Logo

1. Ceza Dairesi2024/2269 E. 2024/2180 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hükmün açıklanması geri bırakılan hükümlünün denetim süresi içinde işlediği iddia edilen suç nedeniyle hükmün açıklanması kararının hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden *önce* işlenen suçlar nedeniyle denetim süresi içinde yeni suç işlendiğinden bahsedilemeyeceği ve hükmün açıklanmasının mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin hükmün açıklanmasına ilişkin kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

K A N U N Y A R A R I N A

B O Z M A

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇLAR : Kasten yaralama, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama

İNCELEME KONUSU

KARAR : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet

KANUN YARARINA BOZMA

YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Karaman 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.09.2023 tarihli ve 2023/462 Esas, 2023/453 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 ... maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında,

1. Mağdurlar Hidayet ve ...'e karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 defa 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına,

2. Mağdur ...'ye karşı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci

maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ilişkin hükümlerin, istinaf edilmeksizin 29.09.2023 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştikleri belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 09.01.2024 tarihli ve 2023/27183 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.02.2024 tarihli ve KYB-2024/9183 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.02.2024 tarihli ve KYB-2024/9183 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

“1) Karaman 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.12.2013 tarihli ve 2013/93 esas, 2013/144 sayılı kararının 14.06.2017 tarihinde kesinleştiği, ihbarda bulunan Karaman 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.03.2023 tarihli ve 2023/84 esas, 2023/294 sayılı kararına konu ikinci suçun 09/02/2017 tarihinde işlendiği gözönüne alındığında, 5 yıllık denetim süresi başlamadan önce ikinci suçun işlendiği ve hükmün açıklanma şartlarının oluşmadığının gözetilmemesinde,

2) Karaman 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.09.2023 tarihli ve 2023/462 esas, 2023/453 sayılı kararıyla sanığın mağdur ... Yavuzer'e karşı işlediği kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine ilişkin hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, anılan kararın Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 08.05.2017 tarihli ve 2016/9380 esas, 2017/5966 karar sayılı ilâmıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmakla, mağdur ... Yavuzer yönünden açıklanacak bir kararın bulunmaması karşısında, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

A. Mağdur ...'yi Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu Yönünden

1. Öğretide olağanüstü temyiz olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü kanun yolunun koşulları ve sonuçları, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesi ile aynı Kanun'un 310 uncu maddesinde düzenlenmiştir. 5271 sayılı Kanun’un, Kanun yararına bozma başlıklı 309 uncu maddesinin inceleme konusu ile ilgili birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan; "(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.

(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.

(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar." şeklindeki düzenlemeler uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak

bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.

Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için, bu karar veya hükmün hukuken geçerli olması ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.

2. Hâkim veya mahkemenin, kovuşturma aşaması sonucunda verdiği karar ya da hüküm, kanun yolu incelemesi ile ortadan kaldırılmadıkça veya yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulü söz konusu olmadıkça aynı davaya bakma imkânı olmadığı hâlde, mahkemenin, yeniden dosyayı ele alarak verdiği karar ya da hüküm hukuken geçersizdir. Bu hüküm veya karar, kural olarak olağan kanun yolu olan itiraz, istinaf ve temyiz yoluna konu olamayacağı gibi olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluna da konu olamaz.

3. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 27.10.2009 tarihli ve 2009/206 Esas, 2009/250 Karar sayılı kararında; "...Hukuken geçerli olmayan karar ve hükümlere karşı yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması olanaklı olmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının bu nedenlerle kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin bu nedenlerle reddine karar verilmesi" gerektiği kabul edilmiştir.

4. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; hükümlü hakkında mağdur ...'ye karşı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan Mahkemenin 25.12.2013 tarihli ve 2013/93 Esas, 2013/144 Karar sayılı kararı ile hükümlünün 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 08.05.2017 tarihli ve 2016/9380 Esas, 2017/5966 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, anılan karara ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar verilmediği tespit edilmiştir.

Böylece hükümlü hakkında mağdur ...'ye yönelik eylemi nedeniyle kesinleşmiş mahkûmiyet kararı verilmiş olduğu hâlde; aynı Mahkemece inceleme konusu karar ile hükümlü hakkında ikinci kez hüküm kurulmuş olması nedeniyle bu ikinci hükmün hukukî değerden yoksun ve yok hükmünde bulunduğu belirlenmiştir.

Hukuken varlık kazanmayan bir kararın kanun yararına bozma istemine konu edilmesi de olanaklı değil ise de mevzuatta hukuken geçersiz nitelikteki kararların kendiliğinden yok sayılmasını düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Hukuken geçersiz ve yok hükmündeki kararlar, olağan veya olağanüstü kanun yolları vasıtasıyla, hukuken geçersiz olduklarına ilişkin bir tespit yapılmadıkça şeklen varlığını koruyacaktır.

5. Yukarıda (3) numaralı paragrafta zikredilen YCGK, 2009/206 E., 2009/250 K. sayılı kararında açıklandığı üzere hukuken geçerli olmayan, yok hükmünde olan inceleme konusu kararın kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının (2) numaralı kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

B. Mağdurlar Hidayet ve ...'i Kasten Yaralama Suçu Yönünden

1. 5271 sayılı Kanun’un, “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231 ... maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan sekizinci fıkrasının birinci cümlesi ve onbirinci fıkrasının birinci cümlesi; “(8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. ...

...

(11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. ...” şeklinde düzenlenmiştir.

Denetim süresi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usûlüne uygun olarak kesinleşmesi üzerine başlar. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık, bu karar usûlüne uygun bir şekilde kesinleştikten sonra, beş yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve tabi tutulduğu denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirlerine riayet etmemesi hâlinde hüküm açıklanacaktır.

2. İnceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 14.06.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Hükümlünün denetim süresi içerisinde işlediği ihbar olunan Karaman 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.03.2023 tarihli ve 2023/84 Esas, 2023/294 Karar sayılı kararına konu suçun hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların kesinleşmesinden önce 09.02.2017 tarihinde işlenmiş olduğu belirlenmiştir.

3. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının usûlüne uygun olarak kesinleşmesinden önce işlenmiş olan suç nedeniyle hükmün açıklanamayacağı dikkate alınmadan hükümlünün tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine dosyanın ele alınarak hükmün açıklanmasına karar verilmesi Kanun’a aykırı olup (1) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

4. Bununla birlikte güncel adlî sicil kaydının incelenmesinde; hükümlünün 24.12.2017 tarihinde işlediği hükümlünün veya tutuklunun kaçması suçundan Karaman 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.07.2019 tarihli ve 2019/110 Esas, 2019/397 Karar sayılı kararı ile 500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş olduğu, mezkûr kararın 20.11.2019 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. Buna göre Mahkemece hükmün açıklanması yönünden olağan dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği de dikkate alınarak yeniden değerlendirme yapılmalıdır.

III. KARAR

A. Mağdur ...'yi Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu Yönünden

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki (2) numaralı düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

B. Mağdurlar Hidayet ve ...'i Kasten Yaralama Suçu Yönünden

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının (1) numaralı kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Karaman 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.09.2023 tarihli ve 2023/462 Esas, 2023/453 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

01.04.2024 tarihinde karar verildi.