"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 1998/32 (E), 1999/26 (K) sayılı ek kararı 11.05.2022 tarihli ve 2022/469 değişik iş sayılı kararı
İNCELEME KONUSU KARAR: Uyarlama isteminin reddine, memnu hakların iadesine
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Adam öldürme, kasten adam öldürmeye tam teşebbüs, kasten adam öldürmeye eksik teşebbüs ve 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunu’na muhalefet suçlarından sanık ...'in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 448, 51/1, 449, 61, 62, 59/2. (4 kez), 6136 sayılı Kanun'un 13/1, 3506 sayılı Kanun'un 1, 2, 4 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4. maddesi uyarınca 35 yıl 10 ay ağır hapis ve 4.266.666 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin 24.03.1999 tarihli ve 1998/32 Esas, 1999/26 Karar sayılı kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 16.02.2000 tarihli ve 1999/2304 Esas, 2000/371 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, Artvin Cumhuriyet Başsavcılığınca 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddeleri uyarınca uyarlama yargılaması yapılması talebinin kabulü üzerine yapılan yargılama neticesinde, 765 sayılı Türk Ceza Kanun'un sanığın lehine olduğu gözetilerek 35 yıl 10 ay ağır hapis ve 416,00 Türk lirası ağır para cezasının aynen infazına ilişkin Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2006 tarihli ve 1998/32 Esas, 1999/26 Karar sayılı ek kararını takiben, hükümlünün yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2022 tarihli ve 2022/469 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 13.02.2024 tarihli ve 94660652-105-08-13097-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 08.03.2024 tarihli ve 2024/22327 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 08.03.2024 tarihli ve 2024/22327 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"1-Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2006 tarihli ve 1998/32 Esas, 1999/26 Karar sayılı ek kararı yönünden yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı ilamına nazara alındığında, lehe kanunun saptanıp uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, delil toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa veya cezanın bireyselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması olanağı sonraki kanun ile doğmuşsa, uyarlama yargılaması yapıldığı sırada duruşma açılmak suretiyle lehe kanunun belirlenmesi suretiyle uyarlama kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2022 tarihli ve 2022/469 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, Artvin Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün talebinin kabulü ile yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verilmiş ise de, anılan karara dayanak teşkil eden 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan, ''5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.'' şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, Artvin Cumhuriyet Başsavcılığının 02.09.2002 tarihli yerine getirme fişlerinde hapis cezalarının yerine getirme tarihinin sehven 22.08.2002 tarihi olarak belirtildiği, sanığın bihakkın tahliye tarihinin 20.01.2034 olduğu, memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olmasının gerekmesi karşısında, yasaklanmış hakların iadesine ilişkin kararın verildiği 11.05.2022 tarihinde kararın infaz edilmediği, dolayısıyla da 5352 sayılı Kanun'un 13/A maddesinde yer alan şartların gerçekleşmediği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
Şeklinde düzenlenmiştir.
2.Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2006 tarihli ve 1998/32 Esas, 1999/26 Karar sayılı ek kararı yönünden yapılan incelemede;;
Hükümlü ... hakkında kasten öldürme, nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından 765 sayılı Türk Ceza Kanunu uygulanarak verilmiş ve kesinleşmiş olan hükümlerin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9 uncu maddesi gereğince yeniden ele alınıp, lehe olan yasanın belirlenmesi ve uygulanması sırasında; teşebbüs, haksız tahrik, suç niteliğinin ve cezanın belirlenmesinde takdir hakkının kullanılması söz konusu olduğundan duruşmalı inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, duruşma yapılmaksızın karar verilip, kasten öldürme suçundan verilen ve kesinleşen uyarlama isteminin reddine karar verilen hükmün ceza miktarı itibariyle re'sen temyize tabi olduğu dahi gözetilmeksizin kesinleştirildiği ve infaza verildiği anlaşılmakla, verilen bu karar Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
3. Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2022 tarihli ve 2022/469 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün talebinin kabulü ile yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verilmiş ise de, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan, ''5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.'' şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesine karar verilebilmesi için cezanın infazının tamamlanması, infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olması, kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememesi ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması şartlarının gerçekleşmesinin arandığı, hükümlünün 29.07.2002 tarihinde şartla tahliyesine karar verildiği ancak bihakkın tahliye tarihinin 20.01.2034 olduğu anlaşılmakla, talep ve yasaklanmış hakların iadesine ilişkin kararın verildiği 11.05.2022 tarihi itibariyle hükümlünün cezasının infazının tamamlanmadığı ve 5352 sayılı Kanun'un 13/A maddesinde yer alan cezanın infazının tamamlanması ve süre şartının henüz gerçekleşmemiş olmasına rağmen hatalı olarak düzenlenen 02.09.2002 tarihli, cezanın 22.08.2002 tarihinde infaz edildiğine ilişkin yerine getirme fişlerine itibar edilerek memnu haklarının iadesine karar verilmesi Kanun'a aykırı ve kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Artvin Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.06.2006 tarihli ve 1998/32 Esas, 1999/26 Karar sayılı ek karar ile 11.05.2022 tarihli ve 2022/469 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.03.2025 tarihinde karar verildi.