I O Y

Tüm dosya kapsamı ve mahkemenin kabulüne göre; Katılan ... ile suça sürüklenen çocuğun daha öncesinden birbirlerini tanıdıkları, olay günü saat 00:30 sıralarında katılanın telefonla suça sürüklenen çocuğu aradığı ve yerini öğrenince aracı ile birlikte suça sürüklenen çocuğun yanına gittiği, yola çıkmadan önce bira aldıkları, bir süre araçla birlikte gezdikleri ve biraları içtikleri, Aydın Mahallesinde pastahane önüne geldikleri sırada aralarına yaşanan tartışma neticesinde suça sürüklenen çocuğun üzerinde bulunan bıçağı çıkartarak doğrudan katılan ...'in sağ meme başının alt kısmına gelecek şekilde saplayarak katılanı hayati tehlike geçirecek şekilde yaralayarak olay yerinden kaçtığı, kaçtığı istikamette karşılaştığı ve ilk olayla ilgisi olmayan katılan ...'i de, kendisine baktığından bahisle suçlayarak elindeki bıçakla bacağından adli muayene raporuna göre BTM ile giderilebilecek şekilde yaraladığı olayda;

Olay sırasında katılan ...'in aracın şoför mahallinde olduğu, suça sürüklenen çocuğun ise hemen yan tarafındaki yolcu koltuğunda oturduğu, tartışma sırasında sap kısmı 9 cm, kesici kısmı 12 cm uzunluğundaki bıçağı doğrudan katılan ...'in göğüs kısmına sapladığı, akabinde olay yerinden kaçtığı, katılan ...'in kendi imkanları ile yakındaki bir karakola sığındığı ve akabinde ambulans ile hastaneye kaldırıldığı, hakkında tanzim olunan rapora göre katılanın sağ meme başının 2 cm altından yaralanmış olduğu, bu noktada 2 cm'lik giriş deliği olarak tarif edilen 6. interkostal aralıktan göğüs boşluğuna nafiz biçimde diyafragma laserasyonuna ve sağ hemotoraksa, bu trase ile uyumlu devamı

niteliğinde batın boşluğuna nafiz olup karaciğer laserasyonuna, safra kesesi hasarına, safra kaçağına ve batın içinde 1000 cc hemoraji (kanama) oluşmasına neden olacak şekilde yaralandığı, yaklaşık 17 gün kadar hastanede kalan ve pek çok operasyon ve müdahale geçiren katılanın bu yaralanmasının hayati tehlikeye yol açtığı, olayda kullanılan bıçağın özelliği, kullanım şekli, suça sürüklenen çocuğun , hedef seçme, süre ve imkanı bulunduğu bir zaman diliminde şoför mahallinde oturan katılanın doğrudan hayati öneme haiz göğüs bölgesine bıçağı saplaması, darbenin şiddeti, birden fazla iç organa zarar vermiş olması, tanık Polat Can'ın anlatımları ve katılan ...'le olan mesaj içeriklerine göre suça sürüklenen çocuğun bir süredir katılan ...'i bıçaklayacağını söylemesi hususları nazara alındığında suça sürüklenen çocuğun eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığından katılana yönelik eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu yönündeki mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 16.09.2020 tarihli raporunda katılandaki delici kesici alet yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının belirtildiği, suça sürüklenen çocuğun olay günü tartıştığı katılanın göğsüne bıçak saplayarak hayati tehlike geçirecek şekilde yaralayarak katılana yönelik kasten öldürmeye teşebbüs ettiği olayda, kasten öldürmeye teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören TCK'nin 35. maddesi uyarınca meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözönünde tutularak makul düzeyde bir ceza tayini yerine, suçun vahim işleniş hallerinde veya hayati tehlike ile birlikte kemik kırığı, çehrede sabit eser veya duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde bir yaralanmanın söz konusu olduğu zarar ve tehlikenin ağır olduğu daha vahim hallerde uygulanması öngörülen üst sınıra yakın bir ceza belirlenmesi suretiyle fazla cezaya hükmolunması yasaya aykırı olduğundan hükmünün bu nedenle BOZULMASI gerektiği düşüncesinde olduğumdan, hükmün suç vasfının nitelikli kasten yaralama olduğuna ilişkin Dairemiz sayın çoğunluğunun bozma görüşüne katılmamaktayım.