"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2010/82 E., 2011/500 K.
SUÇLAR : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, kasten yaralama
HÜKÜMLER: Mahkûmiyet
İTİRAZNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İTİRAZA KONU KARAR: Onama
Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 11.03.2014 tarihli ve 2013/20603 Esas, 2014/10087 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 14.03.2024 tarihli ve KD-2024/11183 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 308/1. maddesi uyarınca yapılan lehe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308/2. maddesi gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İTİRAZ SEBEPLERİ
Pendik (Kapatılan) 1. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada, aynı yargı çevresindeki Maltepe 2 Nolu L Tipi Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan, 26.05.2011 tarihli duruşmada savunması alınan ve duruşmalardan bağışık tutulması konusunda talebi olmayan sanığın, duruşmaya getirtilmeden yokluğunda mahkûmiyetine karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması hukuka aykırı olduğundan, hükmün 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 321. maddesi uyarınca bozulması talebine ilişkindir.
II. GEREKÇE
1.UYAP kayıtlarına göre hüküm tarihinde aynı yargı çevresindeki Maltepe 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunduğu anlaşılan ve duruşmalardan bağışık tutulma yönünde istemi bulunmayan sanığın, duruşmaya getirtilmeden ya da SEGBİS sistemi aracılığıyla duruşmada hazır edilmeksizin hakkında mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Ludi/İsviçre, B. No: 12433/86, 15/06/1992 P. 49/50; Artico/İtalya, B. No: 6694/74, 13/5/1980 P. 33; Sejdovic/İtalya, B. No: 56581/00, 1/3/2006 P. 81) kararlarında belirtildiği üzere savunma hakkı kısıtlanarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Adil yargılanma hakkı başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesi ile 5271 sayılı Kanun'un 196. maddesine muhalefet edilmesi nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.
2. Kabul ve uygulamaya göre;
a.Sanığın, şikayetçi ...'ı hem kemik kırığına hem de yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde kasten yaraladığı kabul edilen olayda; birden fazla nitelikli halin ihlali ile atılı suçu işleyen sanık hakkında, meydana gelen zararın ağırlığı ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 3. maddesinde belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak aynı Kanun'un 86/1. maddesi gereğince temel cezaya hükmedilirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini,
b.Sanık hakkında şikayetçi ...'a karşı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan kurulan hükümde; sanığın 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-e maddeleri uyarınca belirlenen cezasının, 5237 sayılı Kanun'un 87/1-d maddesi uyarınca bir kat artırılması, hükmedilen cezanın 5 yıldan az olması halinde ise aynı Kanun'un 87/1-son maddesi uyarınca 5 yıla çıkartılması gerekirken, aynı Kanun'un 87/1-d maddesi uyarınca bir kat artırım uygulanmadan doğrudan 87/1-son maddesi uyarınca 5 yıla hükmedilmesi,
c.Sanık hakkında kurulan hükümlerde takdiri indirim uygulanırken, uygulanan kanun maddesinin 5237 sayılı Kanun'un 62/1. maddesi yerine hatalı olarak 5237 sayılı Kanun'un 59. maddesi olarak gösterilmesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
III. KARAR
1. Gerekçe bölümünde (1) numaralı bentte belirtilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ KABULÜNE,
2. 5271 sayılı Kanun’un 308/2. maddesi gereği Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 11.03.2014 tarihli ve 2013/20603 Esas, 2014/10087 Karar sayılı onama ilâmının KALDIRILMASINA,
3.Başkaca yönleri incelenmeyen İstanbul Anadolu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.06.2011 tarihli ve 2010/82 Esas, 2011/500 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden, gerekçe bölümünün (1), (2-a), (2-b), (2-c) bentlerinde açıklandığı üzere savunma hakkının kısıtlanması, kabul ve uygulamaya göre de şikayetçi ...'a karşı kurulan hükümde temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, yine aynı hükümde 5237 sayılı Kanun'un 87/1-d maddesi uyarınca bir kat artırım uygulanmadan aynı Kanun'un 87/1-son maddesi uyarınca doğrudan 5 yıl hapis cezasına hükmedilmesi ve hükümlerde takdiri indirim uygulanırken kanun maddesinin 5237 sayılı Kanun'un 62/1. maddesi yerine 5237 sayılı Kanun'un 59. maddesi olarak gösterilmesi nedenleriyle hükmün 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi uyarınca Tebliğname'ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, sanığın şikayetçi ...'a karşı kurulan hükümde ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca dikkate alınmasına,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.11.2024 tarihinde karar verildi.