Logo

1. Ceza Dairesi2024/2238 E. 2025/2556 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanıkların maktule yönelik eylemlerinin nitelikli kasten öldürme, kasten öldürme mü yoksa kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçunu oluşturduğu ve iştirak hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...’in eyleminin kasten öldürme suçunu oluşturduğu, sanıklar ... ve ...'in ise kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçundan değil, sanık ...'in öldürme eylemine yardım ederek TCK m.39/2-c kapsamında kasten öldürme suçuna iştirak ettikleri gözetilerek, yerel mahkemenin sanıklar ... ve ... hakkında verdiği kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçundan mahkumiyet kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/1546 E., 2023/1953 K.

SUÇLAR : Nitelikli kasten öldürme, kasten öldürme, kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma

HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, istinaf başvurularının esastan reddi ve düzeltilerek esastan reddi kararları

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmi ret, kısmi temyiz başvurularının esastan reddi ile hükümlerin onanması, kısmi bozma

Maktulün kız arkadaşı olan şikayetçi ... vekilinin, sanıklar hakkında maktule karşı verilen nitelikli kasten öldürme, kasten öldürme ve kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçlarından

verilen hükümler yönünden suçtan zarar gören sıfatının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237/1. maddesi mezkûr suçlardan açılan kamu davasına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260/1.maddesi gereği bu suçlardan verilen hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı belirlenmiştir.

Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan verilen hükümler yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Kanun’un 286/2-g maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu;

Sanık ... hakkında kasten öldürme, sanıklar ... ve ... hakkında kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçlarından verilen hükümler yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Kanun'un 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu;

5271 sayılı Kanun'un 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Katılanlar ..., ... ve ... vekili ile sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299/1. maddesi gereği reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.07.2023 tarihli ve 2022/377 Esas, 2023/224 Karar sayılı kararı ile;

a. Sanıklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanun'un 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine,

b. Sanıklar ... ve ... hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 37/1, 81/1, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,

Karar verilmiştir.

2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 24.11.2023 tarihli ve 2023/1546 Esas, 2023/1953 Karar sayılı kararı ile;

a. Sanıklar ... ve ... hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik katılanlar vekilleri ve sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine,

b. Sanık ... hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik katılanlar vekilleri ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının "TCK'nın 37/1. maddesi" ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a ve 303/1-c maddeleri uyarınca düzeltilerek esastan reddine,

c. Sanık ... hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik katılanlar vekilleri ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek, 5271 sayılı Kanun’un 280/1-g maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/1. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanığın kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 37/1, 86/1, 86/3-e maddesi yollaması ile 87/4-2. cümle, 29/1, 53/1. maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

d. Sanık ... hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik katılanlar vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280/1-g maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/1. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanığın kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 37/1, 86/1, 86/3-e maddesi yollaması ile 87/4-2. cümle, 29/1, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri özetle; sanıklar ..., ... ve ...’in eylemlerinin, maktul ...’e yönelik 5237 sayılı Kanun'un 37. maddesi kapsamında iştirak halinde kasten öldürme suçunu oluşturduğuna ve sanıklar lehine asgari oranda haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiğine,

2. Katılanlar ..., ... ve ... vekilinin temyiz sebepleri özetle; usul hukuku normlarının yanlış uygulandığına, eksik incelemeye, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğüne, sanıklar ..., ... ve ... hakkında suç vasfının hatalı belirlendiğine, tüm sanıkların müşterek fail sıfatıyla tasarlayarak ve canavarca hisle kasten öldürme suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiğine ve sanıklar ... ile ... hakkında takdiri indirim hükümlerinin uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna,

3. Katılanlar ... ve ... vekillerinin temyiz sebepleri özetle; sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat kararlarının hukuka aykırı olduğuna, sanıklar ..., ... ve ... hakkında suç vasfının hatalı belirlendiğine, tüm sanıkların maktule karşı iştirak halinde canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme suçundan mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerektiğine, sanık ... hakkında takdiri indirim, sanık ... hakkında haksız tahrik, sanık ... hakkında haksız tahrik ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna,

4. Sanık ... müdafilerinin temyiz sebepleri özetle; sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığına, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğüne, iştirak hükümlerinin uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna ve beraatine karar verilmesi gerektiğine,

