"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/570 değişik iş
İNCELEME KONUSU KARAR : İtirazın reddine
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Silahlı terör örgütüne üye olma, nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve muhtelif suçlardan İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.07.2018 tarihli ve 2018/261 değişik iş sayılı içtima kararı ile 19 yıl 29 ay 15 gün hapis cezasına hükümlü ...'in, iş bu cezasının infazı sırasında, denetimli serbestlik tedbirinden faydalanma talebinin kabulü ile cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesine ilişkin Batman İnfaz Hâkimliğinin 23.02.2023 tarihli ve 2023/1070 Esas, 2023/1070 Karar sayılı kararını müteakip, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlünün mahkûm olduğu nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının örgüt faaliyeti kapsamında işlenmiş olması sebebiyle anılan suçların cezalarının 2/3 koşullu salıverilme oranı üzerinden infaz edilmesi gerektiği, bu haliyle hükümlünün koşullu salıverilmesine 3 yıldan fazla süre bulunduğu gerekçesiyle denetimli serbestlik tedbiri yönünden yeniden değerlendirme yapılmasının talep edilmesi üzerine, hükümlüye ait Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.02.2021 ve 2021/1985 sayılı müddetnamede anılan cezaların infaz türünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107/2. maddesi gereğince 1/2 oranında belirtildiği, ilgili ilamın hüküm kısmında suçların örgüt faaliyeti kapsamında işlendiğine dair belirleme bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine ilişkin Batman İnfaz Hâkimliğinin 23.03.2023 tarihli ve 2023/1070 Esas, 2023/1070 Karar sayılı ek kararına karşı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın reddine dair mercii Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.04.2023 tarihli ve 2023/570 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 12.10.2023 tarihli ve 94660652-105-34-12692-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 13.11.2023 tarihli ve 2023/109817 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 13.11.2023 tarihli ve 2023/109817 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.02.2021 ve 2021/1985 sayılı müddetnameye dahil olan silahlı terör örgütüne üye olma, nitelikli yağma, nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçları yönünden sanığın mahkumiyetine dair İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2012 tarihli ve 2007/346 Esas, 2012/300 Karar sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.12.2013 tarihli ve 2013/15897 Esas, 2013/25765 Karar sayılı ilamı ile nitelikli yağma suçu yönünden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 149/1-d ve 168/4. maddelerinin değerlendirilmemiş olduğu gerekçesiyle anılan kararın bozulmasını müteakip, yeniden yapılan yargılama sonunda sanığın müddetnameye dahil olan nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine ilişkin İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.07.2016 tarihli ve 2014/108 Esas, 2016/454 Karar sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 17.04.2018 tarihli ve 2017/3517 Esas, 2018/2945 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kesinleştiği,
Hükümlüye ait Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.02.2021 tarihli müddetnameye dahil olan nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden verilen cezalara dair İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.07.2016 tarihli ve 2014/108 Esas, 2016/454 Karar sayılı kararın gerekçesinin "...Sanık savunmaları, müşteki beyanları, tanık anlatımları, adli raporlar ile tüm dosya kapsamına göre, sanıkların müştekilere yönelik eylemleri örgüt faaliyeti kapsamında işledikleri, çıkar amaçlı suç örgütü kurdukları, bu örgütün kurucusu ve üyesi olarak süreklilik ve çeşitlilik gösteren eylemler gerçekleştirdikleri, eylemlerin değişik zamanlarda farklı müştekilere yönelik iddianamede nitelendirilen farklı eylemler olduğu, sanıkların müştekilere yönelik olarak gerçekleştirdikleri eylemlerin sabit olduğu anlaşılmakla, Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar dikkate alınarak sanıkların müştekilere yönelik eylemleri nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılmaları..." şeklinde olduğu,
Her ne kadar Batman İnfaz Hâkimliğinin 23.03.2023 tarihli ek kararı ile hükümlüye ait müddetnamede anılan cezalara ilişkin ilamın hüküm kısmında suçların örgüt faaliyeti kapsamında işlendiğine dair belirleme bulunmadığı gerekçesiyle denetimli serbestlik tedbirinin yeniden değerlendirilmesi talebinin reddine karar verilmiş ise de,
Adı geçen sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçu ile örgüt faaliyeti kapsamında işlediği diğer suçlardan mahkumiyetine dair İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2012 tarihli kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.12.2013 tarihli ve 2013/15897 Esas, 2013/25765 Karar sayılı ilamı ile örgüte üye olma suçu dahil bir kısım suçlar yönünden onanmasına, nitelikli yağma suçu yönünden ise 5237 sayılı Kanun'un 149/1-d ve 168/4. maddelerinin değerlendirilmemiş olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, bu kapsamda sanığın örgüt üyeliği suçu sabit olmakla birlikte, Yargıtay bozma ilamında, bozulmasına karar verilen suçların örgüt faaliyeti dışında işlendiği hususunda bozma gerekçesi bulunmadığı gibi, bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada da sanığın mahkumiyetine karar verilen suçların örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğinin karar gerekçesinde vurgulandığı,
Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 21.01.2016 tarihli ve 2015/36107 Esas, 2016/700 Karar sayılı ilamında da, esasen hakkında örgüt üyeliğinden bir dava bulunmayan bir durumda dahi hükümlü hakkında örgütün faaliyetleri kapsamında ve örgüt üyeleri ile birlikte işlediği anlaşılan suçlara ilişkin cezaların infazının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/4. maddesine göre yapılması gerektiğinin belirtildiği,
Bu kapsamda, yukarıda yer verilen İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.07.2016 tarihli karar gerekçesi, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.12.2013 tarihli bozma kararının niteliği ve diğer infaza ilişkin açıklamalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, infaza konu nitelikli yağma, ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiği hususunda tereddüt bulunmadığından söz konusu suçlara ilişkin tayin olunan cezaların infazının 5275 sayılı Kanun’un 107/4. maddesi uyarınca 2/3 oranında yapılması gerektiği, bu şekilde yapılacak hesaplama sonucunda hükümlünün koşullu salıverilme tarihinin değişeceği ve denetimli serbestlik tedbirinden faydalanamayacağı gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
2. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi;
(1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
(j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi, anlaşılır.
3. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası;
(9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir.
4. 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile değişik 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107 nci maddesinin (4) üncü fıkrasının konu ile ilgili bölümü;
(4) Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet hâlinde; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuzaltı yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.
5. 7242 sayılı Kanun’un 49 uncu maddesi ile değişik 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi;
(1) Tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan;
(d) Süreli hapis cezasının üçte ikisinin,
İnfaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir. (Ek cümle:14/4/2020-7242/49 md.) Ancak, koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanır.
6. 7242 sayılı Kanun'un 52. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesinin (1), (2) ve (3) ncü fıkraları; "Ceza Kanununun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (madde 87, fıkra iki, bent d), işkence suçu (madde 94 ve 95), eziyet suçu (madde 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere, 105/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıl”lık süre, “üç yıl” olarak uygulanır.(2) 30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, Türk Ceza Kanununun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere; a) Sıfır-altı yaş grubu çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile yetmiş yaşını bitirmiş hükümlüler hakkında 105/A maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “iki yıl”lık süre, “dört yıl” olarak uygulanır. b) Maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen altmışbeş yaşını bitirmiş hükümlülerin koşullu salıverilmeleri için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken süreler, azami süre sınırına bakılmaksızın 105/A maddesinde düzenlenen denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilebilir. Ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca veya Adlî Tıp Kurumunca düzenlenen bir raporla belgelendirilir. (3)Birinci ve ikinci fıkra hükümleri, iyi hâlli olmak koşuluyla kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler hakkında da uygulanır."
Şeklinde düzenlenmiştir.
7. Hükümlünün, çıkar amaçlı silahlı suç örgütüne üye olma ve örgüt faaliyeti kapsamında işlediği işyeri dokunulmazlığını ihlal, hırsızlık, silahlı yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine karar verildiği ve verilen kararların kesinleştiği, kesinleşen cezalarının İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.07.2018 tarihli ve 2018/261 değişik iş sayılı kararı ile 19 yıl 29 ay 15 gün hapis cezası olarak içtama edildiği, Batman Cumhuriyet savcılığı tarafından düzenlenen 10.02.202 tarihli ve 2021/1985 sayılı müddetnameye göre, 06.12.2020 tarihinde cezaevine alınan hükümlünün, çıkar amaçlı silahlı suç örgütü üyesi olmak ve örgüt faaliyeti kapsamında işlediği infaza konu mahkumiyet kararlarında açıkça kabul edilen işyeri dokunulmazlığını ihlal, hırsızlık, yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen cezalarının 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin 4 fıkrasında yer alan, "Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet hâlinde; ..... süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler." hükmü gereğince 2/3 oranı üzerinden hesaplama yapılarak şartla tahliyesine karar verilebilmesi için iyi halli olarak ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin belirlenmesi gerekirken, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve hırsızlık suçlarından verilen cezalarının 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesine göre 2/3 oranı, yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen cezalarının 1/2 oranı üzerinden hesaplama yapılarak şartla tahliye tarihinin hatalı olarak 20.02.2026 olarak belirlendiği, hükümlünün 22.02.2023 tarihli dilekçesi ile şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilmesini istediği ve Batman İnfaz Hakimliğinin 23.02.2023 tarihli ve 2023/1070 Esas, 2023/1070 Karar sayılı kararı ile hükümlünün şartla tahliye tarihine 3 yıldan az süre kaldığı gerekçesiyle, şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verildiği anlaşılmakla, hükümlünün şartla tahliyeden yararlanabilmesi için iyi halli olarak ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin 4. fıkrasına göre 2/3 oranı üzerinden yeniden hesaplama yapılmak suretiyle belirlenmesi gerektiğinden ve bu hesaplamaya göre talep tarihi itibariyle hükümlünün şartla tahliye tarihine 3 yıldan daha fazla bir süre bulunduğundan, talep tarihi itibariyle denetimli serbestlikten yararlanma hakkı bulunmadığı dikkate alınarak itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine ilişkin itiraz merciince verilen karar Kanun'a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.04.2023 tarihli ve 2023/570 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.11.2024 tarihinde karar verildi.