"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/140 E., 2023/400 K.
SUÇLAR : Kasten öldürme, kasten yaralama
KARAR : Direnme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında bozma üzerine verilen İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.06.2023 tarihli ve 2023/140 Esas, 2023/400 Karar sayılı direnme kararının; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin kararı temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 12.10.2022 tarihli ve 2022/1-320 Esas, 2022/638 Karar sayılı bozma ilâmı sonrası Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına ve Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 06.10.2021 tarihli ve 2020/3043 Esas, 2021/13077 Karar sayılı bozma kararına karşı direnilmesine karar verilmiş ise de Yargıtay Ceza Genel Kurulunun,
31.10.2017 tarihli ve 2017/1-290 Esas, 2017/443 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bozma ilamı ile önceki hükümlerin ortadan kalktığı ve Mahkemenin direnme ilamında yeni gerekçelere yer vermesi nedeniyle söz konusu kararın direnme kararı niteliğinde olmayıp "yeni hüküm" niteliğinde olduğu yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık hakkında kasten öldürme suçundan hükmolunan ceza miktarı ile sanık müdafiinin bu husustaki talebi de nazara alınarak adı geçen suç yönünden, 1412 sayılı Kanun'un 318 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.09.2018 tarihli ve 2018/241 Esas, 2018/365 Karar sayılı kararının katılanlar vekili ve sanık ile müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 06.10.2021 tarihli ve 2020/3043 Esas, 2021/13077 Karar sayılı ilâmı ile sanık lehine 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
2. İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.12.2021 tarihli ve 2021/610 Esas, 2021/640 Karar sayılı kararı ile direnme kararı verilmiştir.
3. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 12.10.2022 tarihli ve 2022/1-320 Esas, 2022/638 Karar sayılı kararı ile İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.12.2021 tarihli ve 2021/610 Esas, 2021/640 Karar sayılı direnme kararının usuli yönden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına ve dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bozma ilâmı üzerine İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.06.2023 tarihli ve 2023/140 Esas, 2023/400 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 06.10.2021 tarihli ve 2020/3043 Esas, 2021/13077 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verilerek sanık hakkında;
a. Maktule karşı kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b. Katılan ...'e karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede temyiz isteği özetle; direnme kararının hukuka aykırı olduğuna, meşru savunma nedeniyle sanığın atılı suçlardan beraatine karar verilmesi gerektiğine, haksız tahrik ve diğer lehe hükümlerin uygulanmamasının hukuka aykırı olduğuna, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hazine üzerinde bırakılması gerektiğine ve vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Maktul ile katılan ...'nin evli olup, katılanlar ..., ... ve ...'nin ortak çocukları oldukları, hakkındaki hüküm kesinleşen sanık ... ...'in sanık ...'in yeğeni, hakkındaki hüküm kesinleşen sanık ... ...'ın ise sanık ...'in ağabeyinin damadı olduğu, sanık ...'in suç tarihinden önce maktulün evinde kiracı olduğu, ancak birikmiş kira borçları sebebiyle sanık ... ile maktul arasında anlaşmazlık bulunduğu, olay tarihinde sanık ...'in maktulden kiraladığı evi boşalttığı, bunu öğrenen maktulün sanık ...'i arayarak evin anahtarını teslim etmesini istediği, bunun üzerine sanık ...'in üzerine suçta kullandığı 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliği haiz 9 mm çaplı tabancasını da alarak yanında ... ve ... ile birlikte maktulün ikametinin önüne gittikleri, maktul ile oğlu ...'un sanıklar ile bahçe kapısı önünde görüştükleri, bir süre sonra tartışmaya başladıkları, tartışmanın yolun karşısında sokağın sağa doğru devam etmesi nedeni ile köşede bulunan bina önünde devam ettiği, bu sırada bahçede bulunan maktulün eşi ve kızlarının yanlarına geldikleri, katılan ...'un sanık ...'i bahçeye çekip götürmeye çalıştığı, maktulün yakınlarının da olay yerine gelmesi üzerine sanıkların olay yerinden uzaklaşmaya başladıkları, maktul, katılanlar ... ve ...'nin de sanıkların peşinden gittikleri, bunun üzerine sanık ...'in 9 mm çaplı tabancasını çıkartıp önce korkutmak amaçlı, sonra halen peşinden gelmekte maktul ve katılan ...'yi hedef alarak toplamda 6 el ateş ettiği, maktulün kaldırıldığı hastanede göğsüne isabet eden ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı iç organ yaralanması ve gelişen komplikasyonları sonucu 16.02.2015 tarihinde öldüğü, katılan ...'nin ise sağ dizi ile bileği arasındaki bölgeye isabet eden ateşli silah mermi çekirdeği ile basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı anlaşılmıştır.
2. Sanık savunması, katılanların beyanları, tanıkların anlatımları, maktulün kesin ölüm sebebinin tespitini içeren Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin, 14.08.2015 tarihli otopsi raporu, katılan ...'nin yaralanmasının niteliği hakkında düzenlenen İstanbul Anadolu Adli Tıp Şube Müdürlüğünün, 18.02.2015 tarihli raporu, olay yeri inceleme raporu, olay yeri krokisi, uzmanlık raporları, yazı cevapları, nüfus ve adli sicil kayıtları, tutanaklar ve diğer tüm deliller dava dosyasında mevcuttur.
IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerine uyan suçların vasıflarının doğru biçimde belirlendiği, sanık lehine meşru savunma koşullarının oluşmadığı, bozma nedeninde de izah edildiği üzere sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği ancak sanık lehine uygulanabilecek başkaca lehe yasa hükmünün bulunmadığı, mahkumiyetine karar verilen sanığın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında ve kendilerini duruşmada vekil ile temsil ettiren katılanlar lehine sanık aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, hükümlerde bozma nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Taraflar arasındaki tartışma ve kavga olayında ilk haksız eylemin kim tarafından gerçekleştirildiği hususunun tespit edilememesi ve sanık ...'in kaçmaya çalışırken dönüp arkalarından kendilerini kovalayan maktul ... ve katılan ...'ye ateş etmesi karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun,
22.10.2002 tarihli ve 2002/4-238 Esas, 2002/367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2) numaralı bendinde açıklandığı üzere sanık lehine 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.06.2023 tarihli ve 2023/140 Esas, 2023/400 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alındığında, sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
28.03.2024 tarihinde karar verildi.
28.03.2024 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ...'ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Avukat... yüzüne karşı 04.04.2024 tarihinde usulen ve açık olarak anlatıldı.