"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/2324 E., 2023/713 K.
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Temyiz başvurularının esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü;
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.06.2022 tarihli ve 2022/246 Esas, 2022/488 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, meşru savunma nedeniyle 5271 sayılı Kanun'un 223/2.d maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin, 02.03.2023 tarihli ve 2022/2324 Esas, 2023/713 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280/1.g maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun'un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/1, 86/3.e, 87/3, 29/1, 62/1, 53, ve 51/1-3 maddeleri uyarınca 11 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın ertelenmesine, 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; eylemin meşru savunma kapsamında kaldığına ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
2. Katılan vekilinin temyiz istemi özetle; cezanın üst sınırdan verilmesi gerektiğine, haksız tahrike ve vekalet ücretine ilişkindir.
III. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, meşru savunmanın koşullarının bulunmadığı, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği anlaşılmakla sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde bozma nedenleri dışında hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
A. Eksik inceleme yönünden;
Katılan hakkında düzenlenen İstanbul Anadolu Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 17.01.2022 tarihli adli muayene raporunda katılanda meydana gelen yaralanma nedeniyle sol tibiada şekil bozukluğu ve hareket kısıtlılığının mevcut olduğunun, tibula + fibula fraktür ile sağ metatars fraktürünün hayati işlevlere etkisinin ağır (6) derece olduğunun belirtildiği ancak duyu veya organ zayıflaması veya yitirilmesi hususunda bir değerlendirme yapılmadığı, bu haliyle raporun hüküm kurmaya elverişsiz olduğu anlaşılmakla, katılanın tüm doktor raporları, tedavi evrakları, film ve grafilerinin dosya ile birlikte Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kuruluna gönderilip, katılandaki her bir yaranın niteliği ve yaraların ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olup olmadığı, duyu veya organlarından birinini işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde olup olmadığı hususlarında 5237 sayılı Kanun'un 86. ve 87. maddelerindeki ölçütlere göre duraksamaya yer vermeyecek şekilde ayrıntılı raporu alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
B. Haksız Tahrik Yönünden;
Dosya içerisinde bulunan görüntü kayıtlarının incelenmesinde; sanık ile katılanın katılanın işlettiği dükkanın önünde bir süre tartıştıkları, katılanın eşinin tarafları ayırmaya çalıştığı, katılanın daha sonra olay yerinden ayrıldığı ancak tekrar arkasını dönerek sanığa doğru yöneldiği, sanığın katılanın boğazını iki kere sıkarak onu iteklediği, çıkan kavgada sanığın katılanı ateşli silahla yaraladığı anlaşılmakla sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 29/1. maddesi gereği haksız tahrik nedeniyle cezasında asgari oranda (1/4) indirim yapılması gerekirken fazla indirim yapılarak eksik ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.
C. Sanık ... hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesi karşısında, anılan Kanun'un 53. maddesinin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarının aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre uygulanamayacağının gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde (A) ve (B) paragraflarında açıklanan nedenlerle katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin, 02.03.2023 tarihli ve 2022/2324 Esas, 2023/713 Karar sayılı kararının haksız tahrik, hak yoksunlukları ve eksik inceleme nedenleriyle, 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-b maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.12.2024 tarihinde karar verildi.