5. Sanık ... müdafilerinin temyiz sebepleri özetle; eksik incelemeye, soruşturma ve kovuşturmanın usule aykırı olduğuna, gerekçenin yetersiz olduğuna, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğüne sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığına, beraatine karar verilmesi gerektiğine, sanığın beden gücüyle eylemde bulunması neticesinde, maktulde basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek ölçüde bir yaralanma olmayacağı, olsa olsa eylemin 5237 sayılı Kanun'un 86/2. maddesi kapsamında kalacağına ve 5237 sayılı Kanun'un 87/4. maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığına, 5237 sayılı Kanun'un 23 ve 86/2. maddeleri delaletiyle aynı Kanun’un 85/1. maddesiyle hüküm kurulması gerektiğine, aksi kanaatte sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 87/4-1.cümlesi gereğince karar verilmesi gerekirken, 87/4-2. cümlesi uyarınca hüküm kurularak fazla ceza tayin edildiğine, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğuna, haksız tahrik nedeniyle üst sınıra yakın makul bir ceza indirimi yapılması gerektiğine ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanmamasının hukuka aykırı olduğuna,

6. Sanık ... müdafilerinin temyiz sebepleri özetle; eksik incelemeye, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğüne, sanığın öldürme kastının bulunmadığına, sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiğine, aksi kanaatte suç vasfının kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçu olarak belirlenmesi ya da olası kast hükümlerinin uygulanması gerektiğine ve sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamasının hukuka aykırı olduğuna,

7. Sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri özetle; sanık hakkında 5271 sayılı Kanun'un 223/2-b maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi gerektiğine,

8. Sanık ... müdafilerinin temyiz sebepleri özetle; sanık hakkında 5271 sayılı Kanun'un 223/2-b maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi gerektiğine,

İlişkindir.

III. GEREKÇE

A. Sanıklar ... ve ... Hakkında Nitelikli Kasten Öldürme Suçundan Verilen Hükümler Yönünden

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından şüphe sanıklar lehine değerlendirilerek atılı suçtan ayrı ayrı beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık ... Hakkında Kasten Öldürme Suçundan Verilen Hüküm Yönünden

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği, eksik incelemenin bulunmadığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların

toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, hükme esas alınan adli raporların yeterli olduğu, Dairemizin yerleşik kararlarında canavarca hisle öldürmenin, sırf öldürmüş olmak için öldürme, ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürme, eziyet çektirerek öldürmenin ise öldürme kastının yanında işkence ya da eziyet çektirme kastını içeren, ölümü meydana getirme bakımından zorunlu olmayan ve ölüme takaddüm eder vahşice hareketler olarak tanımlanması karşısında, sanığın canavarca hisle ya da eziyet çektirerek öldürme amacıyla hareket ettiğini kabule yeterli her türlü kuşkudan uzak yeterli kesin kanıt bulunmadığı, daha önce birbirlerini tanımayan ve herhangi bir husumetleri bulunmayan taraflar arasında olayın ani geliştiği ve sanığın doğrudan maktulü hedef alarak silahtan sayılan kırık bardak ile öldürmeye teşebbüs ettiği, dolayısıyla tasarlamanın ve olası kast hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı, bu itibarla sanığın eylemine uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği, ilk haksız eylemin sanıktan geldiği, maktulden sanığa yönelen etki-tepki dengesini bozacak nitelikte haksız söz veya davranış bulunmadığı ve takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle sanık hakkında uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C. Sanıklar ... ve ... Hakkında Kasten Yaralama Neticesinde Ölüme Neden Olma Suçundan Verilen Hükümler Yönünden

