Logo

1. Ceza Dairesi2024/2363 E. 2024/8238 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçu mu yoksa kasten yaralama suçu mu olduğu ve haksız tahrik indiriminin doğru uygulanıp uygulanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdura iki el ateş etmesi sonucu oluşan yaralanmaların hayati tehlikeye yol açmış olması ve mağdurun öldürücü olan karın bölgesine ateş edilmiş olması nazara alınarak, eylemin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu ancak yerel mahkemece suç niteliğinde yanılgıya düşülerek kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması ve haksız tahrik indiriminin asgari düzeyde uygulanması hukuka aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi

SAYISI : 2024/298 E., 2024/326 K.

SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. İstinaf bozması üzerine, Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.12.2023 tarihli ve 2023/371 Esas 2023/526 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında mağdura yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81/1, 35/2, 29/1, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 31.01.2024 tarihli ve 2024/298 Esas, 2024/326 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme ilişkin sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; haksız tahrikin derecesine, meşru savunma veya meşru savunmada sınırın aşılması hükümlerinin yasal koşullarının oluştuğundan bahisle sanığın beraatine veya ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiğine, suç vasfına, kabul ve delil değerlendirmesinin hatalı olduğuna, gerekçeye ilişkindir.

III. GEREKÇE

Olay tarihinde sanık ...'a ait işyerinde sanık ile birlikte tanıklar ..., ... ve ...'in bulunduğu, tanık ...'ın tanık ...'i arayarak nerede olduğunu sorduğu ve sanığın işyerinde olduğunu söyleyerek yanlarına gelmesini istediği, olay yerine katılan ..., tanıklar ... ve ...'ın geldikleri, sanık ile katılan ve tanıkların işyerine girerek oturmaya başladıkları, bir süre sonra sanık ile katılan ve tanık ... arasında sözlü olarak tartışma çıktığı, katılanın eline aldığı bıçak ile sanığı tehdit ettiği ve tekme ile sanığın yüzüne vurarak BTM ile giderilebilir şekilde yaralanmasına neden olduğu, sanığın belinden çıkardığı silahı ile önce yere doğru bir el ateş ettiği, bu eylemi neticesinde katılanın elinden yaralandığı, katılan ve tanıkların işyerinin dışına doğru kaçmaya başladıkları, sanığın katılanın arkasından bir el daha yere doğru ateş ettiği, yerden seken mermi çekirdeğinin katılanın vücuduna isabet ettiği ve katılanın bağırsak delinmesine neden olacak ve yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralanmasına neden olduğu anlaşılmıştır.

1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından kasten gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, meşru savunma veya meşru savunmada sınırın aşılması hükümlerinin uygulama olanağı bulunmadığı anlaşıldığından temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde bozma nedenleri dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Sanığın katılanın önce elinden yaralanacak şekilde 1 el ateş ettiği, devamında ise kaçmakta olan katılanın arkasından yere doğru 1 el daha sıktığı, yerden seken ve bu sırada deforme olan mermi çekirdeğinin katılanın vücuduna girerek ince bağırsakta harabiyet oluşturduğu, hayati tehlikeye neden olduğu olayda suçun işleniş şekli dikkate alınarak sanığın eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu ancak yerel mahkemece makul seviye ile azami seviye arasında bir ceza tayini yerine suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan cezalandırılması, hukuka aykırı bulunmuştur.

3. 1/4'ten 3/4'e kadar ceza indirimi öngören 5237 sayılı Kanun'un 29. maddesinin uygulanması sırasında, katılandan kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan davranışlarının ulaştığı boyut dikkate alındığında, makulle asgari oran arasında bir ceza indirimi yerine, yazılı biçimde, daha az vahamet gösteren olaylarda uygulama olanağı bulunan asgari düzeyde 1/4 oranında indirim yapılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde (2) ve (3) numaralı paragraflarında açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz sebepleri "suç vasfı ve haksız tahrik" yönünden yerinde görüldüğünden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 31.01.2024 tarihli ve 2024/298 Esas, 2024/326 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, sayın Başkan v. ...'in suç niteliğine ilişkin karşı oyu ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.12.2024 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Oluş ve kabule göre, sanık ile mağdur arasında başlayan kavgada, sanığın tabanca ile bir el ateş ederek mağduru elinden yaraladığı, ardından kaçmaya çalıştığı sırada sanığın mağdurun karın bölgesine bir kez daha ateş ettiği, batına nafiz olan bu atışın mağdurun kalın bağırsağında iki adet, ince bağırsağında dört adet delinme meydana getirdiği, ince bağırsaktaki yaralanmaların kısmi rezaksiyon oluşturduğu,

Alınan kriminal raporda, olay anında mağdurun giydiği hırka üzerinde oluşan delinme bölgelerinin etrafındaki atış artıklarının dağılımı ve yoğunluğu itibariyle yapılan atışların yakın atış niteliğinde bulundukları,

Yine alınan kriminal rapora göre, sanığın olayda kullandığı 9 mm çapındaki yarı otomatik tabancanın emniyet ve ateşleme sisteminin sağlam ve işler durumda olduğu, olay yerinde elde edilen iki adet boş kovanın bu tabancadan atıldıkları anlaşılmıştır.

Sayın çoğunluk, sanığın kastının yaralama olduğunu kabul etmektedir. Olayımızda sanığın kastının yaralama olması için, sanığın tabanca ile mağdurun öldürücü olmayan bölgelerine ateş etmesi gerekirdi, oysa sanığın tabanca ile mağdurun öldürücü olan karın nahiyesine ateş ederek iç organlarını parçalamıştır.

Sanık ateş ederken kendisine herhangi bir dış müdahale olmamıştır. Tabancanın herhangi bir mekanik arızasından bahsedilmemektedir. Üstelik sanık mağdura iki el ateş etmiştir. Ortada bu maddi gerçek dururken, fiziksel olgu ve gerçeklere aykırı olarak, sanığı kurtarmaya yönelik bir kısım beyanlara üstünlük tanımak suretiyle suçun yaralama olarak vasıflandırılması mümkün görülmemektedir.

Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre de dış müdahale olmaksızın, tabanca ile mağdurun öldürücü bölgelerine ateş ederek onun iç organlarında harabiyet meydana getirmesi ve bu nedenle yaşamını tehlikeye sokması karşısında, sanığın kast ve eylemi öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturmaktadır.

Bu itibarla, sanığın dış dünyaya yansıyan eylemine göre mağdura karşı öldürmeye teşebbüs suçunu işlediğinden, yaralama şeklindeki sayın çoğunluğun kararına katılmamaktayım.