1. Sanıklar ... ile ...'ün evli olup Sosyal Güvenlik Kurumunda çalıştıkları, Ankara'da çalışıp ikamet eden bu sanıkların, sanıklar ... ve ... ile eski arkadaş oldukları, ... ile meslektaş olup aynı kurumun İstanbul biriminde çalışan sanık ...'ın geçici olarak Ankara'ya gelmesi nedeniyle olay günü sanıkların buluştukları, ... ile ...'nin daha önce sıkça uğradıkları, maktul ...'in solist olarak müzik icra ettiği ... Mahallesinde bulunan ... Cafe Bar'a saat 23.30 sularında hep birlikte geldikleri, bu arada maktulün sahnede olduğu, maktulün eski arkadaşlarından oluşan bir grubun da barda bulunduğu, gruptan birinin doğum günü olması nedeniyle onlara özel bir program yapmak isteyen maktulün ilerleyen dakikalarda genel program bittiğinde özellikle erkek müşterilerin dışarı çıkmasını istediği ve bu yönde anons yaptığı, sanıkların bara geldiklerinde barın kapalı alanı dışında bir müddet oyalandıktan sonra genel program biterken içeri girdikleri ve arka tarafta kalan masalardan birine oturdukları, bu nedenle maktul tarafından yapılan anonsu duymadıkları, bir süre sonra sanık ...'in sahneye yakın şekilde konumlanmış doğum günü kutlamasındaki kadın grubun arasına gelip karaokeye eşlik etmeye çalıştığı, hatta bu gruptan bir kadınla birlikte cep telefonundan şarkı sözlerine de baktıkları, bu aşamada sanık ... ile maktul arasında şarkının söylenip söylenmemesi konusunda sözlü atışmanın başladığı, ...'in arkasından sanık ...'in de sahneye yani tartışmanın olduğu yere yaklaştığı, bu sırada maktulün daha önce yaptığı anonsa rağmen, yönettiği programa arkadaşlarının yanında saygı gösterilmediği düşüncesiyle ve ayrıca sanık ...'in teklifsizce kendilerine özel olarak düşündüğü eğlenceye dahil olup arkadaşlarıyla iletişim kurma çabasından da hoşlanmadığından sanık ...'e tepki gösterdiği, genel programın bittiğini hatırlatarak ...'in sahneden uzaklaşmasını istediği, maktulün tepkili uyarısına anlam veremeyen ve aldırmayan ...'in maktule aynı tonda itiraz ettiği, birbirlerine söylenen sert sözlerin bir noktadan sonra küfürlü sözlere ve itişmeye dönüştüğü, sanık ...'in haber vermesi üzerine olaya diğer sanıkların da dahil oldukları, maktulün sanık ...'yi omzundan sertçe iterek "...burada varoşluk yapmayın, varoşlar, çekin gidin..." dediği, olayın bu kısmına kadar tartışmaya dahil olmayan sanık ...'nin oturduğu masadan kalkarak "...sen benim karımı nasıl itersin?.." diyerek maktule tepki gösterdiği, yakın mesafedeki müşteriler, iş yeri görevlileri ve maktulün arkadaşlarının araya girmesi ile gerilimin sona erdirildiği, sanık ... dışındaki diğer sanıkların yarım kalan bira bardaklarını ellerine alıp iş yerinin çalışanı olan tanık ... ile birlikte ... Bar’ın dışına çıkıp giriş kapısından yaklaşık 10-15 metre mesafede duvar kenarında yarım kalan biralarını bitirmek için durdukları, ayrıca sanık ... ile tanık ...’ın içeride meydana gelen olay hakkında konuştukları, bu durumun yaklaşık 10-15 dakika kadar sürdüğü, bu sırada iş yerinin iç kısmında bulunan maktulün içeride misafirleriyle yaklaşık 15-20 dakika kadar sohbet ettiği, sonrasında arkadaşlarını yolcu etmek amacıyla yanında kız arkadaşı ... da olduğu halde iş yeri kapısından sokağa doğru çıktıkları, ilk aşamada sanıkların bulundukları noktanın aksi istikametine doğru yürüdükleri, maktulün arkadaşlarını yolcu ettikten sonra Pelin ile tekrar iş yerine girmek için geri döndüğünde sanıkları fark ederek içeride yaşanan tartışmanın da etkisiyle sanıkların bulunduğu alana doğru tartışmayı sürdürme gayesiyle geldiği, maktulün kendilerine doğru geldiğini gören ...'nin maktulün önüne geçtiği ve tepki gösterdiği, maktulün ...'ye tekrar bir temasta bulunup kenara doğru iterek uzaklaştırmak istediği, maktulün kendisine yönelik içeride başlayan davranışlarına öfkeli olan sanık ...'in, maktulün sürmekte olan tepkili tavır ve davranışlarıyla iyice öfkelenerek bir anda elinde bulunan büyük kadeh şeklindeki bira bardağıyla maktulün kafasının sol tarafına vurduğu, vurmasıyla birlikte bardağın üst kısımlarının kırılıp sap kısmının sanık ...'in elinde kaldığı, maktulün de karşı koymasıyla bir anda tartışmanın kavgaya dönüştüğü, sanıklar ... ve ...'nin aynı anda maktul ile ... arasında başlayan kavgaya dahil olup üç erkek sanığın maktule müdahale edip vurmaya başladıkları, maktulün de onlara vurmaya çalıştığı, sanık ...’yi sağ kolundan tutup yere fırlattığı, yere düşen sanık ...'nin bu aşamada sağ omzunun kırıldığı, elinin de yerdeki cam parçalarıyla kesilmesi nedeniyle maktule yönelik eylemine devam edemediği, sanık ...'in ise ayakta kaldığı, maktule bir süre vurduğu, olayın büyüdüğünü, sanık ...'in camla vurmaya başladığını ve kan çıktığını görünce duraksadığı, elinden yaralanmasının da etkisiyle maktule yönelik eylemine son verdiği, savunma zaafiyetinden faydalanan ve yere çöken maktulün üstünde bulunan sanık ...'in başlangıçta maktulün kafasına vurduğu kadehin elinde kalan silindirik, sivri, delici ve kesici bir araca dönüşen sap kısmıyla maktulü belli bir pozisyonda yakalayarak, yüz, çene ve boyun bölgesinin sağ tarafına üst üste darbeler vurduğu ve üçüncü darbenin damar yaralanması meydana getirmesi nedeniyle maktulün ölümüne neden olduğu, yanakta kalan diğer iki darbenin ise ölüme neden olmadığı, sanık ... tek başına maktulün üstünde iken Pelin'in ...'in tişörtünden çekip maktulü kurtarmaya çalıştığı, bu arada ...'in tişörtünün tamamen yırtıldığı, eylemin Pelin'in ...'e müdahalesi ile sona erdiği ve maktulün olay yerinde keskin cisim yaralanmasına bağlı büyük damar kesilmelerinden gelişen iç ve dış kanama sonucu öldüğü anlaşılmıştır.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği, eksik incelemenin bulunmadığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip

tartışıldığı, hükümlere esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, hükümlere esas alınan raporların yeterli olduğu, Dairemizin yerleşik kararlarında canavarca hisle öldürmenin, sırf öldürmüş olmak için öldürme, ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürme, eziyet çektirerek öldürmenin ise öldürme kastının yanında işkence ya da eziyet çektirme kastını içeren, ölümü meydana getirme bakımından zorunlu olmayan ve ölüme takaddüm eder vahşice hareketler olarak tanımlanması karşısında, sanıkların canavarca hisle ya da eziyet çektirerek öldürme amacıyla hareket ettiklerini kabule yeterli her türlü kuşkudan uzak yeterli kesin kanıt bulunmadığı, daha önce birbirlerini tanımayan ve herhangi bir husumetleri bulunmayan taraflar arasında olayın ani geliştiği, dolayısıyla tasarlamanın uygulanma koşullarının bulunmadığı, dosya içeriğinden varlığı anlaşılan, maktulden sanıklara yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında belirlenen indirim oranlarının isabetli olduğu, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle sanık ... hakkında uygulanmasına, sanık ... hakkında ise uygulanmamasına karar verildiği anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümlerde bozma nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Sanıklar ... ile ...'in, sanık ...'in maktulün başının sol tarafına bardakla vurduğunu görmelerinden itibaren, kavgaya dahil olarak maktule yönelik beden yoluyla darp uygulayarak ölüme yol açan sanık ...'in eylemine zemin hazırlayıcı bir fonksiyon üstlendikleri ve çok kısa bir zaman süreci içinde olup biten eylemde maktulün genel direncini kırmakta rol oynadıkları dikkate alındığında, sanıklar ... ve ...'in, sanık ...'in öldürme eylemine 5237 sayılı Kanun'un 39/2-c maddesi kapsamında suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle yardım eden olarak katıldıkları ve sanıkların ayrı ayrı 5237 sayılı Kanun'un 81/1, 39/2-c, 29/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçundan mahkûmiyetlerine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

A. Şikayetçi ... Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden

Maktulün kız arkadaşı olan şikayetçi ...'ın, sanıklar hakkında maktule karşı verilen nitelikli kasten öldürme, kasten öldürme ve kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçlarından verilen hükümler yönünden suçtan zarar gören sıfatının, 5271 sayılı Kanun'un 237/1. maddesi mezkûr suçlardan açılan kamu davasına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260/1. maddesi gereği bu suçlardan verilen hükümleri temyize hak ve yetkisi bulunmadığından, şikayetçi Pelin vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298/1. maddesi uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanıklar ... ve ... Hakkında Nitelikli Kasten Öldürme, Sanık ... Hakkında Kasten Öldürme Suçlarından Verilen Hükümler Yönünden

Gerekçe bölümünün (A) ve (B) paragraflarında açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 24.11.2023 tarihli ve 2023/1546 Esas, 2023/1953 Karar sayılı kararında katılanlar vekilleri ve sanıklar müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden

5271 sayılı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

C. Sanıklar ... ve ... Hakkında Kasten Yaralama Neticesinde Ölüme Neden Olma Suçundan Verilen Hükümler Yönünden

Gerekçe bölümünün (C-3) numaralı paragrafında açıklandığı üzere suç vasfında yanılgıya düşülmesi nedeniyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 24.11.2023 tarihli ve 2023/1546 Esas, 2023/1953 Karar sayılı kararına yönelik katılanlar vekilleri ve sanıklar müdafilerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname'ye uygun olarak, oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Bozma nedeni ve tutuklulukta geçirilen süreler dikkate alınarak sanıklar ... ve ... müdafilerinin tahliye taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-b maddesi uyarınca takdiren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.03.2025 tarihinde karar verildi.

K A R Ş I O Y

Sanıklar ... ve ... hakkında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin kararına yönelik temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan bozmaya yönelik Sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayız.